Aslında sürpriz bir sonuç değildi, önceki akşam Portekiz’e elenmemiz. Elenmemizi sadece kaçan bir penaltıya bağlamak, gerçek sebepleri göz ardı etmeye mazeret olmamalı. Maçtan sonra Teknik direktörümüz takımımla gurur duydum diyor. Stefan bey! Sen bizimle dalga mı geçiyorsun? Biz gurur duyulacak mağlubiyetleri 40 yıl geride bıraktık. Oyun olarak, hiç hak etmediğimiz halde maça ortak olma şansını da yakaladık. Öbür tarafta İtalya da devre dışı kalmıştı. Ama bence Tanrı müsaade etmedi. “Allah’ın sopası yok” derler. Bu söz aslında, “Allah hemen cezalandırmaz, mühlet verir, dünyada ceza verirse başka vesileler yaratır ve onunla cezalandırır” anlamında kullanılır. TFF yöneticileri bu konuda ne düşünüyor acaba? 90 dakika bitince rahmetli Kayahan aklıma geldi.

Yine bana hüsran,
Bana yine hasret var,
Yine bana esmer günler düştü eyvah...

Futbolumuz dip yaptı...

TFF’NİN İCRAATLARI !

Daha 3 yılı bile doldurmadı, Nihat abi formülüne futbolu teslim ettiğimiz. Başarısızlıklar ve tutarsız uygulamalarla geçen üç yıl.

Çok tartışılacak ve her gün değişen uygulamalarla götürülen covid süreci.

Kesinlikle küme düşme yok derken, alınan tersine kararlar.

Euro 2020’de 0 puan ve turnuva sonunculuğu.

UEFA’da C ligine düşüp Faroe Adaları, Litvanya ve Lüksemburg ile rakip olmamız.

Yayıncı kuruluşun esiri olup, kapı gibi sözleşme olmasına rağmen kuşa dönen yayın gelirleri.

Hala sonuçlanamayan, kördüğüm haldeki yeni yayın ihalesi.

Hangi maksatla yapıldığı ve hangi güçlerin yaptırdığı, soru işaretleri ile dolu 8 Mart hakem operasyonu.

Ve Katar 2022’yi televizyondan seyretmeye mahkum oluşumuz.

Ne kadar tartışılırsa tartışılsın, son yılların vazgeçilmez santrforu, golcümüz, kaptanımız, penaltıcımız Burak Yılmaz faturayı kendine kesti (bence kendine haksızlık ederek) milli takıma veda etti. Sizin aklınızdan bir şey geçmiyor mu Nihat abi?

TAHKİME TARİHİ GÖREV

Tahkim Kurulu bugün, 8 Mart operasyonunun mağduru olan hakem ve gözlemcileri ayrı ayrı dinleyecek. Değerli hukukçulardan oluşan bu kurulun alacağı karar, ülkemiz futbolu ve hakemliği açısından son derece önemli. Çıkacak bir iptal kararı ile, Dünya Kupası’nda temsil edilmemizin önü açılacak. Onuru ve gururu hiçe sayılan kardeşlerimizin iade-i itibarı sağlanacak. Türk futbolunda kara bir leke izi bırakacak ve uzun yıllar tamiri mümkün olmayacak yaralar açacak bu karar, ortadan kalkmış olacak. Talimatlara aykırı ve hukuksuzluklarla dolu bu kararda, yanlıştan da dönülmüş olacak. Kısacası Tahkim Kurulunu böylesine tarihi bir görev bekliyor.