Açsan haritayı koysan önlerine, Suriye’yi gösteremezler. Orta Doğu neden Ortadoğu’dur bilmezler; Batı Doğu, Kuzey Doğu, Güney Doğu … niye yok diyip sorgulayacak şuuru gösteremezler. Devlet ne diyor ne yapıyor diye adam gibi dinlemezler, bizi kandırıyorlar derler haberleri de takip etmezler… Otururlar sosyal medyanın başına, kuyudan kuyuya atlayıp balçık arasında gerçek ararlar, çamuru gerçek diye satarlar. Sonra da “Suriye’de ne işimiz var?” diye sorarlar. Bunları karşına alıp kara tahtada hece hece anlatsan da duymazlar, duysalar anlamazlar, umursamazlar. Domuz gibi kendi pisliklerinde debelenir, başlarını kaldırıp da bakmazlar, pisliğin içinden homurdanıp dururlar. Hadi domuzun boynu düz, başını kaldıramıyor, bunları durduran ney, akıl var mantık var düşünecek kabiliyet mi yok irade mi yok derseniz… Tek cevap: Derdi vatan millet Sakarya olmayan bu konuda irade sergilemez, onun rüzgarı hep tersten eser. Zoraki bir birlik göstermeye çalışsa amalar ancaklar şartlar dizer…

Dün Suriyeliler gitsin feveranı ile devlete saldırıyorlardı. Bu gün kapılar açıldı isteyen gidebilir dendi, gidiyorlar. Şimdi de aynı kişiler “vay biz vicdansız mıyız, çoluk çocuğa yazık…” diyorlar ve yine devlete sövüyorlar. Sınırlarına dayandıkları ülkeler insanlık ayıbı gösteriyor. Suriyeliler için aniden duyarlı(!) olanlar, bu ülkelere sövmek yerine yine kendi devletine sövüyor. Yani ben hainim diyor, ben her koşulda yediğim kaba pislerim, iyiye kör kötüye açım, tepindiğim çamuru sıçratırım, berrak sular dururken kör kuyudan su çeker satarım… Tabi haklı alıcısı var, hayata dair tek bir duruşu ve fikri olmayanlar kopyala yapıştır, hain propagandası yayıyor… Her gün bir hikaye ile gündem oluyorlar, bir bakıyorsun bir Rüstem hikayesini herkes noktası virgülüne kadar aynı şekilde paylaşıyor. Sonra bir bakıyorsun bir Vietnam hikayesiyle, Türkiye ile milliyeti, tarihi, ruhu olmayan ABD’yi eş tutacak tiynetsizliği gösteriyorlar. Enteresandır ki bu kopyala yapıştır zihniyetle birde millete, devlete akıl verme cüretini gösteriyorlar, bakınız: cahil cüretkârlığı. Yahu çok aklınız var ise açın haritayı, Suriye kimin sınırında bir bakın, o sınırdaki olaylara dur demezse kimin toprakları aynı kaderi paylaşacak bir düşünün, bir de elinizi vicdanınıza koyun. Yanı başımızda katledilen masumlara kör bakmak zaten ölmektir! Koskoca dünya anahtar deliğinden bakarak yorumlanmaz. Coğrafyayı görmek gerek, Orta Doğu yapay devletlerle dolu, Ortaya alınmış bir bölge, dün parçalayarak oluşturdukları devletçikler bu gün devlet oldu, oyun kuran oyunu bozulmasın diye tekrar parçalıyor. Sıra sıra ilerleyen bu iç karışıklıkları sırası geldiğinde bize varacak bir tehlike olarak göremeyenler, ya görmek istemeyenler yada olaylarla alakasız konuşmak için konuşan kopyala yapıştırcılar. Tabi kopyala yapıştırcı diye geçmeyelim, ülkemizin aydın(!) geçinenleri kopyala yapıştır erbabı hariçten gazel üstadı…

Suriye’de soydaşlarımız var, Suriye’ye sınırımız var, Suriye bize doğrultulacak namludaki barut. Oluşturulması hayal edilen terör koridoruna Fırat Kalkanı yaptık, sıcak denizlere hain ve emperyalist emellerinin başkenti İdlib’e girdik, adım attığımız yerde kanlar çekildi toprak yeşerdi… Hırslarına yenik düşüp yenilgilerini ilan eden bir alçaklıkla havadan vurdular. Çünkü bittiler, korktular ve Türkiye’nin mazisini, iradesini ve varlığını unutup saldırdılar, misliyle alacakları cevabı hesaba katamadan risk aldılar. Yiğitlerimiz şehadete kavuştu, ama ölmedi. Çünkü onlar ülke biz Vatan’ız! Biz kınalanıp cepheye koşan şehadeti vuslatın şahanesi sayanlarız. Biz bu Vatan için canını heybesine atıp koşanlarız. Savaşa Hayır deyip Atatürk’ü paylaşanlara sormalı; Atatürk ve silah arkadaşları bu toprakları nasıl korudular..? Canlarını toprağa koyup vatan diye emanet eden ceddimizi hiçe mi sayalım..? Heykelini dikip heykeline saygı duyalım, adını sokaklara caddelere koyalım, ama emanetini hiçe sayalım, öyle mi ?! Yanı başımızda çocukları gülüşünden vursunlar, biz konserlerde gezip kafelerde takılalım arada sosyal medyadan savaşalım ve hıra güre bulaşmayıp çocuklarımızı gülüşlerinden vuracakları güne kadar keyfimize bakalım, öyle mi..?! Biz ki mazlumların gülüşlerinde can buluruz, barutun kül edemediği ruhumuzu vefasızlığımızla, insafsızlığımızla, umarsızlığımızla kül edelim, öyle mi..? Şehitleri Öldürelim, öyle mi..?

Türk milletinin öğüdü olan Orhun Abideleri Kültigin Yazıtı’nda şöyle der; “Uçup gittiniz. Göklerde de hayattaki gibi olasınız.”

* Türk Askeri yer yüzünde Bozkurttur, şehadetiyle göklerde Kartal olur!