Bundan önce hep gördük ki, bir yatırım aracı bir dönemde halkın diline dolanmaya başlamışsa orada mağduriyetler yakındır. Geçmişte bunu forex (FX) ismiyle tabir edilen kaldıraçlı piyasalarda gördük. Kaldıraçlı piyasalarda 1’e 10 kaldıraçla yapılan işlemler, bu konuda acemi ama cesur vatandaşlarımızca çabuk para kazanma imkânı olarak değerlendirilmeye çalışıldı. Ancak bu aynı zamanda 1’e 10 kaybetmek de demekti. Birçok da mağduriyet oluştu. Türkiye’de FX şirketleri için hukuki regülasyon da ancak bundan sonra uygulandı.

Benzer bir durum da dijital paralarda yaşanıyor. Belki başka bir yazıda dijital paranın (sanal para, kripto para) özüne dokunabilirim. Ancak şu anda dikkat çekmek istediğim konu, Anadolu’da küçük ilçelerde dahi halkın dijital paralarla işlemler yapmaya başlamasıdır. Olağan borsa tüyoları gibi buralar da tüyodan geçilmiyor. Bitcoin en çok bilinen dijital para. Bunun dışında bugün yüzlerce, evet yüzlerce çeşit dijital para bulunmakta.

Burada parayı özünde bir şirkete (dijital para borsası) gönderiyorsunuz. Dijital para borsaları, bankaların benzeri herhangi bir yerel regülasyona tabi de değiller. TMSF gibi hesap başına devlet garantisinde olan bir sigorta da söz konusu değil. Bu şirketler, dijital para fiyatlarını, alım satım marjlarını, dijital para saklama güvenliği ve benzeri, güvenilirlik için gerekli birçok konuyu, Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, Tüketicilerin Korunması Kanunu gibi ticareti düzenleyen genel kanunlar dışında alana özel hiçbir kanuna tabi olmadan kendi inisiyatiflerinde uygulayan şirketler.

Bununla beraber dijital paraların en kolay yaptığı işlemlerden birisi de hızlı ve çok düşük maliyetli para transferleri. Buradan başka bir ülkedeki bir dijital borsaya parayı istediğinizde transfer edebiliyorsunuz. Bunun yanında bu piyasada da bankacılıkla anılan vadeli mevduat gibi imkânlar dahi veriliyor. Bunlar için günümüz bankacılık sistemindekine benzer herhangi bir devlet gözetimi yok, kara para ya da gözetim dışı para hareketlerine de açık görünüyor.

Ayrıca, devletin asli gelir kaynağı olan vergilendirme anlamında da, sanki bu topraklar üzerinde olmayan gökyüzünde bir vergi cenneti. Vergi için kişisel beyanda bulunmuyorsanız tabi. Bu durumlar bize özel de değil. Dijital para piyasaları tüm dünyada bu belirsizlik içerisinde. Her ülke kendi el yordamı ile bu konuyu önce anlamaya, sonra nasıl kullanacağını bulmaya çalışıyor.

Amerika, Çin gibi ülkeler hem dijital para üretiyor, hem de bu konuda borsalar kurmuş durumda. Bir yandan da nasıl regüle edeceğine bakıyor. İran, topraklarında dijital para ürettiriyor ve bunları kendi merkez bankasına satın alıyor, dijital paraları yaptırımların olduğu ortamda ulusal finans cenderesinden bir kaçma yolu olarak sigorta yapmış.

Türkiye de, Merkez Bankası, BKM ve Takasbank ile bu çalışmalar içerisinde. Hatta BİGA isimli, belki başka bir yazı konusu, altına dayalı bir dijital para projesi de var. Ancak bunların hepsi birer yeni enstrüman. Diğer yandan reklamlarını sıklıkla görmeye başladığımız dijital para borsası şirketleri de artıyor. Bugün ulusal gazetelerin web sitelerinde bir döviz ya da bir emtiaymış gibi dijital para fiyatları yayınlanıyor.

Peki ya regülasyon ve denetim tarafı? Dijital para piyasası için de, her değer piyasası gibi, izin verilmeyecekse izin verilmemesi, izin verilecekse de

Devamlı kazandıran piyasalarda sağlıklı işler gibi görünen işler, hesap sahipleri paralarını almak istediklerinde o kadar sağlıklı işlemeyebilir. Unutmamak gerekir ki, her piyasanın bir çıkışı olduğu gibi bir inişi de vardır. Dijital para alanının, modern gereksinimlere uygun bir regülasyona tabi, sağlıklı işler bir alana dönüştürülmesinde büyük fayda olacaktır. İnen piyasalarda yeterli finansal okuryazarlık olmadan yapılan işlemlerle para kaybedenin ya da birden kaçıp giden şirketlerden ilk zarar görenin küçük yatırımcı olacağı unutulmamalıdır.