Kavga, kaos, komplo, fitne, fücur ve daha nicesi…

Genetik kodlarıyla oynandıktan sonra bu saydıklarım adeta CHP’nin varoluş sebepleri oldu.

Altı ok gitti, yerini bunlar aldı.

***

Haliyle CHP’li yöneticiler de CHP’ye hâkim olan ve makamlarına kurulmalarında kendilerine yol açan tüm bu kavramların ülkeye hâkim olmasını istediler.

Çok şükür bu istek karşılık bulmadı.

Şimdi kendi yarattıkları bataklıkta birbirleriyle boğuşuyor, açıktan ve gizliden birbirlerinin kuyularını kazmaya devam ediyorlar.

***

Mesela sosyal medyaya düşen zoom toplantısı…

Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi, tamam…

Bay Kemal’in seçimleri kaybedeceği ve ardından CHP’de çarşı pazarın karışacağı da herkesin malumuydu, ona da tamam…

***

Ama kim seçimden önceki son grup toplantısında Bay Kemal’in “Bu kürsüden yaptığım bu son konuşma” sözlerini duyunca gözyaşlarına boğulan birinin, seçimden hemen sonra zoom toplantılarıyla Bay Kemal’in kuyusunu büyük bir azimle kazan tarafta olacağını söylerdi?

Dün meydan meydan gezip “seçilmezse Türkiye mahvolur” dedikleri Bay Kemal’i bugün devirmenin hesapları içerisindeler.

Dünyanın çivisi çıkmış olur böyle şeyler demeyin, çünkü dünyanın değil CHP’nin çivisi çıkmış…

***

Bakın ne diyor zoom toplantıları hakkında İmamoğlu…

Kendini “Bundan daha doğal bir şey yoktur” sözleriyle savunuyor ve ekliyor: “Bizim bu ve benzeri 200’e yakın toplantımız olmuştur seçimden bu yana…”

200 toplantı, her birine minimum 1 saat ayırsa eder 200 saat, görünen o ki evlat tüm mesaisini babanın defterini dürmeye ayırmış…

***

Oysaki biz İstanbul’a hizmet edemeyişinin nedenleri arasında hep kendine çok yakıştırdığı tatilleri gösteriyorduk.

Meğerse başka sebepler de varmış…

Beyefendi zoom’dan artakalan vakitlerde tatil yaptığından İstanbul bu haldeymiş…

***

Toplantı kayıtlarını izlerken CHP adına üzüldüm ama ülkem adına sevindim.

Bunlardı değil miydi, Bay Kemal kazanınca ülkeyi yönetecek olan tipler?

Mesela ağzında sigarası, arkasında uzay manzarası olan kişi bakan olacaktı, bu adam örneğin teknoloji bakanı olsa neler olurdu, tahmin etmek zor değil…

***

Asıl soru ise şu…

Üç beş kişi bir araya gelip konuştukları deşifre olan ya da parti içindeki karışıklık daha da körüklensin diye gizli toplantılarını sosyal medyaya kendileri servis eden tipler mi yönetecekti bizi?

Cumhuriyet Halk Partisi’nde seçim sonrasında olanları zumlayınca, yani hadiselere biraz daha yakından bakınca insan iyi ki diyor, nasıl bir felaketin kıyısından dönmüş memleket daha iyi anlıyor…