Çağrılardan niçin rahatsız oluyorlar sizce?
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin DEM'e ve DEM'in "Önderimiz" dediği teröristbaşı Öcalan'a yaptığı çağrılardan bu yana, terör örgütü PKK'nın siyasi uzantılarıyla her türlü işbirliği ve ittifak yapan partiler, onların kalemşorları, yorumcuları ve temsilcileri oldukça rahatsız oldu. Yapılan çağrıyı asıl mecrasından saptırmak için her türlü yalan ve iftirayı servis etmeye başladılar.
Bu kara propaganda, kendi kirli geçmişlerini örtmeye ve MHP'nin terörle mücadele duruşunu lekelemeye yöneliktir. Örneğin, çağrının yapıldığı ilk günden itibaren yazılarında veya ekranlarda, "Devlet Bahçeli teröristbaşı Öcalan'ı Meclis'e çağırdı..." şeklinde eksik cümleler kurarak manipülasyon yapıyorlar.
Bu cümlenin devamı nerede?
Cümlenin asıl yüklemi nedir?
Sayın Bahçeli, teröristbaşı Öcalan’a "Gel Meclis'e, Cumhurbaşkanı ol, bakan ol, milletvekili ol" mu dedi?
Yoksa, terör örgütüne uzantı olma özelliğini CHP'nin 1991 yılında TBMM'ye soktuğu HEP partisinden bu yana sürdüren DEM'e, "Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykır" çağrısında mı bulundu?
İşte bu kesimlerin yapmaya çalıştığı, asıl bu çağrıyı gizleme çabasıdır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, olayın ciddiyetini en üst düzeye çıkararak terörün muhataplarıyla yüzleşme sahnesi açmış ve teröristbaşı Öcalan'ın DEM ile yüzleşmesine dair "Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykır" çağrısında bulunmuştur. Bu sahnede DEM'e yapılan çağrı da, "Teröre cephe alın, Türkiye partisi olun" mesajıdır. Bu çağrılara karşı çıkanların niyetini anlamaya yönelik bir atmosfer oluşmuştur aslında…
Öncelikle, bu çağrılara karşı çıkanların kimler olduğunu iyi analiz etmek gerekir. Karşı çıkanların tamamı, son seçimlerde terör örgütü PKK'nın siyasi uzantılarıyla ittifak ve işbirliği yapan CHP, Zafer Partisi ve İyi Parti'dir. Bunlara göre, "Önderimiz Apo" diyen partilerle (HDP, Yeşil Sol, DEM) her türlü işbirliği ve ittifak yapılabilir, ancak onlara asla "Teröre cephe alın, Türkiye partisi olun" denemez. Aynı şekilde, teröristbaşı Öcalan'ın, "Kendi kurduğum terör örgütü PKK'nın terörünü bitirdiğimi ve örgütü lağvettiğimi duyuruyorum" demesi de kabul edilemez bir durumdur bu kesimler için.
Teröristbaşı Öcalan'ın kurduğu partilerle "Teröre cephe alın" demeden ittifak ve işbirliği yapan bu partiler, utanmadan MHP'yi ve Cumhur İttifakı'nı, DEM ve teröristbaşı Öcalan ile sanki bu çağrıların amacı dışında bir işbirliği yapıyormuş gibi göstermeye çalışıyorlar. Sicillerindeki lekeleri örtbas etmek için öyle bir konuşuyorlar ki, sanki Sayın Devlet Bahçeli'nin "Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykır" çağrısını yaptığı günlerde idam sehpası hazırlanmış ve teröristbaşı Öcalan idamdan kurtarılmış gibi bir algı yaratıyorlar. Oysa teröristbaşı Öcalan 700 askerin koruduğu ve alanında uzman kişilerin bakımını yaptığı İmralı’da bulunmaktadır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli “Öcalan İmralı'da yatıyor, fakat DEM Grubu'nda 57 Öcalan gölgesinin ayakta olduğunu niye görmüyorsunuz? Neden itiraf edemiyorsunuz? “ derken haksız mıdır?
Kirli algı yaratabilmek için cümleyi ısrarla ve bilinçli bir şekilde "Devlet Bahçeli teröristbaşı Öcalan'ı Meclis'e çağırdı..." olarak eksik bırakıyorlar. Çağrının içeriğini, amacını, hedefini ve muhataplarının durduğu noktayı, DEM ile teröristbaşı Öcalan arasındaki ilişkiyi inatla gizlemeye çalışıyorlar. Bunu yaparak, 2015, 2019, 2023 ve 2024 yıllarında terör örgütü PKK'nın siyasi uzantılarıyla yaptıkları ittifakları unutturacaklarını sanıyorlar. Özgür Özel, Müsavat Dervişoğlu ve Ümit Özdağ, sicillerindeki bu ittifakları nasıl unutturacaklar?
Bu ittifakları yaparken DEM ve teröristbaşı Öcalan arasındaki ilişkiyle zerre ilgilenmeyen bu partiler ve toplum içindeki uzantıları, "Teröre cephe alın, terör örgütünü lağvedin" çağrıları oluşunca birden DEM ve teröristbaşı Öcalan'ın varlığı üzerinden çirkin bir siyaset geliştirmeye başladılar. İttifak ve işbirliği yaparken HDP'nin ve DEM'in teröristbaşı Öcalan'a her türlü bağlılığına sessiz kalıp, şimdi sanki bu konularda bir hassasiyetleri varmış gibi gündem kirliliği yapanlar, sadece siyasi menfaat düşündüklerini bir kez daha göstermişlerdir.
Terör örgütü PKK'nın partileriyle ittifak yapanlar bunlardır.
Terörle mücadele edilmesine karşı çıkanlar bunlardır.
Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu YPG'yi savunan ve onların orada devlet kurmasını isteyenler bunlardır.
Terör örgütü PKK'ya yardım ve yataklık eden DEM'li ve CHP'li belediyelere kayyum atanmasına karşı çıkanlar bunlardır.
Terör örgütüne hizmet eden gazete ve televizyonların kapanmasına karşı çıkanlar bunlardır.
Terör örgütüne hizmet eden siyasilerin, belediye başkanlarının, yazarların, sanatçıların tutuklanmasına karşı çıkanlar bunlardır.
Hal böyleyken, bu kesimlerin DEM'e "Teröre cephe alın, Türkiye partisi olun" ve teröristbaşı Öcalan'a "Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykır" çağrılarına şiddetle karşı çıkmaları, terör örgütü PKK'nın varlığını sürdürme düşüncesini taşıdıklarını göstermektedir. Buradan başka bir sonuç çıkarmak mümkün mü?
Bugüne kadar terör örgütü PKK'nın her unsuruyla beraber olanlar, bu çağrıların nesinden rahatsız olduklarını tam boyutlarıyla kamuoyuna açıklamalıdır. Aksi halde, bu rolden role, kılıktan kılığa girişleri oldukça rahatsız edici ve mide bulandırıcı olmaktadır.
Tekrar tekrar soruyorum, DEM “teröre cephe aldığını” açıklarsa, teröristbaşı Öcalan kurduğu “terör örgütü PKK’yı lağvettiğini” ilan ederse sizin bundan kaybınız ne olacaktır?
Terörle mücadele zaten aralıksız devam etmiyor mu? Her gün PKK’lı terörist leşleri sarı torbalara doldurulmuyor mu? Derdiniz nedir o halde?