Sizden âlâ cambaz mı var?

YAYINLAMA:
Sizden âlâ cambaz mı var?

Davranışlardaki çelişkileri, tuhaflıkları ve reflekslerin nasıl engellendiğini açıklamak için sohbetlerde sıkça anlatılan meşhur bir hikâye vardır:

Baba ile oğlu uyuyormuş. Yan odadan gelen tıkırtılar üzerine baba, oğluna, “Git bak bakalım,” demiş. Oğlu gitmiş, ancak ses seda çıkmayınca baba seslenmiş:
“Oğlum, ne oldu?”
“Baba, bir hırsız tuttum.”
“Tut kolundan, getir.”
“Gelmiyor.”
“Bırak, gitsin.”
“Gitmiyor.”
“Sen gel, oğlum.”
“Gelemiyorum.”
“Niye gelemiyorsun?”
“Ben onu bırakıyorum, ama o beni bırakmıyor.”

Bu hikâye; sosyal ilişkilerde, kişi diyaloglarında, kurum yönetimlerinde ve siyaset dünyasında sıkça karşılaştığımız çelişkileri, tuhaflıkları ve davranış bozukluklarını anlamak için güçlü ve anlamlı bir örnektir. Pek çok alanda bu tür absürt durumlara tanık olabiliriz. Türkiye’nin ana gündemi ise malum: “Terörsüz Türkiye” hedefi. 

Türk siyaseti, doğal olarak bu gündem doğrultusunda eylemlerini ve söylemlerini şekillendiriyor. 

Peki, bu hikâyeyi neden anlattım? 

Türk siyasetinde proje olarak ortaya çıkan ve varlıklarını siyasi ve kişisel menfaatler peşinde koşarak birilerinin gölgesinde sürdüren İYİ Parti’nin, dün olduğu gibi bugün de çelişkili davranışlarını görünce bu hikâyeyi hatırlatma ihtiyacı hissettim. 

“Terörsüz Türkiye” hedefine yönelik her türlü iftira, çirkef yaklaşım ve yalan, ilk önce bunların bünyesinden çıkıyor. Ancak siyasi sicillerine baktığımızda, neye karşı oldukları yahut neyi savundukları belirsiz…
Geçmişte terörle mücadeleye karşı çıktılar mı? Evet, çıktılar.
Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarına, “Teröre karşı durun, Türkiye partisi olun” demeden, sırf siyasi ve kişisel menfaatleri için defalarca ittifak ve iş birliği yaptılar mı? Evet, yaptılar.
Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP/DEM ile birlikte millete tuzak olacak anayasa taslaklarını hazırladılar mı? Evet, hazırladılar.
Şimdi de PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesine karşı çıkıyorlar; bu süreci yalan ve iftiralarıyla kirletmeye çalışıyorlar. 

Bir parti hem Türk devletinin terörle mücadelesine hem de terör örgütünün silah bırakmasına ve kendini feshetmesine karşı çıkıyorsa, burada çok büyük bir tuhaflık yok mu? 

Manzara, tam da yazımızın başındaki hikâye gibi değil mi? Buradan, terör örgütü PKK’nın hem korunması hem de teröre devam etmesi gerektiğini savunan bir anlayış çıkmıyor mu? 

Mesela, bu konuda çok çarpıcı örnekler var. 4.600 PKK/YPG’li teröristin etkisiz hale getirildiği Zeytin Dalı Operasyonu’na, “Tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına İYİ Parti tamamen karşıdır” sözleriyle Türkiye’de ilk karşı çıkan parti, bugün PKK’nın pazarlıksız silah bırakmasına ve kendini feshetmesine şiddetle karşı çıkıyorsa, burada bir çelişki yok mu? Peki, soruyorum size…

Müsavat Dervişoğlu ve ekibi ne istiyor? 

Türkiye’de ve bölgede terörün sürmesini mi arzuluyor? 

Netanyahu, Gazze’de terörün devamını istiyor, siz Türkiye’de… Ondan ne farkınız var? 

