Alçak düşünceler içinde tribünlere oynamak
“...Biz PKK’nın başını Öcalan sanıyorduk, meğer Devlet Bahçeli’ymiş!”
Cümledeki alçaklığa bakar mısınız?
Bu ifadeyi kullanan kişinin yalnızca şeref ve haysiyeti değil, akıl sağlığı da ciddi biçimde sorgulanmalıdır. Bu sözlerin sahibi, emekli bir asker olan ve son seçimlerde İYİ Parti’den belediye başkan adayı gösterilen Orkun Özeller adlı şahıstır.
Şimdi neyi tartışalım?
Bu seviyesiz ve ahlak dışı ifadeyi kullananın emekli bir asker olmasını mı?
Yoksa terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile iki kez açık ittifak, birçok konuda işbirliği yapmış bir partiden aday gösterilmiş birinin, bu tür hezeyanlara kapılmasını mı?
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, sanki sürecin başından bu yana “Pazarlıksız ve talepsiz teröre cephe alın, silahları bırakın, terör örgütünü lağvedin” dememiş de; “Şurada terör eylemi yapın, şu karakolu basın, şu masum insanları katledin” demiş gibi bir algı yaratmak için kendini paralıyorlar. Bu, apaçık şekilde kirli ve alçak bir algı operasyonudur.
Şimdi soruyorum:
Terörle mücadele sırasında, mağarada köşeye sıkıştırdığı teröristlere megafonla “Silahlarınızı bırakın, Türk devletine teslim olun” çağrısı yapan bir komutan, bu çağrıyı yaptığı için PKK’lı bir teröriste mi dönüşmüş oluyor?
Orkun Özeller’in zekâ seviyesine göre öyle oluyor.
Asıl anlayamadığım şu:
Orkun Özeller, içinde bulunduğu siyasi yapının ve onun ittifak ortaklarının PKK ile olan açık işbirliği, dayanışma ve hatta kimi zaman örtülü ortaklık ilişkilerini bugüne kadar hiç sorun etmemişken; şimdi, yalnızca “Terörsüz Türkiye” süreci başlatıldığı andan itibaren, zekâ seviyesini ve karakterini tartışmaya açan iftiralarla, yalanlarla ve seviyesiz ithamlarla birilerine hizmet etmeye kalkması açıkça ortadadır.
Cumhur İttifakı, bugüne kadar terörle mücadelede en etkili ve başarılı dönemi hayata geçirmiştir. Ancak bu başarıya bir gün olsun destek açıklaması yapmayan, hatta Türkiye’nin güney sınırında oluşturulmak istenen terör koridorunu dağıtmak amacıyla başlatılan ve terör örgütünü boğmada son derece başarılı olan Pençe-Kilit Operasyonu’na “Pençe-Kilit Operasyonu stratejik olarak da yanlış, taktik olarak da” diyerek eleştirmiş Orkun Özeller’in bugün terör örgütü PKK’nın silah bırakmasına ve kendini feshetmesine yönelik stratejilere, ipten kazıktan kurtulmuşçasına saldırmakta ve bu stratejiyi iftiralarıyla lekelemeye çalışmaktadır.
Şimdi soruyorum:
Terör örgütü PKK, eylem yapma kapasitesini ortadan kaldıracak şekilde silahlarını teslim eder ve örgüt kendini feshederse — ki örgütün kurucusu Öcalan ve dağdaki terör kadrosu bu yönde açıklamalar yapmıştır — Türkiye ne kaybedecektir? Yahut kişiselleştirerek soruyorum Orkun Özeller’in bundan kaybı ne olacak ki, kin ve nefretle iftiralar atıyor, alçak cümlelerle MHP’ye saldırıyor.
“Önderimiz Apo” diyen HDP ile 2019 yerel seçimlerinde ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde açık ittifak kuran İYİ Parti’den belediye başkan adayı olan bir emekli askerin, o dönem ne Öcalan’ı ne de PKK’yı hatırlamaması elbette düşündürücüdür. Orkun Özeller'in kimin adına konuştuğu ve kimin hesabına çalıştığı mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.
Görüldüğü üzere, Orkun Özeller için kişisel ve siyasi çıkarları söz konusu olduğunda, kimle saf tuttuğunun hiçbir önemi kalmamaktadır.
Bugün Türkiye, üç cephede terörle mücadele verirken; bölgedeki ABD/İsrail eksenli planları da göze alarak “Terörsüz Türkiye” hedefini hayata geçirmeye çalışmaktadır. Bu hedefe karşı durmak için, gerçekten düşman safında olmak gerekir.
Orkun Özeller gibiler ise, neredeyse terör örgütü PKK’ya dönüp “Ne olur silah bırakma, örgütü feshetme” diye yalvaracak duruma gelmişlerdir.
Orkun Özeller, kurduğu seviyesiz ve alçak cümlelerle kendini bu kadar küçük düşürmemelidir. Haddini ve sınırlarını aşmamalıdır.
Eğer bunu yapıyorsa, önce belediye başkan adayı olduğu partinin kimlerle ittifak yaptığını ve terörle mücadelede hangi engelleyici tutumları benimsediğini açıkça anlatmalıdır.
Örneğin, o partinin o dönemki genel başkanı Meral Akşener’in, Ümit Özdağ’ın iddiasına göre “Ümit Bey, bir helikoptere atlayıp Kandil’e gitsem, Duran Kalkan’a ve Cemil Bayık’a sorsam, ‘Ulan siz ne istiyorsunuz, anlatın bakalım’” dediğini; ayrıca Zeytin Dalı Operasyonuna ilk karşı çıkan parti olduklarını da açıklamalıdır.
Türkiye’nin milli davalarında ve en hayati konularında tespitleri, çağrıları, adımları ve hamleleriyle tarihin hep haklı çıkardığı MHP Lideri Devlet Bahçeli, her sürecin başında hep alçak propaganda saldırılarına maruz kalır ama finalde de alkışlanan olur. “Terörsüz Türkiye” hedefi için çıkılan yolda böyle birşeydir.