Penaltıyı teknik direktör kullanacak

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Penaltıyı teknik direktör kullanacak

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sultanbeyli mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek, hayalleri olan Ekrem İmamoğlu’nu cezaevine, Mansur Yavaş’ı ABB’ye diri diri gömme açıklamasını yaptı:
“Ben bundan sonra siyasi mücadeleyi seninle sandıkta yapmaya varım. Önümüzdeki baharda da, karda kışta da varım. Aday olursan seninle yarışmaya varım.”

Peki Özgür Özel, Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş üzerinden daha önce ne söylüyordu? Bir yıl önce aynen şunları ifade etmişti:
“Ekrem Bey ile Mansur Bey’i veya Ekrem Bey ile beni karşı karşıya tutmaya çalışıyorlar. Ben ortaokul, lise, üniversite hentbol takım kaptanıyım. Altı numara oynarım, orta oyun kurucuyum. Yani takımı doğru sevk eden, yönlendiren kişi benim. Hatta kendimi bir takımın oyuncusu değil, teknik direktör olarak görüyorum. Teknik direktör, penaltı atılacağı zaman ‘Çekilin, ben atacağım’ demez. Antrenmanda olabilir ama final maçında demez, en doğru oyuncuya attırır. Ben çok iyi bir CHP Genel Başkanı olurum ama çok iyi bir cumhurbaşkanı adayı olur muyum? Benden iyisi varsa, benden daha çok oy alabilecek varsa o aday olur.”

Görünüşe göre Özgür Özel, ağır yolsuzluk ve rüşvet suçlaması içeren İBB dosyası ve sahte diploma olayları nedeniyle Ekrem İmamoğlu’nu adaylık ihtimalinden çıkarmış durumda. Mansur Yavaş’a ise hep “fasulye üstü pilav” rolü vererek idare ederken, şimdi oyun stiline uymadığı için teknik direktör gibi onu kadroya bile almıyor. “Teknik direktör, penaltı atılacağı zaman ‘Çekilin, ben atacağım’ demez” derken, şu an tam tersine, yani “penaltıyı ben atacağım” noktasına gelmiş görünüyor.

CHP’yi çeşitli katakullilerle ele geçiren ve Özgür Özel kadrosunu kendine emir eri hâline getiren Ekrem İmamoğlu da, “Ben aday olamıyorsam, Özgür Özel olsun” diyerek durumu kabullenmiş gözüküyor. Mansur Yavaş’a güvenmeyeceği ise herkesin bildiği açık bir gerçektir; zira Ekrem İmamoğlu’nun varlığı, Mansur Yavaş’ın umurunda değildir.

Şimdilik Özgür Özel ise CHP üzerindeki tüm gelişmelere, Ekrem İmamoğlu penceresinden bakmakta ve sürekli olarak Silivri’ye “Z raporu” sunmaktadır.

Özgür Özel, bugüne kadar yaptıkları ve bundan sonra yapacaklarıyla Ekrem İmamoğlu’nun kalbinde kendine sağlam bir yer edinmiştir. O emir eri duruşuyla, bu kalbe girmesi zaten kaçınılmazdı. Ekrem İmamoğlu, “yarınlarda ne olur bilinmez; belki Özgür Özel bizi düştüğümüz çukurdan çıkarır” umudunu koruyarak, onun adaylığına daha sıcak bakmaktadır.

Mansur Yavaş ise ona böyle bir umut verebilecek biri değildir. Hayatını sürekli siyasi ve maddi hesaplara göre şekillendirdiği için, Ekrem İmamoğlu’na emek harcayacak, onun için parmak oynatacak bir karaktere sahip değildir. Bu nedenle, bu saatten sonra Ekrem İmamoğlu ismi, Mansur Yavaş adına ölü yatırımdır.

Bu yüzden Ekrem İmamoğlu’na, Özgür Özel gibi “penaltıyı kendi kullanacak teknik direktör” lazımdır. Boş kaleye bile gol atamayacak siyasi kapasitesi olan Özgür Özel, tam da bu çaresizlik denkleminde Ekrem İmamoğlu için doğal bir tercih hâline gelmiştir.

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine girildiğinde CHP’nin kırk parçaya bölüneceği artık görünen bir gerçektir. Ankara’ya bir çivi bile çakmadan Cumhurbaşkanlığı hayali kuran Mansur Yavaş bir tarafa savrulacak; hançerlenerek CHP’nin elinden alınan Kemal Kılıçdaroğlu ve onun kadrosu başka bir tarafa gidecektir. Özgür Özel ise Ekrem İmamoğlu’nu kurtarma seferberliği içinde kendini tüketip yıpratacaktır.

CHP’nin sembol büyükşehir belediye başkanları iktidar partisi AK Parti’ye geçerken, bazılarının daha geçeceği konuşulurken; bir kısmının da yolsuzluk ve rüşvet suçlamaları nedeniyle cezaevinde bulunduğu düşünüldüğünde, CHP’nin içindeki curcuna ve dağınıklığın gün geçtikçe daha da derinleşeceği ortadadır. Özgür Özel’in Cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan etme konuşması sonrası CHP’de siyasi mikser daha hızlı dönecektir.

Ekrem İmamoğlu etrafında oluşturulan güç hevesi CHP’yi bu hâle getirmiş, CHP artık Silivri’den yönetilen bir partiye dönüşmüştür.

Özgür Özel’in “Aday olursan seninle yarışmaya varım.” şeklindeki Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptığı çağrı, Silivri’den onaylıdır; aksini düşünmek mümkün değildir. Zira bu açıklama Ekrem İmamoğlu ile istişare edilmeden yapılmış olsaydı, İmamoğlu koğuşunda bunalımdan kahrolur ve CHP içinde kurduğu düzenin bozulduğunu anlardı. Özgür Özel’in böyle bireysel cesaret gösterecek bir karakterde olmadığı düşünülürse, bu sözleri İmamoğlu ile istişare ederek söylediği açıktır.

CHP, tarihinde ilk kez böylesine rezil günlerden geçmektedir. Yolsuzluk ve rüşvet sarmalına düşmesi mi, CHP kongresinin para ve vaatlerle şekillendirilmesinin bizzat CHP’liler tarafından mahkemeye taşınması mı, yoksa ABD ve İngiltere’den yardım dilenme görüntüleri mi? Hangisini sayacağımızı şaşırdık. Mahkeme kapılarına bağlanmış CHP’nin İstanbul İl Başkanlığına kayyum atanıyor, kayyum Gürsel Tekin’in CHP binasındaki odasına dışkı bırakılıyor. CHP’den gerçekten çok pis kokular geliyor. Siyasi ahlak ve karakter ancak bu kadar bozulabilir.

Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel, el ele verdikleri siyasi eylem ve söylemlerle, Atatürk’ten sonra zaten farklılaşmaya başlayan CHP’nin parti dokusunu iyice bozmuşlar ve bugünkü tabloya zemin hazırlamışlardır.

Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP’nin bu hâli, Türk siyasetine yalnızca kalitesizlik katmakta ve yükten başka bir anlam ifade etmemektedir. Yerel iktidar manzarasına bakıldığında ise CHP’den Türkiye adına bir medet umulup umulamayacağı daha net anlaşılmaktadır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...