Köylerdeki üretime katkı yapan genç nüfusun kentlere göç etmesi, etmek zorunda kalması ülkemizde kentsel nüfus oranının artma sebeplerinden biridir. Bu göç akımı insan-doğa arasındaki ilişkinin bozulması, tarım alanlarının azalması, üretimin düşmesi, iç piyasada tüketim ile üretim miktarı arasındaki açığın artması, fiyatların artması, alım gücünün azalmasına ve kentlerdeki insanların ve gıda güvencesinin ortadan kalkmasının nedenleri arasındadır. Bu durum dünyada ve kentsel tarıma yönelik eğilimleri artırırken; ülkeleri kentsel tarım konusunda yeni stratejiler ve politikalar üretmeye zorlamaktadır. 

Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik ve Sosyal İşler Birimi’nin verilerine göre; 2030 yılında kentsel nüfus oranının yüzde 60’a, 2050 yılında ise yüzde 65’lere yükselmesi beklenmektedir. Kentlerde yaşanan bu hızlı nüfus artışının getirmiş olduğu baskı doğal yaşam alanlarının hızla yok olmasına, tarım alanlarının azalmasına, kentsel yoksulluğun ve gıda güvencesinin ortadan kalkmasına neden olmaktadır.

Günümüzde milyonlarca kent sakini, ekonomik gelir sağlamak ve gıda ihtiyaçlarını karşılamak için, ev bahçelerinde meyve ağaçları ve sebze yetiştirmektedir. Kentsel tarım; zaman (geçici), yer (ara bölgeler), sosyal yapı (kadınlar ve düşük gelirli gruplar) ve ekonomi (ekonomik krizler, gıda yoklukları) gibi koşulları yapısında bulunduran önemli bir işleve de sahiptir. Kentsel tarım uygulamaları içerisinde sadece üreticiler ve işçiler bulunmamakta; toprak sahipleri, tohum tedarikçileri, kredi kuruluşları, tüketiciler ve atık yöneticileri de yer almaktadır.

Kentsel tarım, kent içinde ve çevresinde her ölçekte yapılmakta olan bütün gıda üretim türlerini ve etkinliklerini kapsamaktadır. Kentsel tarımla uğraşan kişiler, bir şehrin nüfus yelpazesinin herhangi bir bölümünden gelebilir. Kentsel çiftçiler; zengin veya yoksul, göçmen veya yerleşik olabilir. Kentsel tarım, bireysel bir faaliyet olarak gerçekleşebileceği gibi, halk etkinliği ya da kurumsal bir etkinlik olarak da icra edilebilir. 

Genel olarak bakıldığında kentsel tarım türleri toplum merkezli, halka açık, kurumsal ve ticari amaçlı olmak üzere dört grupta incelenir. Ancak ticari amaç dışında yapılan kentsel tarım türleri de üretim sonrası satış yapabilmekte ve ticarete yönelebilmektedirler. Bu nedenle kentsel tarım türlerini ‘ticari amaçla yapılan’ ve ‘ticari amaçla yapılmayan’ biçiminde iki temel kategoriye ayırarak incelemek mümkündür. 

Kentsel tarım; hane ekonomisine ve kentsel yoksullukla mücadeleye katkı sağlar, eğitimlerle ev kadınlarına ve işsiz gençlere kazandırılacak becerilerle iş olanakları yaratır. Özellikle düşük gelirli grupların yaşadığı bölgelerde fark yaratmaktadır. Toplumsal; kentleşmenin olumsuz etkilerini azaltır; gıdayı yetiştiği yerde tüketerek karbon ayak izini düşürür, iklim değişikliğinin etkilerini azaltır, atık suların ve katı atıkların yeniden dönüştürülmesiyle doğanın korunmasına yardımcı olur. Sağlıklı beslenme; Sağlıklı ve taze gıdaya erişimi kolaylaştırır, sağlıklı gıda seçeneklerini artırır, temel gıda ürünlerine ulaşılabilirliği artırır.

Tarım Politikamızın yeni yüzü “Tarım Akademileri” ülkemiz genelinde yaygınlaştırılmalı ve “Kentsel Tarım” politikamızda yerini almalıdır.