Merkez Hakem Kurulu göreve geldikten bu yana, lig sadece 7 hafta oynandı. Bir başka deyişle MHK 7 hafta atama yaptı ve daha çiçeği burnunda iken, hedef tahtasının göbeğinde yer aldı. Maalesef ülkemizde hakemlere bakış açısının temelinde yatan güvensizlik ve spor programlarındaki kaos yaratarak reyting yapma hedefi, hakemlerimizi, hakemliğimizi ve MHK’yı herkesin ağzına sakız yapıyor.

Ortamın bu hale gelmesinde tabii ki MHK’nın ve hakemlerin de katkısı var. Hakemler sahada doğruları görmezse, gördüğünü çalmazsa, MHK ise isabetli ve adaletli atamalar yapmazsa, sonuç böyle olur. Daha önce bu sütunlarda, “Yeni MHK adaletli atamalar yapınca performanslar düzeldi” yorumunu yapmıştık. Ancak son 2 haftada yapılan atamalara baktığımızda terazinin kefelerinde farklılıklar görüyoruz. Dost acı söyler, ama doğruyu söyler. Performanslarla atamalar arasındaki uyumsuzluklar gözden kaçmıyor.

Derbilerde ufacık bir hakem hatası olunca MHK günah keçisi yapılır. Bu bilinen bir şeydir. Ama eldeki dünya markası bir Cüneyt Çakır ataması yapılsaydı, kimse MHK’ya kabahat bulamazdı. Çarşamba günü Şampiyonlar Ligi’nde düdük çalmanın pazar günkü maça bir engeli yoktu. MHK yetkilileri bu maça Cüneyt’i vermek isteseydi, TFF eğitim danışmanı Jaap Uilenberg vasıtasıyla Cüneyt’in maç programını önceden öğrenirdi ve zaten son maçlarında formda görünmeyen Ali Palabıyık da, bu maça atanmazdı. Bence MHK burada hata yaptı. Elbette ki, 4 yıllık FIFA hakemi de kariyerinde Fenerbahçe- Galatasaray derbisi yönetmelidir. Her şeyin bir ilki vardır ama bu ilkler, genelde ligin ilk yarı maçlarında ya da iddiası bu kadar yüksek olmayan maçlarda yapılır. Belki Cüneyt de, aynı hataları yapardı, fazlasını da yapabilirdi maçta, Ama kimse “Niye Cüneyt’i atadınız” diye sormazdı. Başkan Sabri Çelik eminim ki bu atamanın özeleştirisini kurmayları ile yapacaktır.

Gelelim haftanın maçlarında akılda kalan hakem kararlarına:

* Bülent Yıldırım, Bursa’da, kartlarının yerini karıştıracak kadar maçtan uzaktı. Faulü yapan Yusuf’a hakettiği sarı kartını gösterseydi kendisinin bile güldüğü bu hatayı yapmayacaktı. Trabzon lehine verilen penaltı VAR’ın görev alanına girmiyordu. Yıldırım’ın devam kararı daha doğruydu.

* Yaşar Kemal Uğurlu Rize’de maçı 3 sarı kartla tamamlarken, en az 5 net sarı kartı göstermedi. Açık penaltı ve en az sarı kartlık olan Gassaamo’nun hareketini atlayıp Samudio’ya aldatmadan sarı kart gösterdi. 15. dakikada VAR’ın yerinde müdahalesine rağmen kararında ısrarcı olup penaltı vermemesinin sebebi ise anlaşılır gibi değildi. 

* Kayseri’de, Ankaragücülü Pazdan’ın doğal konumda olmayan eline gelen topa penaltı verilmesi daha doğru karar olurdu. 

* Malatya’da Serkan Çınar’ın yönetimi için özel yazı yazmak lazım, sütunlara sığmaz, birçok önemli hatasının yanı sıra kartı gösterip, sonra göstermedim demesiyle gülünç duruma düştü.

*  Derbideki hatalarsa ülke gündemine oturdu. Hasan Ali’nin kırmızı kart gördüğü pozisyonda VAR, üstüne vazife olmayan işe karıştı. Ali ilk etapta daha doğru değerlendirme yapmıştı. Sarı kartı olan Mehmet Topal’ın kırmızı kart sınırlarını zorlayan hareketi kesinlikle ikinci sarıyı gerekirdi. Fenerbahçe’nin golü öncesinde Dirar’ın yapmış olduğu faul VAR müdahalesi ile değerlendirilmeliydi.

* Abdülkadir Bitigen, Suat Arslanboğa ve Zorbay Küçük başarılı yönetimler gösterirken haftanın diğer derbisi Beşiktaş- Başakşehir maçını yöneten Cüneyt Çakır adeta tereyağından kıl çekti.