Sayın Bahçeli’nin çizdiği devlet ve siyaset çerçevesi Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda sağlam temellere otururken, diğer bütün siyasi partileri de etkilediğini çok rahat görebiliriz.

O’nun düşünce dünyası, kavram ve tarih bilgisi; doğu ve batı değerlerini çok iyi tanıması; çağı okuması, milli hasletlerimizin, kültürel derinliğimizin ve geleneklerimizin oluşturduğu bir devlet anlayışı yeni yüzyılda bir kuşatıcı olarak kendini gösteriyor.

Devletimizi kuran ve yaşatan fikir olan Türk Milliyetçiliği açısından bu durum hiç şüphesiz bir kavşak noktasını oluşturmaktadır.

Buradan hareketle açıklamaya çalışacağımız “Lider Bahçeli’nin Biçimlendirdiği Milli Merkez” in ana konusu da hiç şüphesiz “Siyaset ve Devlet”tir.

***

“İnsanlar kelimelerle konuşur fakat kavramlarla düşünür.”(1)

Hem düşünce dünyamızın hem de ifade sahamızın genişliği kelime ve kavram bilgimizle doğru orantılıdır.

Siyaset, Arapçadan dilimize geçmiş. At bakıcısı anlamındaki “Seyis” ile kök bağları olan bir kavram. Aynı manada kadim Türkçede de yine “At” kökünden türetilmiş “At-karma”, “yönetme-idare etme” kavramı ile de benzerliği var. Her iki kökende de “bakma, gözetme, yönetme ve idare etme” gibi anlamlar hemen gözümüze çarpıyor..

TDK’nın sözlüğünde ise birinci olarak batının “Politika” kavramı ile karşılanıyor “siyaset”… İkinci anlamı ise güncel kullanımımıza denk düşüyor; “Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış”…

***

Siyaset kavramından sonra ikinci olarak hatta birinciden daha önemli bir kavramla karşılıyoruz: DEVLET.

Devlet kavramının bizdeki yani eski Türklerdeki karşılığı ise, “İL, EL”… “İl-el” barış içinde yaşanan yer anlamına da geliyor(2) lakin bu konuya sonra değineceğiz.

***

Devlet, çağdaş tariflerde; toprak bütünlüğü içinde bir araya gelmiş ve birlikte yaşama ülküsü ile teşkilatlanmış milletin en üst yapısıdır. Bu yapısından mülhem de birçok vasfı bulunan devletin biz Türklere göre koruma ve yaşatma özelliklerinin yanında en önemli hususiyeti de “DEVAMLILIK” tır.

Türk Devleti, devamlılığını ve meşruiyetini de “Hakk’a, millete” dayandırarak sağlar.

Bu dayanak, binlerce yıl önce ortaya çıkan, Bilge Kaan’da kayalara kazınan ve Atatürk ve Türkeş ile yakın tarihimizde bizzat görünen bir hakikattir.

MİLLİ MERKEZİMİZ

İşte Devlet Beyin’in etkileyici, kapsayıcı, mazi-ati geçişli, öz ve kök değerlerini çağa uyarlayan belagat dolu konuşmaları ve fiili olarak tarz-ı siyaseti hep bu özellikleri taşımaktadır.

O’nun bütün siyasi tavrı, duruşu ve politik adımları da bütün liderlik dönemlerinde yine hep bu milli merkezi ortaya koymaktadır.

Esas itibariyle bu durum binlerce yıllık devlet-siyaset geleneğimizin günümüzdeki müşahhas ve de mücessem bir örneğini teşkil etmektedir.

***

Tarihimizi, siyasi edebiyatımızı ve devlet adamlarımızı tanıyan her Türk için diğerlerinden farklı(!) olan Devlet Bey siyasi tarihimize damgasını da vurmaktadır.

Buradaki ifadelerimiz bilhassa kendisinin devraldığı misyonun ve vizyonun altını çizmek için çok önemlidir.

***

Son yüzyılda Türk Milliyetçilerinin temsil ettiği devlet ve siyaset geleneği Lider Devlet Bahçeli’nin şahsında yeniden neşv’ü nema bulmuştur.

O, siyaset merkezini Hakka ve millete dayandıran, fikri kapsama alanını binlerce yıllık geçmiş tecrübelere matuf hükümlerle temellendiren bir liderdir.

Kaybettiğimiz fakat sayesinde yeniden bulduğumuz Devlet anlayışımızın; Atatürk ve Türkeş çizgisinden yükselerek tüm dönemleri ihata eden bu merkez kadim Türk Devlet Geleneği’nin berrak bir yansımasıdır.

***

Bütün konuşmaları, siyasi ve liderlik adımları gözden kaçırılmadan TBMM Gurubunda yaptığı son üç konuşmayı dikkatlerinize tekraren sunmak istiyorum!

Bilhassa Atatürk, Cumhuriyet, devlet, demokrasi, muhalefet, insanımıza kıymet ve dünyada gelişen olaylara karşı tespitleriyle dolu ifadeleri sadece bizim değil insanlığın kayıp pazıllarını da nasıl yerli yerine oturttuğunu göreceksiniz.

***

Tabii ki bunda Cenab-ı Allah’tan gelen bir mevhibe, geniş edebiyat bilgisi, Türk Milli Kültürüne hâkimiyeti, Türk Milliyetçiliğinin “Milliyetçi-Toplumcu” dönemlerine ait literatüre vukufiyeti, tarih bilgisi, toplumsal olayları ölçme ve değerlendirme kabiliyeti de ortaya çıkmaktadır.

İşte bütün bu bilgi yoğunluğu, hissiyat seviyesi ve meseller üzerindeki hassasiyeti Türk Milletinin Siyaset Merkezini oluşturmasında etkenler olmuştur.

***

İşte bu sebeple Sayın Bahçeli’nin konuşmalarına sadece kulaklar değil, gönüller açılıyor.

Siyasi tavırları sadece sözde kalmayıp eyleme dönüştüğü için güven veriyor.

Meseleler hakkında “ne yapacağız” sorusunu soranlar yönünü O’na çeviriyor…

İşte o yüzden Lider Bahçeli’nin müdahalesiyle, birlik ve bütünlüğümüz; “Milli-İç Cephemiz” kuvvetleniyor!

Türk Milleti O’nun oluşturduğu MİLLİ MERKEZ sayesinde Kızıl Elma’ya doğru ilerliyor.

 Dipnotlar

1) Kemal Parıltı

2) Iraz Gülbay