İsrail'le anladığı dilden konuşmak

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
İsrail'le anladığı dilden konuşmak

İsrail 35 ülkenin devlet başkanının katılımıyla imzalananbarış anlaşmasını yüzlerce kez çiğneyerek hiçbir hukuk, hiçbir uluslararası kaide tarafından kısıtlanması mümkün olmayan bir soykırımcı olduğunu tüm dünyaya ilan etti. İmzalanan ateşkes metnisadece Hamas’ın elindeki silahları susturdu. Hamas anlaşmanın gereğini harfiyen yerine getirirken Siyonist İsraildiplomatik şereften ne kadar uzak olduğunu gösterip Filistinlilerin üzerine çökmeye devam etti.

Barış anlaşmasının imzalandığı 10 Ekim’den bu yana 497 kez ihlal yaptılar. 342 Filistinliyi katlederek soykırım eylemlerine kaldıkları yerden devam ettiler. Sarı hattı geçme bahanesi, saldırıya uğrama yalanları İsrail’in Gazze’deki çocuk ve kadın avının yeni gerekçeleri oldu. Ateşkes haberinin gelmesiyle sokaklara dökülüp sevinmeye çalışan o çocukların neşesi İsrail’in bombalarının patlamasıyla yine kursaklarında bırakıldı. Çocuklar yine ölüyor, kadınlar, siviller, masumlar yine hedefteler. Gazze hem gökten yağan bombalarla hem de yerde kurulan açlık tezgâhıyla boğuluyor.Anlaşmaya göre Gazze’ye günde 600 tır yardım girmesi gerekiyordu. Fakat İsrail’in takoz siyaseti nedeniyle bu sayı bir türlü 600’ü göremedi.Geçiş izni verilen 100-150 tırlık yardım ise açlıktan, susuzluktan ve hastalıktan kırılan Gazze’ye nefes olmaya bile yetmedi. 

İsrail’in anlayabildiği tek dil, anlaşma değil, hukuk değil, sadece savaş dilidir.Filistin mazlum safta, İsrail ise tüm gücüyle bu mazlumu son nefesine kadar tüketmeye ant içmiş durumdadır. Batı Şeria’da Hamas yok. İsrail’e saldırı da yok. Ama İsrail ne yapıyor? Yahudi yerleşimcilerin gasp ettiği toprakları ilhak etmek için meclisine tasarı getirip oylamadan geçiriyor. İnsan hakları ihlallerinin yetmediği yerde şimdi Filistinli esirleri idam etmek için yasal zemin hazırlıyor. Canlı canlı organlarını çaldıkları, tecavüz ederek katlettikleri, aç bırakarak yok ettikleri insanları bir de meclis kararıylatemizleyebilmenin yasal yollarını hazırlıyor.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni tanımıyorlar.Dünya devlet başkanlarının huzurunda imzalanan anlaşmaları hiçe sayıyorlar. Kural tanımıyorlar, çünkü tanıdıkları tek kural güçlü olanın haklılığı. Konuşabildikleri tek iletişim dili şiddetin ve vahşetin dili. Dolayısıyla İsrail’e hukuk diliyle, insanlık değerleriyle, uluslararası kaidelerin gereklilikleriyle yaklaşmak boşluğa konuşmaktır.Filistin meselesi iyi niyet beyanlarının, deklarasyonların veya sözleşmelerin konusu olmaktan çıkmaktadır. Sorunun çözümünün diplomatik yollarda değil, güç merkezli ilişkilerde olduğu berrak hale gelmektedir. İsrail’in Türkiye’nin F-35 alımını engellemek için ABD’yi sıkıştırması ve diğerlerine ses çıkarmazken sadece Türk askerininGazze’de görevlendirilmesine şiddetle karşı çıkması bu yüzdendir. Anladıkları tek dili, gerektiğinde en iyi konuşabilen devlet olan Türkiye’nin sahada karşılarına çıkmasını asla istemiyorlar. Fakat hiçbir hukuk tanımayan, diplomatik şereften mahrum siyasetleri kendilerini bu akıbete her geçen gün biraz daha fazla yaklaştırıyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...