Pakize Akbaba dün niye PKK’dan rahatsız olmadın?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Pakize Akbaba dün niye PKK’dan rahatsız olmadın?

 

CHP’li siyasetçi kimliğiyle bilinen Pakize Akbaba, şehidimiz Namık Ayhan Akbaba’nın annesidir. O, her ne kadar siyasi bir figür olarak hareket etmeyi tercih etse de, şehit annesi olarak kendisine karşı saygısızlık etmek veya kötü bir sözle muhatap olmak elbette mümkün değildir; bunu şehitlik makamına duyduğumuz saygı, edebimiz ve adabımız gereği yapmayız.

Bununla birlikte, Pakize Akbaba’nın şehit anası olmanın ağırlığını ve sorumluluğunu tam anlamıyla taşıyamadığını sıklıkla vurgulamaktayız. Söyledikleri ile yaptıkları arasında uyumsuzluk, çok büyük çelişkiler ve tuhaflıklar bulunduğu da görülmektedir.

Eğer terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla defalarca ittifak yapan ve sınır ötesi terörle mücadele operasyonlarına karşı çıkma geçmişi bulunan CHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi gibi partilerin politik çizgisine yönelmemiş, onların adaylık süreçlerinde yer almamış ve bu partilerin belediye başkan adaylarını ya da politikalarını desteklememiş olsaydı; edeplice dile getirdiği her sözün değerini çok daha farklı bir çerçevede değerlendirirdik. O zaman söylediklerini, “Bir şehit anası, terörsüz bir Türkiye idealine dair kaygılarını dile getiriyor” şeklinde yorumlamak mümkün olurdu.

Fakat Pakize Akbaba, hakaret içeren ifadeleri, provokatif çıkışları ve şimdi de İYİ Parti/Zafer Partisi ekseninde siyasi bir figür olarak öne çıkmayı tercih etmesiyle yeniden gündemde yer almıştır.

Son olarak, Azerbaycan–Gürcistan sınırında düşen ve Millî Savunma Bakanlığına ait C-130 tipi askeri kargo uçağında şehit olan Üsteğmen Cüneyt Kandemir, Astsubay Ümit İnce ve Uzman Çavuş Cem Dolapcı için Ankara’da düzenlenen cenaze törenine katılarak gerçekleştirdiği provokasyon tartışma yaratmıştır. İstanbul Şehit Anaları Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı olan, aynı zamanda CHP’den İstanbul 1. bölge milletvekili aday adayı olmuş ve sosyal-siyasi hayatı İstanbul’da bulunan Pakize Akbaba, neden Ankara’daki törene katılmayı tercih etmiştir? Bu olay PKK’nın alçak bir terör saldırısı olmadığına göre, “Terörsüz Türkiye sürecinde PKK’nın saldırısına tepki göstermeye gelmişti” gibi bir gerekçe de söz konusu değildir.

Bazı siyasi süzmeler, ezikler, istismarcılar ve çok yüzlüler “Bir şehit anası, şehitlerin cenazesine gelmek için senden mi izin alacak?” gibi zekâ geriliğinde olaya yaklaşabilir. Elbette izin alacak değil…Ama cenaze törenindeki tüm şehit anası, babası, evlatları ve yakınları acısını edeplice yaşarken, dün terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla defalarca siyaset ve ittifak ortağı olmuş CHP’de vekillik kovalayan Pakize Akbaba gibi birisi gelip Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler gibi vatanseverliği, terörle mücadelede kararlı duruşu ve mücadelesi olan birine provokasyon için hedef seçiyorsa biz elbette olayı çok yönlü düşünmek zorundayız.

Sayın Yaşar Güler, 2018 yılında terör örgütü PKK’ya ağır darbelerin indirildiği ve 4.600 YPG’li teröristin etkisiz hâle getirildiği Zeytin Dalı Harekâtı sırasında Kara Kuvvetleri Komutanı olarak görevdeydi. O günlerde Pakize Akbaba ise, “Ben Afrin’e girilmesini asla doğru bulmuyorum.” ve “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum.” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında siyasi bir konum arayışı içindeydi.

Bugün Pakize Akbaba’nın peşinde koştuğu İYİ Parti ise, o dönemde “İYİ Parti, tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına tamamen karşıdır.” açıklamasını yapmış; Ümit Özdağ da parti içinde, “Recep Tayyip Erdoğan, Afrin’i alma karşılığında ABD’ye ne veriyorsun?” şeklindeki çirkin söylemleriyle gündeme gelmişti.

Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kararlıyız, Afrin terör örgütlerinden temizlenecektir.” sözleriyle operasyonun iradesini ortaya koyarken; MHP Lideri Devlet Bahçeli de “Ya Afrin yıkılsın ya da teröristler yakılsın. Ya istiklal ya ölüm, ya zafer ya da son nefere, son nefese kadar şehadet.” diyerek mücadele kararlılığını en net ifadelerle ortaya koymuştu.

Ancak tam da bu süreçte, şehit annesi Pakize Akbaba’nın tercihini Afrin’e girilmesine karşı çıkan CHP çizgisinden ve YPG’ye yönelik koruyucu söylemler geliştiren siyasetçilerden yana kullandığı açıkça görülmekteydi. Şehitlerin intikamını alan Cumhur ittifakı… Buna karşı çıkan Pakize Akbaba’nın işte bu safı… İşte tüm mesele bunu görebilmek…

Durduğu safı unutan Pakize Akbaba, şehit törenine gelip, sınır ötesi terörle mücadele operasyonlarını hem Genelkurmay Başkanı iken hem de Millî Savunma Bakanı olarak büyük bir başarıyla yürütmüş olan Sayın Yaşar Güler’e İstanbul’dan gelerek “Terörsüz Türkiye” söylemi üzerinden sataşmıştır.

