Ekrem İmamoğlu girdabına giren CHP!


CHP, Özgür Özel sayesinde “Ekrem İmamoğlu girdabına” girmiş durumda; kurtulmaya çalıştıkça daha da derine batıyor. İradesi Ekrem İmamoğlu’na teslim edilmiş bir CHP, onunla ilgili suçlamaların ağırlığı altında doğal olarak çökmeye başlamıştır.
Ekrem İmamoğlu ve ekibine yönelik operasyonun ilk günlerinde geniş kitleler, süreci yalnızca siyasi bir müdahale olarak değerlendirdi. Ancak iddiaların somut delillerle desteklenmesiyle birlikte, meydanları dolduran kalabalıklar yavaş yavaş çekilmeye başladı. CHP artık ilk günlerdeki gibi toplumu sokağa dökemez hale gelmiştir. Sosyal medyadaki destek rüzgârı da ciddi oranda sönmüştür. Kendi yazar ve yorumcuları bile ateşli savunuculuğu bırakmıştır.
Bugün Özgür Özel, CHP’nin –zaten artık gerçekçi olmayan– Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği Ekrem İmamoğlu’nu geri çekip yerine başka bir ismi ön plana çıkarırsa, Silivri’de onu ziyarete gidecek neredeyse kimse kalmaz. Hatta problem yaşadığı iddia edilen ailesinden bile kimsenin gideceğini sanmıyorum.
Özgür Özel, “emanetçiliğini” üstlendiği CHP ile, İBB’de yürütülen “yolsuzluk, rüşvet, terör” odaklı operasyona ne doğru şekilde vakıf olabildi ne de buna uygun bir siyasi duruş sergileyebildi.
Çünkü Özgür Özel için esas olan; Ekrem İmamoğlu’nun gözüne girmek, ondan bir “aferin” alabilmekti. Bu nedenle zaten hiçbir zaman ondan bağımsız ve ilkeli bir duruş arayışı da olmadı.
Özgür Özel’in Ekrem İmamoğlu’nu kurtarmak için yaptığı tüm savunmaları da CHP’nin içine düştüğü vahim halin tablosu olmuştur.
Ortada, bizzat CHP’lilerin ihbar ve itiraflarıyla gündeme gelen ve gün yüzüne çıkarılan bir rüşvet ve yolsuzluk ağı bulunmaktadır. CHP, zaten kendi içinden kaynaklanan bu ağır yükle karşı karşıyayken, meseleyi başka siyasi gerekçelere bağlamaya çalışmasına gerek yoktur.
İBB’ye yönelik operasyonlar sonrasında tutuklanan birçok kişinin, etkin pişmanlık kapsamında itirafçı olduğu konuşulurken; bu isimler arasına, İştirakler ve Bağlı Kuruluşlar Komisyonu Başkanı ve aynı zamanda Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı olan Ertan Yıldız’ın da eklenmesi, CHP ve Ekrem İmamoğlu açısından ciddi bir tehlike sinyali niteliği taşımaktadır.
CHP’li Barış Yarkadaş bile bu son itirafçılığı şu sözlerle değerlendirmiştir:
“CHP’nin asıl başını ağrıtacak noktaya gelelim. Ekrem İmamoğlu’nun en yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Ertan Yıldız, 15 gün önce savcılığa başvuruyor ve uzun bir ifade veriyor. Ve bu ifade, kirli para ilişkilerinde doğrudan İmamoğlu’nu işaret ediyor.”
Etkin pişmanlık kapsamında itirafçı olan Ertan Yıldız’ın savcılığa şu bilgileri verdiği iddia edilmektedir:
- İddiaya göre, Boğaz hattındaki bazı otellerden usulsüz yollarla 27 milyon dolar toplandığı ve bu yapıların bir tür "haraca bağlandığı" ileri sürülmektedir.
- Yıllık yaklaşık 200 milyon dolar büyüklüğündeki hafriyat işlerinin, Ekrem İmamoğlu tarafından işaret edilen bir şirkete yönlendirildiği ve bu durumun devleti zarara uğrattığı öne sürülmektedir.
- Boğaziçi imar işlemleri kapsamında ise yaklaşık 20 milyon dolarlık bir rüşvet ağı kurulduğu iddia edilmektedir.
- Soruşturma dosyalarında, bu rüşvet gelirlerinin bir kısmının yurt dışına, özellikle İngiltere’ye aktarılmış olabileceği bilgileri yer almaktadır.
- Bazı ifadelerde, tüm parasal sürecin doğrudan Ekrem İmamoğlu tarafından takip edildiği, hesaplara bakan kişilere birebir denetim uyguladığı, bu kişilerin zaman zaman kendi adlarına küçük işlemler gerçekleştirdiği ve İmamoğlu’nun da buna göz yumduğu iddiaları dile getirilmektedir.
İştirakler ve Bağlı Kuruluşlar Komisyonu Başkanı ve aynı zamanda Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı olan Ertan Yıldız’ın itirafçı olduğu ilk anlarda, CHP’li çevreler bunu kesin bir dille reddediyor ve gelişmeleri bir "iktidar oyunu" olarak nitelendiriyordu. Ancak gerçeklerle yüzleşen CHP, yazılı açıklama yaparak Ertan Yıldız’ın CHP’den ihraç edildiğini kamuoyuna duyurmak zorunda kaldı. Ertan Yıldız’ın itirafçı olması CHP adına büyük bir darbe olmuştur.
CHP, başka hiçbir şeye bakmadan, yalnızca mal bildiriminde gizlenen ve 15 milyon TL’ye alınmış gibi gösterilen, gerçekte ise değeri 50 milyon doları bulan üç villa meselesine en başından titizlikle yaklaşsaydı, bugün Ekrem İmamoğlu yüzünden bu kadar rezil bir duruma düşmezdi. Ne var ki, CHP’nin Özgür Özel gibi bir genel başkana sahip olması, bu tür rezaletlerin parti açısından adeta sıradanlaşmasına yol açmıştır.
CHP’yi daha rezil günler bekliyor. Buna emin olabilirsiniz.