Üstelik bu çelişkiler içinde bu hedefin peşindesiniz… 

O günlerde bir basın mensubu, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun tezkereye ‘hayır’ deyip sonra Kandil’i bombalama vaadinde bulunmasının çelişkili olduğu söyleniyor” dediğinde, Müsavat Dervişoğlu, “Kapsamlı bir çelişki görmüyorum. Kandil başka bir yer, Suriye’nin kuzeyi başka bir yer” şeklinde tuhaf bir yanıt vermişti. 

Oysa o dönemde Irak ve Suriye tezkeresine CHP ve HDP birlikte “hayır” oyu vermişti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun başında bulunduğu CHP, açıkça terör örgütü PKK/YPG’yi Türk devletinin operasyonlarından korumaya çalışmıştı. 

Peki, o gün Kılıçdaroğlu’nun çelişkisini ve bu ihanetini görmezden gelen Dervişoğlu, bugün neden “Terörsüz Türkiye” hedefine, terör örgütünü kullananlardan daha fazla tepki gösteriyor? 

Bu işte büyük bir tuhaflık yok mu? 

Her şey, baba-oğul ve hırsız arasındaki diyaloğu andırmıyor mu? Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olan ve “İrademizi Öcalan belirler” diyen HDP/DEM ile ittifak ve iş birliği yaparken aklınıza getirmediğiniz Öcalan’ı, “PKK’nın anlam yoksunluğu ve aşırı tekrarı, ömrünü tamamlamasına ve feshini gerekli kılmasına yol açmıştır. Ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültürel çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine yanıt verememektedir. Bu koşullarda silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum. Devlet ve toplumla bütünleşme adına kongrenizi toplayın, karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” dediğinde ve bunun için somut adım attığında neden hatırlıyorsunuz? 

“Terör devam etsin, ama biz siyasi ve kişisel menfaatlerimize bakalım” diye mi düşünüyorsunuz? 

Türk milletine yaklaşık yarım asırdır acı çektiren terörün son bulması için atılan adımları desteklemek yerine, neden ısrarla terör örgütünün silah bırakmasına ve kendisini feshetmesine karşı çıkıyorlar? 

Resmen, “Teröre devam eden PKK’ya ve terör örgütüne yardım-yataklık eden DEM’e ihtiyacımız var” diyorlar. 

2019 yerel seçimlerinde, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve 2024 yerel seçimlerinde ittifak yaptıkları HDP/DEM’in terör bağını hiç sorgulamamış olanlar, bugün ne yapmaya çalışıyor, anlamayan var mı? 

Müsavat Bey, anlamayanlar için bir anlatır mısınız? 

Ne yapmaya çalışıyorsunuz? 

Emperyalizmin ürettiği “Kürt sorunu” kavramı için, “HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz. Eğer bu sorun çözülecekse, meşru bir organla çözebiliriz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na, “HDP yasal, meşrudur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun çözüm süreci için Meclis’i işaret etmesini destekliyorum” diye destek veren Müsavat Dervişoğlu, “Terörsüz Türkiye” hedefine karşı çıkan sen misin, yoksa dublörün mü? 

Haliniz cidden şarkı sözlerindeki gibi: “Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça…” 

Şimdi “Bu silah bırakma değil, cambaza bak oyunudur!” diyen Müsavat Dervişoğlu, senin HDP-PKK konusundaki siyasi geçmişine bakarsak, profesyonel bir cambazlık mı göreceğiz? 

Sen, PKK’nın elinde silah varken, terör yaparken HDP ile ittifak yapmış biri olarak karar ver, ne istiyorsun? 

 

AYYÜCE TAŞ’IN HEZEYANLARI VE ZIRVALARI
Tarih bilmez, mazi bilmez, olay bilmez, durduğu yeri bilmez ve her şeyden önce ölçü bilmez İYİ Parti Milletvekili Ayyüce Taş, geçtiğimiz hafta kaleme aldığım “İki Ülkücü Düşmanının Akıbeti” başlıklı yazıma sosyal medya hesabından yanıt vermiş. Yazımda, Tunç Soyer ve Zeydan Karalar’ın Ülkücü düşmanlığına atıfta bulunmuş, Ayyüce Taş’ın ismi de bu bağlamda anılmıştı. Yazıda ayrıca Taş’ın Zeydan Karalar’ı ziyaretine ait çiçekli bir fotoğraf da yer alıyordu. Bilindiği üzere Zeydan Karalar, 2019’da HDP ve İYİ Parti’nin aday çıkarmayarak desteklediği ve seçimi kazandırdığı isimdir. 

