Çorbacı CHP Temel fıkrası gibi olacak!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Çorbacı CHP Temel fıkrası gibi olacak!

Özgür Özel ve ekibi, Ekrem İmamoğlu’nun karşı karşıya olduğu “yolsuzluk, rüşvet ve terör” suçlamalarına odaklanmak yerine, İmamoğlu ve kadrosunun cezaevinde olmasını siyasi bir kazanca ve Türkiye’deki siyasi kutuplaşmayı derinleştirmeye yönelik bir araca dönüştürmeye çalışıyor. Dikkat çekici bir şekilde, Özgür Özel başta olmak üzere CHP’de kimse “Ekrem İmamoğlu ve ekibi bu suçları işlemez” demiyor. Bunun nedeni, CHP kongresinin para ile dizayn edildiği iddiaları ve ortaya çıkan bavul bavul para görüntülerinin ardından, CHP içinde birçok kişinin “Bu paralarla CHP dizayn edildi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri organize edilecek” düşüncesine kapılması. Bu yüzden mesele, “yolsuzluk ve rüşvet” olarak değil, “devrim yolunda kullanılacak para” şeklinde değerlendiriliyor.

Ortada rüşvet ve yolsuzluk iddialarını destekleyen ciddi deliller bulunmasına rağmen, CHP bünyesindekiler ve CHP’ye destek verenler olayın bu boyutuna değil, önümüzdeki seçimlere odaklanıyor. CHP’nin başında, Ekrem İmamoğlu’na aşırı bağlılık gösteren ve ona karşı yoğun bir minnet duygusu besleyen Özgür Özel’in bulunması, mevcut CHP’li yöneticilerin olayın ahlaki boyutuna değinmesini engelliyor.

Bununla birlikte, bazı eski CHP’li yöneticiler, ahlak ve hukuk çerçevesinde dikkat çekici çağrılarda bulundu. Örneğin, önceki dönem CHP Gümüşhane İl Başkanı Bedri Ağaç, “Sayın İmamoğlu’nun, hukuk önünde suçsuzluğu kesinleşinceye kadar İBB Başkanlığı ve CHP üyeliğinden istifa etmesi, bence uygun bir hareket tarzı olur,” dedi. 

Eski CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen ise şunları ifade etti: “Cumhuriyet Halk Partililer para pul işlerine karışmaz. Eğer para pul işlerine karışanlar varsa, bunlar hiçbir şekilde Cumhuriyet Halk Partili değildir. Ben isterim ki, kendilerini CHP’ye ait hissediyorlarsa, ya üyeliklerini askıya alsınlar ya da CHP Genel Merkezi, bu kişiler hakkında en küçük bir şaibe dahi varsa, onların üyeliklerini askıya alsın.”

CHP içinde bu şekilde düşünenlerin sayısı bilinmese de, bu doğrultuda sesini yükseltenler oldukça az. 

“Ekrem Başkanım, Ekrem Başkanım…” diyerek adeta bir papağana dönen Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun gözüne girmek uğruna, Türkiye’nin en köklü partilerinden CHP’yi ahlak ve hukuk temelinden tamamen uzaklaştırmış durumda. Bu uğurda, hem CHP’yi hem de Türkiye’yi ateşe atmak için elinden geleni yapıyor.

Oysa Özgür Özel, siyasi ahlak ve hukuka saygı temelinde bir genel başkanlık sergileseydi, CHP içinde yaşanan “yolsuzluk ve rüşvet” gibi iddialar karşısında, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin geçmişte ortaya koyduğu ve bugün olsa aynı ilkesel duruşu sürdüreceğinden kimsenin şüphe duymadığı tavırdan ilham alabilirdi. Sayın Bahçeli’nin bu konudaki örnek duruşlarını hatırlatmakta fayda var:

Örneğin, Koray Aydın, Bayındırlık ve İskan Bakanı iken yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla anılmış, MHP Lideri Devlet Bahçeli ise şu net tavrı sergilemişti:
“Parti grubumuz, Meclis gündemine geldiğinde, ilkelerinin gereğini yaparak Sayın Koray Aydın’ın milletvekilliğinden istifasının kabulü yönünde oy kullanacaktır. Milliyetçi Hareket’in bu yaklaşımı, bütün partilere ve politikacılara örnek teşkil etmelidir.” (17 Eylül 2001)
Koray Aydın, daha sonra Yüce Divan’da aklanmış ve MHP’de siyasi hayatına devam etmişti.

Benzer bir şekilde, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın adı yolsuzluk tartışmalarına karıştığında, Sayın Bahçeli şu ilkesel duruşu ortaya koymuştu:
“Partimiz, gerçekler ortaya çıkıncaya kadar hiç kimsenin suçlu ilan edilemeyeceğine inanmaktadır. Ancak, son derece hassas olduğumuz bu konuda, adı geçen ve birbirlerine suç isnat eden şahıslar aklanıncaya kadar, yolsuzluk iddiaları son buluncaya kadar, bu kişilerin MHP tüzüğü gereğince üyelik ilişkilerine ara vermek üzere disiplin hükümleri başlatılacaktır.” (16 Mart 2010)
Aytaç Durak da daha sonra aklanmıştı.

Özgür Özel bu konuda sınıfta kalmıştır. İşin en kötü yanı CHP’li birçok belediye İBB’den farksız durumdadır. Birçoğunda da İBB’ye benzer gelişmelerin olacağını herkes konuşmaktadır. CHP’li belediyelerde hizmet dönemi değil, vurgun dönemi yaşanmaktadır. Çöp toplamadan aciz, işçilerin maaşını ödemeyi beceremeyen CHP’li belediyeler günümüzün en popüler konusudur. Özgür Özel’in İBB Başkanlığı görevi yapmayıp, koltuğu oturduğu 2019 yılından itibaren İstanbul halkıyla bağını koparmış Ekrem İmamoğlu’nu bir de “yolsuzluk, rüşvet ve terör” odaklı suçlamalarda savununca, diğer CHP’li Belediye Başkanları da “Partim ve Genel Başkanım beni de savunur” rahatlığında bildiğini okumaktadır. “Yolsuzluk, rüşvet ve terör” odaklı konularda Türkiye’deki tüm siyasi partiler hassasiyet sergilemelidir. Bu konuların iktidarı da muhalefeti de yoktur. Çünkü bu suçlardan geleceği çalınan Türk milleti ve gelecek nesiller olmaktadır.

Fark ettiniz mi? Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkanların sayısı gün geçtikçe azalıyor. Toplumda CHP’ye duyulan güven ciddi bir şekilde eriyor. Ekrem İmamoğlu’nun sürekli vakit geçirdiği oteldeki kamera bantlama görüntüleri ve içeriği tartışma konusu olan büyük bavullar, bu skandalın tuzu biberi oldu. Özgür Özel’in “yolsuzluk, rüşvet ve terör” suçlamalarına yönelik tutarsız, karmaşık ve “çorba dökülme” odaklı savunmaları ise adeta mizah sektörüne ilham kaynağı haline geldi.

Yere çakılmaya doğru giden CHP’nin hali, Temel’in şu fıkrasını andırıyor:
Temel, New York’taki bir gökdelende, 53. katta çalışırken aniden ayağı kaymış ve aşağı doğru uçmaya başlamış… 52, 51, 50, 49, 48… Katları yıldırım hızıyla geçen Temel, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2… ve nihayet 1’inci kata geldiğinde kafasından şimşek gibi şu düşünce geçmiş:
“Sağa çok şükür Tanrım, buraya kadar sağ salim geldük… Birinci kattan düşsen de nasılsa bişeycükler olmaz!”

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...