Dün CHP içindeyken PKK’nın siyasi uzantılarıyla yapılan tüm ittifaklara destek veren Pakize Akbaba’nın “Terörsüz Türkiye” konusunda samimi bir kaygı taşıdığını düşünmek mümkün müdür?

Anlaşılan o ki onun “Terörsüz Türkiye” hedefine karşı olmasının sebebi teröre devam eden bir PKK’yı, PKK’ya siyasi zemin sağlayan DEM gibi yapıları ve bu yapılarla kurulan ittifak düzenini sürdürmek isteyen bir yaklaşımı arzulamaktadır.

Herkesin edeplice acıyı paylaştığı, şehit ailelerinin vakur bir duruş sergilediği bir cenaze törenine gelip, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’e sataşınca, karşılığında ondan şu uyarıyı duymuştur:
“Yapma, sen de şehit anasısın. Etrafındaki şehit annelerine saygı duy. Cenazemiz var, bir müsaade et, kaldıralım.”

Bunun üzerine CHP, Zafer ve İYİ Parti’nin propaganda unsurları harekete geçmiş; Yaşar Güler’i hedef alarak “Sen şehit anasına parmak sallayamazsın.”, “Şehit anasına hakaret etti.” gibi asılsız ve maksatlı ithamlarla gündem oluşturmaya çalışmışlardır.

Terörle mücadelede başarılı bir çizgisini bulunan, beyefendi kimliğini her zaman muhafaza etmiş Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in bir şehit anasına saygısızlık yapmayacağını bilmelerine rağmen, siyasette tutunabilmek adına her türlü kara propagandayı yapıyorlar.

Aynı durum, MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım’ın “Hayırlı Günler Komşum” ziyaretleri kapsamında Etimesgut’ta gerçekleştirdiği esnaf buluşmasında da yaşanmıştı. Muhalefet, o ziyarette çekilen bir fotoğrafı “Esnaf, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine sert tepki gösterdi” diye servis etmişti. Ancak daha sonra video ortaya çıkınca, esnafın aslında dükkânının önündeki yolların perişan hâli nedeniyle CHP’li belediyeden şikâyet ettiği anlaşılmıştı.

Gelelim odak konuya ve sorulara…

Şehidimiz Astsubay Namık Ayhan Akbaba, 1993 yılında Van Başkale’de yaşanan çatışmada şehit olmuştu. Yani şehadet tarihi AK Parti iktidarı dönemine değil, çok daha öncesine, 1993 yılına denk gelmektedir. Bu tarihten iki yıl önce (1991) ise, sonradan CHP’ye katılan SHP, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HEP ile ittifak yapmış ve böylece PKK’nın ilk siyasi uzantısı TBMM’ye bu iş birliği sayesinde girmişti.

PKK’nın siyasi uzantılarının adı değişse de CHP’nin ittifakı ve işbirliği hiç değişmedi biliyorsunuz. 2015 yılında “Her CHP’li aileden HDP’ye bir oy kampanyası” yaptılar.

2019 yılında “Kürdistan’da biz kazanacağız, Batı’da da AKP ve MHP’ye kaybettireceğiz.” diyen HDP ile büyükşehirlerde, illerde ve ilçelerde ittifak kurulmuştu. Pakize Akbaba ise, aynı seçim sürecinde “HDP’lilerin başımın üzerinde yeri var, HDP’lilere layık olmaya çalışıyorum.” diyerek miting konuşmaları yapan Ekrem İmamoğlu’nu, “Ben kendimden şüphe ederim, İmamoğlu’ndan şüphe etmem.” sözleriyle canla başla desteklemişti.

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de durum değişmedi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM’de HDP ile yaptığı toplantılar sonrası varılan mutabakata ve sahada “Bir oy Yeşil Sol’a (HDP), bir oy Kemal Kılıçdaroğlu.” sloganıyla yürütülen kampanyaya rağmen, Pakize Akbaba bundan en ufak bir rahatsızlık duymamıştı.

2024 yılında da “Kent Uzlaşısı” adı altında CHP-DEM yerel seçim ittifakı yapıldı; Pakize Akbaba’yı yine gören duyan olmadı.

Oysaki terör örgütü PKK’ya ve uzantılarına karşı bir hassasiyeti olan birinin, CHP’nin, İYİ Parti’nin ve Zafer Partisi’nin DEM-HDP ittifaklarına ve terörle mücadeleye karşı çıkan tutumlarına tepki göstermesi gerekmez mi? Şehit annesi kimliğiyle, terörle mücadelede büyük başarı göstermiş Cumhur İttifakı’nın hayata geçirmeye çalıştığı “Terörsüz Türkiye” sürecine hakaret etmek yerine, kendi partilerinin PKK ile siyasi iş birliğine karşı çıkması çok daha yerinde ve anlamlı olurdu.

Biz burada, Pakize Akbaba’nın bu tutarsızlıklarını sorguluyor ve çelişkilerine dikkat çekiyoruz. Kimse, şehit anası kimliğinin arkasına sığınarak ve onu kullanarak siyasi kurnazlık sergilememelidir.

Dün PKK’nın siyasi uzantılarıyla iş birliği yapanlara susan veya destek veren birinin, bugün “Terörsüz Türkiye” sürecine karşı çıkmasını şüpheyle karşılamayacak bir sağduyu sahibi var mıdır?

 

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...