80’li yıllarda bize ders veren rahmetli hocalarımız, hakem camiasının nadide bir çiçeğe benzediğini, fazla dokunulduğu zaman bozulup kökten kuruyacağını söylerlerdi. Eğer günümüz hakemliğinin içine düştüğü durumu görebilselerdi, eminim ki kemikleri sızlardı. Hakem camiasını, gücü yeten herkesin yönetmeye kalkması, yönlendirmek ve hükmetmek istemesi, günümüz MHK’sının da buna müsaade ettiğinin işaretlerini veren uygulamaları, geldiğimiz dip noktasının ana sebebidir. Kulüp başkanlarının şu hakeme maç verin, bu hakemi benim maçıma vermeyin gibi talimatlarına, “Baş üstüne” diyen hakem yöneticileri görev başında ise, kimse bireysel bazda hakemleri eleştirmesin.

     **************

Göçebeye dönen MHK ofisi, 3 yılda 3. kez yer değiştirerek eski yerine geri döndü. Beylerbeyi’ne taşınmaktaki hedef, MHK’yi baskılardan uzak tutmaksa, insanın aklına şu soru gelir. “6 ay önce Beylerbeyi’nden Riva’ya taşınmaktaki amaç neydi? ” Bu taşınma inşallah göstermelik değildir. İletişim çağını yaşarken, sadece fiziksel mesafe MHK’yi baskılardan kurtaracak mı? Bekleyelim görelim.

    **************

Göztepe-Galatasaray maçı, iyi ki VAR, var dedirtti. Hakemin sahada değerlendiremediği pozisyonların VAR ile düzeltilip doğrunun bulunması, bir maçın iyi yönetildiğini göstermez. VAR sadece adaleti sağlama görevini yerine getirmiştir. Hakemin kötü yönetimini ortadan kaldırmaz. MHK sakın Göztepe-Galatasaray maçı ile ilgili “İyi yönetildi” yorumu yapmaya kalkmasın. Pazartesi akşamı İzmir’de hakemlik tekniği bakımından bir facia yaşanmıştır. Hatta şu anda yapılmakta olan seminerde bu maç masaya yatırılmalı, hataların nedenleri üzerinde durulmalı, gerekli dersler çıkartılmalıdır.