MHP’nin elindeki Adana Büyükşehir Belediyesi’ni “CHP, HDP, İYİ Parti bir olduk, kazandık!” diye çılgınca kutlayanların, şimdi bize akıl vermeye kalkması ayrı bir garabet. 

Ayyüce Taş, yazımı alıntılayarak “Vah zavallılar vah!” diye başlamış ve dünyadan bihaber bir şekilde cümleler sıralamış yani kısaca zırvalamış…

Yazısını okudukça, bu kadar çelişki ve tutarsızlığın bir insan için ne denli ağır bir yük olduğunu düşündüm. 

Teröristbaşı Öcalan’ı kurtarmaktan, ona “kurucu önder” denmesinden, PKK/DEM ile muhataplık oluşturulmasından, Sırrı Süreyya Önder’in fotoğrafını okşamaktan, Başbuğ Türkeş’in “Haddini bil!” sözü üzerinden çoğu yalan, çoğu iftira, çoğu her şeyi birbirine karıştıran bir hezeyan ve zırvalama yığını kurmuş… 

Benim anlamadığım, HDP’li seçim ittifaklarında canla başla çalışmış Ayyüce Taş’ı, bugün DEM konusunda bu denli sinirlendiren nedir? Mesela Sırrı Süreyya Önder, İYİ Parti’nin 2019 yerel seçimlerinde ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP ile ittifak yaptığı dönemde HDP’nin milletvekili değil miydi? 

O gün aklınıza getirmediğiniz Sırrı Süreyya Önder, “Terörsüz Türkiye” sürecinde sağduyulu katkılar sunmaya başlayıp, “Tüm şehitlerimiz ve gazilerimiz, ülkemizin onurudur” deme noktasına gelince mi aklınıza geldi? 

Kötülükle yol yürürken menfaatiniz için susup, kötülükten kurtulma adına adım atıldığında konuşmanız, olsa olsa çok yüzlü bir davranış olur. 

Oysa Tuğrul Türkeş de “kurucu önder” istismarı yapmıştı ve ona da “Bölücü terör faaliyetlerinin kurucu önderi Abdullah Öcalan… cümlesiyle ‘kurucu önder Abdullah Öcalan’ ifadesi arasında ne kadar büyük bir fark var, değil mi?” diye sormuştum. Öcalan “terör örgütünün kurucusu” değil mi? 

Öcalan “bölücü terör faaliyetlerinin kurucu önderi” değil mi? 

Siz okuduğunuzu mu yoksa duyduğunuzu mu anlamıyorsunuz? PKK/DEM bugün muhatap alınıyorsa, sizin gibi siyasi ve kişisel menfaatler peşinde koşulduğu için değil; terör örgütünün silah bırakması ve kendini feshetmesi için alınıyor. 

Ayyüce Taş, madem bu muhataplıktan rahatsızsın, o halde neden 2019 yerel seçimlerinde ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP ile menfaat ittifakı yaptınız ve Kandil neden sizin ittifaka oy verilmesi için peş peşe açıklamalar yaptı? 

Geçtiğimiz günlerde terör örgütü PKK’nın silah yakma programında en önde yürüyen kimdi? 

KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat… 

Peki, Bese Hozat kim? 

Ayyüce Taş ile bağı nedir? 

