Memleketin en çok düzeltilen siyasetçisi
Küfür ve yalan, ahlaki derecesi düşük olan savunma mekanizmalarıdır. Kelime kapasitesi yetersiz birisinin sinirlenince küfretmesine veya inandırıcılık adına yalana başvurmasına sosyal hayatta sık rastlanır. Ancak doğruluk, dürüstlük, usturuplu konuşma gibi konularla insanlara rol model olan politikacılar söz konusu olduğunda yalancılık ve küfürbazlığın katsayısı fazladır. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in normalleşme ilkesiyle bezediği dilini giderek “Küfürbaz haydo” seviyesine indirmesi ve aralıksız yalan beyan vererek dikkatleri üzerine çekmesi, Beylikdüzü ve İBB Belediyelerinde kırdığı cevizlerden başı belada olan Ekrem İmamoğlu’nu savunma psikolojisinin yan etkileridir.
Yaklaşık bir buçuk yıl önce AK Parti Genel Merkezi’ni ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Erdoğan’la samimi pozlar veren Özgür Özel 40 gün sonraki iade-i ziyarette Cumhurbaşkanını CHP Genel merkezinde ağırladı. Etrafa gülücükler saçıyor, saygı ve nezakette en küçük tereddüt göstermiyordu. Bu sükûnetli tavrından dolayı CHP içindeki “katı muhalefet” yanlılarının eleştiri oklarını üzerine çekiyordu. Bugün geldiği nokta bu anlamda vahim oldu. Son desibel sesiyle bağıran, yargı mensuplarına, devlet görevlilerine tehditkâr bir dil kullanan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Bundan sonra, etrafındakine, talimat verdiğine, bizimle uğraşan itine, köpeğine sahip çık" şeklinde bozuk bir üslupla seslenen bir siyasi fenomene dönüştü.
Özgür Özel “İt, köpek” söylemiyle kimi kast etti? CHP’li belediyelere rüşvet ve yolsuzluk operasyonu düzenleyen savcıları, polisleri mi? Yoksa siyasetçi kimliği taşıyan birilerini mi? Kimi kast ederse etsin bu dil Cumhuriyetin kuruluşuna refakat eden bir geleneğin dilinden çok, devletin valisine “Vali itlik yapmıştır” diye küfreden Ekrem İmamoğlu’nun dili.
Körle yatanın şaşı kalkacağını söyleyen darb-ı mesel, Ekrem İmamoğlu Özgür Özel ilişkisinde bir kez daha doğrulandı. Şaşılaşan, sadece CHP Genel Başkanı’nın üslup şekli olmadı. Seriye bağlamış şekilde yalan söyleyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel Türkiye’nin en çok “düzeltilen” siyasetçisi haline geldi.
Özgür Özel’e göre Cumhurbaşkanı Erdoğan CHP’li Yüreğir Belediye Başkanı’nı makamına çağırıp “Yapacağım kongrede bana katılır mısın? Senin önünü açarım. Ama bir leke çalarlar, Allah korusun” diyerek üstü kapalı tehdit etmişti. Bu iddianın muhatabı olan CHP’li Yüreğir Belediye Başkanıysa Cumhurbaşkanı’nın kendilerini son derece kibar ağırladığını, ne bir tehdit ne de imada bulunduğunu söyleyerek Özgür Özel’in söylediklerinin doğru olmadığını beyan etti. Baklava kutusunda rüşvet alırken yakalanan Manavgat Belediye Başkanı’nın uyuşturucu dosyasıyla tehdit edilerek “rüşvet baskını tiyatrosuna” razı edildiğini söyledi. Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşturucu soruşturmasının söz konusu olmadığını bildirdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in Eti Maden İşletmelerinden 9 ay boyunca huzur hakkı aldığını iddia etti. Akın Gürlek’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atanırken Eti Maden’deki görevinden yıllık genel kurul kararıyla ayrılmış olduğu ortaya çıktı. Otelde yaptıkları gizli toplantıya ait kameralarının bantla kapatılmasını “Çorba içerken üzerimize bir şey dökülür diye kamerayı bantlamışlar, güya bizim itibarımızı koruyorlarmış” şeklinde önemsizleştirmeye çalıştı. Elde edilen teknik delillerde kameraların özel olarak devre dışı bırakıldığı, hatta toplantıdan önce sinyal kesici “jammer” cihazlarla otelde sinyal karartma yapıldığı anlaşıldı.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçi’nin Aziz İhsan Aktaş’a ihale verdiği için "Ya içeri atıl ya partime katıl" diye tehdit edilerek AK Parti’ye transfer edildiğini söyledi. Bahsettiği ihaleyle ilgili Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı ve Danıştay’ın bir yıl önce takipsizlik kararı verdiği ortaya çıktı. “Aziz İhsan Aktaş yurt dışına kaçtı” dedi. Aziz İhsan Aktaş televizyona çıkıp “Kaçmadım, niye kaçayım? İsteyenlere canlı konum atayım, neredeyim görsünler” diyerek kendisini düzeltti. “CHP’yi kapatacaklar” dedi, Başsavcılık tarafından yalanlandı. “Gizli tanık adliyede intihar girişiminde bulundu” dedi, doğru söylemediği anlaşıldı. Rüşvet, yolsuzluk, irtikâp gibi yüz kızartıcı fiillerle suçlanan Ekrem İmamoğlu’nu ne pahasına olursa olsun savunmayı vazife edinen Özgür Özel, siyasi doğruluk ve dürüstlük endeksinde dibi boyladı. Bir yandan sıralı yalanlarıyla ve devlet görevlilerine “it, köpek” diyecek kadar serbestleşmiş bir ağızla, öte yandan da aynı ağızdan hukuk, adalet, demokrasi talebiyle tam bir çelişki yumağına dönüştü.