Hançerledikleri yetmedi, şimdi de saygısızlık yapıyorlar!


Kemal Kılıçdaroğlu, 13 yıl boyunca CHP Genel Başkanlığı yaptı ve partinin son Cumhurbaşkanı adayıydı.
Siyaset tarzını hiçbir zaman benimsememiş olsam da ve yazılarım nedeniyle defalarca beni mahkemeye vermiş olsa da, CHP’ye uzun yıllar boyunca emek vermiş bir isme yönelik, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu çevresindeki bazı kişilerin yönelttiği hakaretler, saygısız yorumlar ve seviyesiz üsluplar asla kabul edilemez.
CHP kurultayında İstanbul Büyükşehir Belediyesi imkânları kullanılarak adeta siyasi bir operasyonla devrilmesinin ardından, bugün 76 yaşındaki Kemal Kılıçdaroğlu’na sokaktaki herhangi biriymiş gibi muamele edilmesi, partideki siyasi ahlakın ve nezaketin ne derece aşındığını açıkça ortaya koymaktadır.
CHP’deki bu durumu, gazeteci Gaffar Yakınca’nın yapmış olduğu şu tespit özetlemektedir:
“Adamlar kendi genel başkanları hakkında yalan haber çıkaracak, üstüne ‘onursuz, haysiyetsiz’ diye küfür edecek kadar alçalabiliyorlar. Biz ise hâlâ onlardan insaf, izan bekliyoruz! Üç kuruş menfaat için Kılıçdaroğlu'na bunu yapanlar, bize neler yapmaz diye düşünmüyoruz.”
Özgür Özel’in, Ekrem İmamoğlu’na kendini kabul ettirme çabası, CHP içerisinde hiyerarşi, vefa ve saygı kültürünün neredeyse tamamen ortadan kalkmasına neden olmuştur.
Hatırlanacağı üzere, kurultay öncesinde Halk TV’de İsmail Küçükkaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek’e şu soruyu yöneltmişti:
“Bir izleyenim yazmış, Sayın Kılıçdaroğlu partinize kayyum olarak atanabilir mi?”
Zeybek’in bu soruya verdiği yanıt, siyasi nezaketten ve ahlaktan tamamen uzaktı:
“CHP'nin 1 milyon 700 bin üyesi, o kurultaya kayyum atanacak kişinin yüzüne tükürür.”
Bu açıklamadan sonra Kemal Kılıçdaroğlu, aday olmayacağını şu dikkat çekici ve çok manidar ifadelerle açıkladı:
“Aday olmayacağım. Kararımın nedeni, ‘Yüzüne tükürürler’ tehditleri değil. Çünkü çalanların yüzüne tükürülür — ve ben çalmadım.”
Bugün CHP’de yine bir mahkeme gündemi var. Kılıçdaroğlu’nun “hançerlendim” dediği kurultaydan bu yana, yaşananlar hâlâ tartışılıyor. Kurultaydaki şaibelerle ilgili davalar birbiri ardına açılıyor — hem de CHP’li delegelerin ve yöneticilerin kendi başvurularıyla.
Parti içinden gelen iddialara göre, delegelerin tercihleri çeşitli maddi olanaklarla Özgür Özel lehine yönlendirilmiş, bu süreçte İstanbul Büyükşehir Belediyesi kaynakları etkin biçimde kullanılmıştır. Bu iddialar yalnızca siyasi etik açısından değil, aynı zamanda hukuk açısından da ciddiyetle ele alınması gereken bir durumdur. Yargıda zaten bu görevini yerine getiriyor.
CHP bünyesinde tartışılan CHP’nin şaibeli kurultayının iptal edileceği ve o günün Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık önderliğindeki yönetimine CHP’nin tekrar teslim edileceği yönündedir. CHP içinde bu yüzden sinirler oldukça gergin… CHP’nin mevcut yönetimi ve yancıları o nedenle Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef haline getirdiler.
Gazeteci Nevşin Mengü’nün "Edindiğim bilgiye göre savcı, Kılıçdaroğlu'na mesaj göndererek 'Gelir ifadesinde kurultayda yolsuzluk yoktur, ben böyle şeyi görmedim, şahit olmadım' derse dosyayı kapatırız demiş.'' Şeklindeki açıklaması CHP içindeki tansiyonu oldukça yükseltmiştir.
Nevşin Mengü’nün kışkırtmalarıyla CHP içinde Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik seviyesizlikler artıyor. CHP’nin şaibeli kurultayının yargılandığı mahkemeden Özgür Özel aleyhine bir karar çıkarsa, bu Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinde unutulup çürütülmesi anlamına geleceği için mevcut yönetim ve onların yönlendirdiği medya, Kılıçdaroğlu’na öfke kusuyor. Kılıçdaroğlu’nu delege satın alarak hançerleyenler, o gün bunları düşünmemişti; şimdi ise mahkeme 'hakkı teslim eder' korkusuyla cinnet geçiriyorlar.
CHP, rezillik girdabına saplandı; oradan kurtulması imkânsız görünüyor. Atatürk’ün miras bıraktığı partinin bu hale düşmesi yürek sızlatıyor. Ne var ki, yeni CHP’nin Atatürk’le bağı tamamen koptu. Biz de bunu kabullenip Özgür Özel’in trajikomik hallerini izleyerek eğleniyoruz.