Her seçim öncesi yapılan bir yaygara var. Bu yaygara, “AK Parti yeniden çözüm süreci başlatıyor” şeklindedir.

Arşivi açın bakın, 2017 referandum öncesi, 2018 Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi, 2023 Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi hep aynı propaganda yapıldı. En ilginç olan nedir derseniz, bu seçimlerin tamamında, bu propagandayı yapanlar, terör örgütü PKK’nın merkezi Kandil’den destek almışlar ve siyasi uzantılarıyla ittifak yapmış olmalarıdır.

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası kurulan Cumhur ittifakını gölgeleyebilmek ve MHP tabanını etkileyebilmek için sürekli bu propagandaları yaptılar. Fakat bunların zekâ düzeyleri sürekli sıfırlandığı için ve üstelik 15 Temmuz sonrası yapılan tüm seçimlerde deneyip deneyip yanıldıkları halde, önümüzdeki 31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesinde de aynı propaganda tezgâhını yine deniyorlar.

Dayanakları, geçmişte AKP’nin çözüm sürecini gerçekleştirmiş olması, MHP’nin de buna şiddetle karşı çıkmasıdır. O yüzden zihinsel atık savurmaları, “Ne kadar çamur bulaştırsak o kadar iyi olur” mantığıyla çalışmaktadır.

15 Temmuz sonrası kurulan Cumhur ittifakı misyonuyla, terör örgütü PKK’ya ve diğer terör örgütlerine karşı büyük bir mücadele verilmiş olması ve ağır darbeler vurulmuş olması istatistiksel verilerle ortadayken “çözüm süreci başlayacak” şeklindeki bilgi kirliliğiyle siyasi kazanç devşirme peşindeler.

Fakat başta ifade ettiğim gibi hem bunu yapıyorlar hem de çözüm sürecinin muhataplarından biri olan terör örgütü PKK’nın uzantılarıyla her türlü iş birliği ve ittifakı içine giriyorlar.

2017 Anayasa Değişikliği referandumunda CHP ve kuyrukları HD(P)KK ile “Hayır” kampanyası yapmadı mı? Buna rağmen o dönemde “AKP, PKK ile anlaştı, bu referandum sonucunda “Evet” çıkarsa Anayasa’nın ilk dört maddesi değişecek” propagandası yapmadılar mı?

Oysa “Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirelim, bunu tartışalım” teklifi 2017 referandum öncesi ve sonrası Kemal Kılıçdaroğlu, Temel Karamollaoğlu, Ali Babacan gibilerden, yani hep bu propagandaları yapanların genel başkanlarından gelmişti. Ama sırf referandumda kazanan olmak için her türlü yalanı seri şekilde kullandılar. Anayasa’nın ilk dört maddesinin içeriğine dokunan oldu mu? Cumhur ittifakı bu konuda çok hassas davranırken, buna kim cesaret edebilir?

2018 seçimleri öncesinde HDP’nin de içinde bulunduğu partilerle Anayasa taslakları hazırlayanlar bunlar değil miydi?

2015 yılından itibaren PKK’nın siyasi uzantılarıyla her konuda çözüm süreci başlatan ve yaşatan CHP ve onun işbirlikçi uzantılarıdır. DEM ile kurdukları “Kent Uzlaşısı” da bu çözüm sürecinin, CHP eliyle yürütüldüğünü göstermektedir. Bunlar bunu yaparken, Cumhur ittifakı da sınır içinde ve ötesinde sürekli terör temizliği yapma duruşunu gösteriyor.

Türk devleti, Irak üzerinde aylardır operasyon üstüne operasyon yaparken, terör örgütü PKK’yı temizlemek için her türlü diplomatik girişime başlamışken, Irak hükümeti PKK’yı ‘yasaklı örgüt’ ilan etmişken, Barzani bile PKK ile çatışma noktasına gelmişken, sırf şu seçim ortamında basit seçmen kazanma taktikleriyle “Çözüm süreci başlıyor” demek muhalefetin acizliği ve çapsızlığı olmaktadır. Eliniz DEM’de, gönlünüz DEM’de ama çözüm sürecini Cumhur ittifakı yapacak öyle mi? Hem de 2015 yılından bugüne kadar PKK’nın siyasi uzantılarıyla CHP birbirine yapışmış bir vaziyette iken… MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin varlığının olduğu bir yerde kim çözüm sürecinden bahsediyorsa bilin ki o kişiler, damarlarını kaplamış alçaklık enfeksiyondan dolayı bunu yapıyordur.

Cumhur ittifakının misyonu, 15 Temmuz sonrası terörle mücadele başarısıyla doludur. Bu başarıyı kim lekelemeye çalışıyorsa Türkiye’nin can düşmanı odur.

Hele hele Kandil’deki teröristbaşı Murat Karayılan son açıklamasında “Oyunuzu AKP’li-MHP’li katillere değil, evlatlarınıza verin” derken, PKK ile kimin mücadele ettiğini gösterirken, evlatların da kim olduğu bellidir.

En iyi çözüm süreci, Türk milletine karşı silah doğrultanları sarı torbalara doldurmaktır. Bundan başka bir çözüme gerek yoktur.