Özgürlük, demokrasi, insanca yaşam, çevreye saygı gibi kavramlar bugünkü insanlığın savunması gereken değerler. Bu değerlerin yeri geldiğinde nasıl bir maske hâline gelebildiği ise göz ardı edilmemelidir.

Özgürlük, demokrasi, insanca yaşam, çevreye saygı gibi kavramlar bugünkü insanlığın savunması gereken değerler. Bu değerlerin yeri geldiğinde nasıl bir maske hâline gelebildiği ise göz ardı edilmemelidir. Bugün büyük bir ülkeyi paramparça eden, 2001’de Amerika ve İngiltere’nin çeşitli bahanelerle Afganistan’da başlattığı operasyonun ismi “Ebedi Özgürlük” (Enduring Freedom) olarak verilmişti. Bu operasyon ile bir ülkenin dengeleri altüst edildi. Afganistan’da 2015’ten sonra yapılan operasyonlar da “Özgürlüğün Gözcüsü” ismiyle anıldı. Bu ülkeye, takvim olarak değil de fiili olarak bulunduğu çağa uygun şekilde yönetildiği bir model yerine demokrasi getirmenin hedeflendiği belirtilirken, bugün bu ülkenin ne duruma düştüğü, Afgan vatandaşlarının kendi katillerinin uçağına nasıl sarıldığı asla hafızalardan gitmeyecektir.

Biraz geçmişte, 2003’te “Irak’ın Özgürlüğü” adıyla da anılan savaş ile Saddam devrildi ve yüz binlerce Iraklı insan öldü. Hâlâ da ölüyorlar. Birçoğu da yersiz yurtsuz kaldı.

Daha geçmişte, 1953’te İran’ın demokratik olarak seçilmiş başbakanı Musaddık, ülkesinin petrol kaynaklarını Anglo Pers yabancı ortaklı şirketinden millileştirmek istediğinde Ajax Operasyonu ismiyle anılan ve Hollywood’un dahi üzerinden filmlerle para kazandığı CIA operasyonu ile devrildi. Sonrasında Şah’ın gelişi ve tekrar onun devrilmesi ile bugüne gelen İran, dünyadan izole edilmiş, geri kalmış ve hâlâ beka savaşı veriyor.

Anglo ülkelerin operasyonlarına verdikleri isimlere bakıldığında Umudu Yeşert, Refah Sağla gibi pozitif mesajlı birçok isim olduğu gibi, bu ülkelerin mitolojik olay ve kahramanlarının isimlerine de rastlamak her zaman mümkün.

Batılı ülkelerin yayınladıkları hiçbir açıklamada “sizin insanlarınızı öldüreceğiz ve kaynaklarınızı çalacağız” gibi açıklamalar da bulamazsınız. Açıklamalar, mesajlar, hep olumlu ve evrensel değerler üzerinedir. Bu mesajları o ülkelerin içine ileten dâhilî ve haricî fitne komiserleri de her zaman vardırlar.

Sonuçta, Batılı ülke vatandaşlarının zenginliği, verdikleri vergiler üzerinden yapılan savaşlarla, savunma başta olmak üzere birçok sektör üzerinden zenginlerin eline geçerken, savaşın gittiği toprakların tüm kaynakları ve ülkelerin hazineleri de işgalci ülkeler tarafından sömürülüyor, insanları öldürülüyor, bu ülkeler 100 yıl geriye gönderiliyor.

Hep kapitalizmin bir ülkeye giderek orayı pazar hâline getireceği belirtilirdi, bugünün emperyalistlerinin kapitalizmi ise ülke diye bir kavramı dahi ortadan kaldırıyor, insanları en temel ihtiyaçlar olan su, gıda, güvenlik gereksinimlerine düşürüyor, o derece bir gözü dönmüşlük!

Özgürlük, demokrasi, insanca yaşam, çevreye saygı gibi evrensel değerlerin ifade ettiği gibi, “demokrasi için ittifak”, “hudut namustur”, “yurtta sulh cihanda sulh” gibi cümleler de yapı olarak olumlu anlamlar ifade etse, mitolojik yol göstericimiz Bozkurt’un işareti idealimizi belirtse de, bu cümle ve işaretlerin kimler tarafından kullanıldığı gerçek niyeti gösterecektir.

Demokrasi için ittifak cümlesini kullanan Biden ve Amerikan düşünce kuruluşları, “yurtta sulh cihanda sulh” cümlesini kullanan 15 Temmuz darbecileri, Bozkurt yapan PKK kahvaltıcıları ya da YPG sevicileri gibi alayının niyetleri, demek istediğime birer güzel örnektir.

O hâlde bakılması gereken bu sözler değil bunların kimler tarafından kullanıldığıdır. Buna dikkat edilmemesinin sonuçları da tarihteki örneklerle bellidir.