Hafta boyunca kampüslerden Fırat Yılmaz Çakıroğlu sesleri yükseldi, ayak sesleri vurdu toprağa, öldükçe dirilenlerin kalp atışı misali…

5 yıl önce Ege Üniversitesinde hain terör örgütü üyeleri tarafından şehit edilmişti Fırat Yılmaz Çakıroğlu, akşam haberlerinde “karşıt görüşlülerin(!) kavgası sonucu” diye verildi… Öğrenciler, Fırat olup aktı kampüslerden, unutmadı… 5 yıl geçti, o zaman birinci sınıf olanlar mezun oldu, yeni öğrenciler geldi ama her gelen içinde Fırat’ı taşıdı, her sene kampüslerden yükseldi sesler, işte bunu öldüremezler!

Asıl adalet budur; katile ne aldığı müebbet ne idam hiçbiri öldürememek kadar ceza olmaz… İşte Türk milletinin kadim varlığı da böyledir. Bizi öldürerek bitiremezler. Bizi ancak biz bitiririz, bir vatan evladı ile teröristi karşıt görüşe sığdırarak, haklının yanında saf tutamayarak, bir olamayarak, samimi olmayarak, kurt postu giymiş çakallara kanarak, köklerimizden koparak, fitneye sığınarak bizi ancak biz bitiririz.

Tabut alacak parası olmadığı için battaniyeye sarılıp omuzlar üzerinde taşınan Mustafa Erol’un katili, hangi makama gelirse gelsin omuzlar üstüne çıkamaz, yeri yerin dibidir, karlar altında çekilmiş bir fotoğraf karesini zihinlerden silemez, Mustafa Erol’u öldüremez. Onu ancak biz öldürürüz, onun inandıkları ve uğruna can verdiklerini bir omuzda taşıyamayarak, en büyük ihaneti biz gösteririz.

Terörün kurbanı olan şehitler, pusularda ölmez, samimiyetsizce rant için kullanıldıklarında ölür. Uğruna can verdikleri vatan, millet, bayrak uğruna can verecek kalmadığında ölür. İnandıkları, savundukları, can verdikleri korunmadığında ölür… Bir şehit, uğruna şehadete koştuğu millet bir olmadığında ölür, yani milli birliği sağlayamazsak şehitlerin en büyük katili biz oluruz.

Sınırlarımız tehlikede, bir yanda sınırlara yaklaşan virüs, diğer yanda enerji ve güç savaşlarının cazibeli coğrafyasında bulunmamız, memleketin içinde PKK terör örgütü ve siyasi uzantıları… Bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, İstanbul’u içte demokrat yapacağız vesaire gibi cümlelerle İstanbul’u ayrılıklara tabi tutan ayrılıkçı bir zihniyetle bölücü cümleler kuruyor… Bu adam için kapı kapı oy toplayanlar da biz Atatürkçüyüz, biz milliyetçiyiz mavalı okuyor ve şehit üzerinden polemik kuruyor, algı oluşturuyor, ayrılık çıkarmaya çalışıyor… Bunlar bölmelere doyamıyor, bizim bunlara vereceğimiz en büyük cevap, milli birliktir.

Fırat Yılmaz Çakıroğlu neden hedef alınmıştı..? İzmir’de bu teröristlere karşı herkesi birlik edip, kalabalık ve ses getiren bir yürüyüş düzenlediği için… İzmir’de birliği sağlayarak, rahatsız etmişti teröristleri.. İşte biz de, hafta boyu memleket semalarında adı yankılanan Ülkücü Şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun davasını birlikte omuzlarda taşırsak eğer, içeride ve dışarıda olan hainlerin rahatını bozar, yerlerini yıkarız. Biz, Ülkücü Şehit Mustafa Erol’un hafızalara kazınan son fotoğrafındaki gibi, zemheride tek yürek olursak ısıtırız memleketi… Biz bir olursak oyunları bozarız, samimiyetsizlerin maskesini yırtar atarız.

Bir iken diriyiz, biz bir iken “Şehitler Ölmez!” … Çünkü biz bir iken ölümsüzüz.