Bu pazar Cumhuriyetimizin gelecek 100 yılına yön verecek tarihi bir eşik için sandık başına gideceğiz. Her şeyden önce sandıktan çıkacak sonuçların vatanımız, milletimiz ve devletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, milli birlik ve beraberliğimizi perçinleştirmesini temenni ediyorum.

Şüphesiz önemli bir kararın arifesindeyiz.

Bundan önceki seçimlerden daha hayati bir seçimin eşiğindeyiz.

Dünyanın gözünü diktiği, emperyalizmin 2023’ün en önemli seçimi olarak gördüğü bir dönüm noktasındayız.

Yapacağımız tercihle ülkemizin geçmiş kazanımlarını ve gelecek perspektifini doğrudan etkileyecek bir karar vermiş olacağız.

Ya Türk ve Türkiye düşmanlarının kalan son dişini de sökecek ya da söktüğümüz prangaları tekrar bileklerimize geçireceğiz.

Ya 2023 yılına lider ülke Türkiye’nin mührünü vuracağız ya da geçmişin kriz ve kaoslarına geri dönüşün kapısını aralayacağız.

Ya 21. asrı Türk ve Türkiye Yüzyılı yapacağız ya da bize dayatılan makûs talihe boyun eğeceğiz.

Ya hep beraber büyüyeceğiz ya da küçük lokmalar hâlinde öğütüleceğiz.

Ya yeni dünya düzeninde hak ettiğimiz yeri bileğimizin ve aklımızın gücüyle alacağız ya da eski dünyanın bekçisi olarak olduğumuz yerde sayacağız.

Ya Türkiye’yi bölme ve parçalama senaryolarını yırtıp sahiplerinin yüzlerine çarpacağız ya da yanı başımızda kurulmak istenen ve bir sonraki adımı Türkiye’den toprak koparmak olan bir terör devletine rıza göstereceğiz.

Ya Türk Devletleri Teşkilatıyla yıllardır hasret kaldığımız birlik ve beraberliğimizi emin adımlarla geleceğe taşıyacağız ya da Karabağ’dan vazgeçip, Doğu Türkistan’ı kaderine terk edip,  Kerkük’ü gözü yaşlı bırakıp, Kıbrıs’a sırtımızı döneceğiz.

Ya doğrulduğumuz yerden yükselecek ya da belimizi bükmek isteyenlerin önünde diz çökeceğiz. 

Ya denizin ve göğün mavisini vatan yapanları selamlayacağız ya da vatan yaptığımız mavilikleri kara ve karanlık çevrelerin insafına bırakacağız.

Ya yerli ve milli savunma sanayiimizi dünya markası hâline getireceğiz ya da Kızılelma’nın, Kaan’ın, Hürkuş’un, SİHA ve İHA’ların hangarlarda paslandırılmasına göz yumacağız.

Ya yeni doğal gaz ve petrol kuyuları açacağız ya da kuyularımızı betonlarla dolduracağız.

Ya biz dünyayı alacağız ya da dünyanın egemen güçleri tarafından yutulacağız.

Bu seçim; soğanın fiyatıyla ölçülemeyecek, patatesin cinsiyle belirlenemeyecek kadar özeldir. Yukarıda anlatmaya çalıştığım perspektif de bundan dolayıdır. Tarihi haklarımızı elimizden almaya çalışanlara soğanla değil, güçlü bir devlet kimliğiyle karşılık vermeliyiz.

2023’ü Türkiye’ye dar etmeye yemin etmiş çevrelere patatesin cinsiyle değil, sağlam bir siyasi irade ile yüklenmeliyiz.

Milletimizi PKK, FETÖ gibi terör örgütleriyle bir kaşık suda boğmaya çalışanlara domatesin kilosuyla değil, okkalı bir Osmanlı tokadıyla ders vermeliyiz.

Bir yıl az soğan yesek ne olur hiç yemesek ne olur… Bugün yoksa, yarın bulunur. Soğanın telafisi illaki olur. Ama vatan giderse telafisi zor olur. Soğansızlık insanı öldürmez ama çevremiz vatansızlıktan ölen milyonlarla doludur. Suriye, Irak, Libya ve daha niceleri…

Soğanı diline doladığı kadar vatanın istikbalini ağzına almayanlar bugün PKK terör örgütünün kravatlı uzantılarına kirli masalarda vatanı pazarlamakla meşgul oluyorlar. FETÖ’ye nefes, Kandil’e can suyu olmak için çırpınıyorlar. Ülkesine bu kötülükleri yapmayı göze alanlar sizce daha neleri göze almıştır?  İşte asıl dikkat kesilmemiz gereken nokta da burasıdır.

Seçim günü;

FETÖ ve PKK’nın sinsi ve taktiksel tahrik ve provokasyonlarına karşı uyanık olun.

Sizi bir kargaşanın içine çekmek isteyen kişilerden uzak durun.

Oyunuzu kullanacağınız yerde kapılarda bekleyerek sizi tahrik etmek isteyen kişilerden uzak durun.

Kolluk kuvvetlerine bildirmek yerine çöplerde oy pusulası bulduklarını söyleyerek feveran eden tiplere karşı dikkatli olun.

“Elektrikler kesildi oylar çalınıyor” diyerek gerginlik oluşturmak isteyenlerden uzak durun.

“Ajanslar yalan bilgi veriyor” diyerek seçim sonuçlarını itibarsızlaştırmak isteyenlere kulak asmayın.

Kolluk kuvvetlerine karşı provokatörlük yapanlara karşı durun.

“Seçim sonuçlarını tanımıyoruz” diyerek sokaklarda çatışma arayan grup ve çevrelere karşı uyanık olun.

Sizi tedirgin eden tüm gelişmeleri anında polis ve jandarmaya bildirin.

Yarınlarımıza bugünden sahip çıkın. Yarın değil…