Yeşilay’lık yahut tımarhanelik ikili!

YAYINLAMA:
Yeşilay’lık yahut tımarhanelik ikili!

Müsavat Dervişoğlu ve Tanju Özcan…

Biri, logosundaki güneşin altında eriyen bir partinin genel başkanı; diğeri ise belediye başkanlığı dışında her işe burnunu sokan bir figür.
Yeşilay’ın mücadele listesinde öncelik vermesi gereken iki isim…

Bu kişilerde tedavi edilmesi gereken bir bağımlılık hali var; şuuru ve hafızayı yitirmiş bir siyaseti besliyorlar. Bunların ürettiği sadece bilgi kirliliği ve ikiyüzlülük…

Diğeri hakkında son durum hakkında fikrim yok ama Tanju Özcan kısa bir süre önce şöyle diyordu:

“Alkol kullanımı ve kötü beslenmeden dolayı ciddi bir sağlık problemi yaşadım. Bir anlamda yüce Yaradan’dan bir sarı kart yedim. Bu vesileyle alkolü bıraktım.”

Görünen o ki, tedavi pek işe yaramamış; zira ayık kafayla bile olaylara sağlıklı bir yorum getiremiyor.

Bu iki isim ne bulundukları makamın ne de bugüne kadar yaptıklarının farkında…

İnsan biraz utanır… Ama bunlarda o da yok.

Tanju Özcan, 2015’ten bu yana PKK’nın siyasi uzantılarıyla zaman zaman ittifak ve iş birliği yapan CHP’nin sıradan bir belediye başkanı. Daha CHP’nin 1991’de PKK’nın ilk siyasi uzantısı olan HEP’i Meclis’e taşıyan geçmişlerine ise hiç değinmiyorum.

Müsavat Dervişoğlu ise 2019 yerel seçimlerinde ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’nin yanında HDP ile açık ittifak kuran İYİ Parti’nin yöneticisiydi. O günlerde bütün çabası, bu ittifakları meşrulaştırmak ve gelen eleştirileri savunmaktı. Biz bunları yazmaktan bıktık, o ikiyüzlü davranmaktan bıkmadı.

Cumhur İttifakı, “Terörsüz Türkiye” hedefiyle süreç başlatıp bu yönde strateji belirlediğinden bu yana özellikle bu iki isim çirkin ve rahatsız edici bir gevezeliğin sembolü haline geldiler.

HDP (bugünkü adıyla DEM) ile ittifak kurarken sesleri çıkmayan bu ikili, aynı partiye “Teröre cephe alın, Türkiye partisi olun” denilince adeta sinir krizi geçiriyor. Ne garip, değil mi?

Bu iki isim ve partileri, DEM ile iş birliği yaptıkları günlerde bir kez olsun “Teröre karşı durun, Türkiye partisi olun” çağrısında bulunma cesareti gösteremediler.

Müsavat Dervişoğlu, dönemin kendi genel başkanı Meral Akşener’in “HDP, Kürtlerin siyasi temsilcisidir” sözleri karşısında suskun kalmıştı. Tanju Özcan ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “CHP ve DEM Parti birbirine göbekten bağlıdır” açıklamasına tek bir kelime etmemişti.

Ne zaman ki terör örgütü PKK’ya silah bıraktırma ve örgütü feshettirme süreci başlatıldı, işte o günden beri bu ikili Yeşilay’ın değil, psikolojik rehabilitasyon merkezlerinin gündemine girdi.

Söylemleriyle eylemleri tutarsız, sicillerini aklamaya çalışan bu ikilinin durumu artık siyasî değil; psikolojik bir vaka haline gelmiştir.
Cumhuriyet ve Atatürk nutuklarıyla maskelerini cilalayanlar, terörün siyasi uzantısıyla ittifak yaparken akıllarına getirmedikleri hassasiyetlerini bugün “Terörsüz Türkiye” hedefi için atılan adımlar karşısında neden hatırlar hale geldiler?

Gerçekten ne istiyorlar?

DEM teröre destek vermeye devam etsin, PKK silah bırakmasın, CHP de seçimlerde bunlarla ittifak kurup yerel seçimlerde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başarı mı yakalasın?

Allah aşkına, başka hangi sonuç çıkıyor bu tavırlardan?

DEM Parti açıkça “Biz sırtımızı Kandil’e, İmralı’ya dayadık” diyordu.

İmralı ve Kandil’e silah bıraktırma ve örgütü feshetme yönünde atılan adımlar, çağrılarla birlikte ciddi bir zemin oluşturuldu. Ama gariptir, bu süreçten en çok rahatsız olan yine bu ikisi. Adeta psikolojileri çökmüş durumda.

PKK’ya silah bıraktırma ve örgütü dağıtma çağrısı yapılıyor diye Türk devleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığından mı vazgeçmiş oluyor?
Hayır. Tam tersine, en başarılı olunan alanda yani terörle mücadelede stratejik hamlelerle “Terörsüz Türkiye” hedefi adım adım hayata geçiriliyor.

Ve bu hedef, “pazarlıksız, talepsiz” bir iradeyle ortaya konuluyor.

Bu başarı Türkiye’nin can kayıplarını önleyecek ve ekonomik kalkınmasında büyük avantaj sağlayacaktır.

CHP/DEM ittifaklarının siyasi rantını yiyen Müsavat Dervişoğlu ve Tanju Özcan, bu gelişmeden neden rahatsız oluyor? Bunlar hangi millete hizmet ediyorlar?

Tanju Özcan, 2022’de CHP’nin PKK’lı Demirtaş’a sahip çıkmasını meşrulaştırmak için şunu diyordu:

“Demirtaş cezaevinden çıkar çıkmaz şunu söylesin istiyorum: ‘Örgüt silah bıraksın, devlet af çıkarsın, ilk randevumu Sayın Bahçeli’den istiyorum.’”

O gün bunu diyordu, bugün ise örgütün silah bırakması ve örgütün feshedilme kararı almasından deliye dönüyor.
Bu artık Yeşilay’lık değil; doğrudan psikiyatrik vaka!

Tanju Özcan, Allah’ını seversen bırak bu işleri. Türkiye’nin temel meselelerine dair yorum yapmak senin ne zekânla ne kapasitenle mümkün.

Hem ikiyüzlü davranıyorsun hem olayları algılayamıyorsun.

Bolu halkı senden belediye hizmeti bekliyor. İşine dön!

Üstelik sen, sürekli PKK/DEM ile ittifak kuran CHP’nin bir belediye başkanısın.

Bu ülkede bu konuda en son konuşacak kişi sensin.

Ya sen Müsavat Dervişoğlu…

Yemin ederim, biz seni rezil etmekten bıktık, sen rezil olmaktan bıkmadın!

İYİ Parti’nin PKK ve uzantılarıyla yaptığı ittifak ortadayken, bu ikiyüzlülüğü neden sürdürüyorsun?

Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir muhabir sana “PKK/Kandil/Yeşil Sol, Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. Ne diyorsunuz?” diye sorduğunda, “Dağılın beyler” diyerek kaçtın.

Şimdi ne oldu da “Terörsüz Türkiye” yolundaki adımları provoke etmeye başladın?

Yok, yok...

Sizin durum Yeşilay’lık bile değil. Bu tablo doğrudan tımarhanelik! 

O yüzden ‘Dağılın Beyler!’

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...