Yerel seçimlerde Ayyüce Taş ile aynı safta yer alıp, “23 Haziran’da İstanbul’da Kürtler, AKP-MHP blokuna karşı kim çıkacaksa, bu İmamoğlu’ysa İmamoğlu’na destek verecektir” diyen; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise, “Herkes faşist Erdoğan’ı yıkmak için oyunu kullanmalıdır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde demokrasi güçlerinin adayına (Kılıçdaroğlu’na) oy vermelidir” diyen kişidir. Ayyüce Taş, siyasi hedefler için PKK’nın başındaki teröristbaşı Bese Hozat ile aynı çizgide buluşabiliyor, ama aynı Ayyüce Taş, Bese Hozat’ı silah yakarken görmekten cinnet geçiriyor. 

Ayyüce Taş, sen kitaplara geçen Başbuğ Türkeş’in gerçekleştirdiği şu olayı hiç duydun mu, anlamaya çalıştın mı?
“HEP heyetinin en ilginç görüşmesi, MHP Lideri Alparslan Türkeş’le oldu. Randevu alma konusundaki tereddüt, Türkeş’le yapılan görüşmede yerini sıcak bir atmosfere bıraktı. Yarım saatlik randevu bir buçuk saate uzadı; Türkeş, HEP’lilerle yakından ilgilendi. Sohbet boyunca, özellikle ‘kızım’ dediği Leyla Zana’yı muhatap aldı ve Türklerle Kürtlerin kardeşliğinden bahsetti. Türkeş, heyete, ‘Biz 900 yıldır kardeşiz. Benim yeğenlerim Kürt’tür. Kız kardeşim Kürt’le evli. Bizim birbirimizden ayrılmamız mümkün değildir,’ diyerek rahatlatan bir konuşma yaptı. Ülkedeki yükselen toplumsal gerilim hakkında ise, ‘Bu ülke Türk-Kürt çatışmasıyla bölünür. Kürtlere karşı reaksiyonun Ülkücülerden geleceği hesaplanıyor. Ben tabanıma hâkimim ve sözümü geçiriyorum. Siz de tabanınıza hâkim olun. Bu tür çatışmaları elbirliğiyle engelleyelim. Size telefon numaramı veriyorum. Bir olay çıkarsa önce beni arayın. Yirmi dört saat arayabilirsiniz. Bize düşen, Türkiye’yi dış güçlerin müdahale edebileceği bir iç savaş alanı olmaktan çıkarmaktır,’ dedi. Türkeş’in bu olumlu ve sıcak tavrı, HEP’lilerde şaşkınlık yaratırken, heyetin kapıya kadar uğurlanması tam bir sürpriz oldu. Bu görüşmeden sonra Fethiye ve Alanya’daki olaylar son buldu, toplumsal tansiyon düştü.”
(Faruk Bildirici’nin, Leyla Zana’nın hayatını anlattığı Yemin Gecesi kitabından) 

Başbuğ Türkeş’in izini ve çizgisini arıyorsan, onu yaşatan Sayın Devlet Bahçeli’dir. Ne izi ne de çizgisi olmayanların gözüne girmek için kendini bu kadar heder etme, Ayyüce Taş! 

Ne söylediklerin yaptıklarınla ne yaptıkların söylediklerinle uyum içinde…

Terör örgütü PKK’ya ve siyasi uzantılarına işinize geldiği gibi, mevsimsel bir şekilde bakma huyunuzdan vazgeçin!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Terörsüz Türkiye Projesi; bir müzakerenin, bir pazarlığın, bir al ver sürecinin neticesi değildir” şeklinde; MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ise, “Aracısız, aralıksız, bagajsız, pazarlıksız ve gizli gündemsiz temas ve iletişimin rehberliğinde hayırlı sonuçlar doğuracak” şeklinde tarif ettiği bu süreç, dün PKK’nın siyasi uzantılarıyla ittifak yapmış ve terörle mücadele operasyonlarına karşı çıkmış sizleri neden bu kadar kaygılandırıyor? 

Hangi ülke hesabı adına konuşuyor ve cinnet geçiriyorsunuz?
Size ne verelim?
Silah elinde teröre devam eden PKK ve ona yardım-yataklık eden DEM mi lazım? 

Dünü bilmiyor, bugünü anlamıyor, yarını idrak edemiyorsunuz… Ama unutmayın, biz de size bunları bir bir hatırlatacak hafıza çok…

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...