“Tanju burada mı? Online mi?”
Ne zaman sosyal medyada Tanju Özcan’ın bir paylaşımını görsem, aklıma hemen İllegal Hayatlar filmindeki o efsane sahne gelir: “Fiko burada mı? Online mi?” diyerek içkisini yudumlayan, kafa yapıcı bir şeyler kullanmadan adım atmayan parti genel başkanı Mahsun Karaca.
Lıkır lıkır, fokur fokur Tanju Özcan da resmen onun ikizi gibi!
Yaptığı yorumlar, paylaştığı videolar o kadar absürt ki, sağlıklı bir kafa yapısıyla üretildiklerine inanmak imkânsız.
Kırmızı yanaklı, pancar gibi bir suratla dolaşması, onun alametifarikası olmuş durumdadır.
Bir ara öyle bir hale gelmişti ki, görenler onun her şeyine “Sarhoşun mektubu okunmaz” refleksiyle bakıyordu. Bu durum kendisine bile o kadar ağır gelmiş olmalı ki, sonunda bir açıklama yapmak zorunda kaldı: “Alkol kullanımı ve kötü beslenmeden dolayı ciddi bir sağlık problemi yaşadım. Bir anlamda yüce Yaradan’dan sarı kart yedim. Bu vesileyle alkolü bıraktım. Tweetlerimin altına alkol ile ilgili yorum yapan trol kardeşlerimiz artık yeni argümanlar bulmak zorunda kalacak.”
Ama ne fayda!
Bu açıklama, onun “Fiko burada mı? Online mi?” modundan çıktığını göstermiyor.
Ya alkol tedavisi işe yaramadı ya da kamuoyunu oyalıyor.
Çünkü güncel ve siyasi değerlendirmeleri hâlâ sarhoşun mektubu gibi karmakarışık!
Bulunduğu parti CHP, 1991’den beri terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla ittifak yapıyor; PKK’nın kurduğu ilk parti HEP’i Meclis’e taşıyan SHP’nin devamı olarak biliniyor.
CHP bu çizgisini hiç bozmadı: 2015’te “Her CHP’li aileden HDP’ye bir oy” çağrısı yaptı, 2019 yerel seçimlerinde Kandil’den destek alan HDP ile ittifak kurdu, 2023’te “Bir oy Kılıçdaroğlu’na, bir oy Yeşil Sol’a” sloganıyla HDP’yle iş birliğini sürdürdü, 2024’te de “Kent Uzlaşısı” adını verdikleri DEM ittifakıyla aynı yolda devam etti. Dahası CHP sınır içi ve ötesi terörle mücadele operasyonlarına, PKK’nın yayın organlarının kapatılmasına, PKK’ya yardım ve yataklık eden belediye başkanlarının tutuklanmasına ve bu belediyelere kayyım atanmasına karşı çıktı. PKK’ya hizmet eden sanatçılara kol kanat gerdi, son iki CHP Genel Başkanı PKK’nın televizyonlarındaki programına katılıp Türk devletini suçladı, Suriye’de PKK’nın (YPG) devlet kurmasını destekledi, YPG’yi de “vatanını koruyan bir oluşum” diye savundu. Bütün bu çelişkilerle dolu bir partiyi, “Fiko burada mı? Online mi?” modunda gezinen Tanju Özcan nasıl olur da hâlâ Atatürk’ün Kuvâ-yı Milliye ruhunun temsilcisi sanır?
Bu, tam bir siyasi körlük değil de nedir?
Alkol tedavisi yanında bir de körlük tedavisi alsa olmaz mı?
“Terörsüz Türkiye” süreci için adım atıldığı günden beri Tanju Özcan MHP hakkında adeta sarhoş mektubu yığdı.
Bolu’yu büyük köy modundan çıkarmak için belediye hizmeti yapmak yerine kendini gece-gündüz aklının basmadığı devlet yönetme işlerine veriyor.
Geçen gün yine “MHP’ye hala oy vereceğim diyen varsa, benim nazarımda milliyetçi, vatansever değildir.” diye twit atmış…
Böyle bir sicilin sahibi CHP’de belediye başkanlığı yapan Tanju Özcan’a bak hele?
Daha önce “PKK silah bıraktığını söylesin, gidip HDP eş genel başkanının elini öpeceğim” demiş.
Üç yıl önce de Selahattin Demirtaş için “Neden cezaevinde olduğunu bilmiyorum. Demirtaş’tan nedense umutluyum. 7 Haziran seçimlerinden sonra ‘PKK denen örgüt’ diye başlayan konuşmasını hatırlıyorum. İmralı ve Kandil’le ters düştüğünü görüyorum. Cezaevinden çıkar çıkmaz ‘Örgüt silah bıraksın, devlet af çıkarsın, bu sorunu görüşmek için ilk randevuyu Bahçeli’den istiyorum’ demesini bekliyorum” şeklinde açıklama yapmış.
“Ben ne söylüyorum, tamburam ne çalıyor?” dedikleri bu olsa gerek!
Yıllarca PKK ile her türlü iş birliğini yapan CHP’de belediye başkanlığı yapacaksın, geçmişte bu sözlerin sahibi olacaksın, sonra da kalkıp terörü bitirme hedefiyle “Terörsüz Türkiye” vizyonunu hayata geçirmeye çalışan Cumhur İttifakı’na akıldan, idrakten ve ahlaktan yoksun cümlelerle saldıracaksın!
Lıkır lıkır, fokur fokur Tanju, sen gerçekten nasıl bir türsün?
Bolu Belediye Başkanlığı’nı mı yönetiyorsun, yoksa ikiyüzlü ve kalitesiz bir şekilde tribünlere oynayarak siyaset mi yapıyorsun? En iyisi, sen alkol tedavini ciddiye al ve evindeki köşene çekil!
Tanju Özcan’ın bu konuda yalnız olmadığını düşünüyorum; yanına Özgür Özel’i de almalı ve tedaviye birlikte gitmeliler.
Zira geçtiğimiz günlerde gazeteci Talat Atilla, çarpıcı bir iddia ortaya atmıştı.
Atilla, köşe yazısında biri il başkanı, ikisi milletvekili olan üç CHP’li yöneticinin yakınmalarını aktarmıştı. Bu kişiler, mealen şöyle demiş: “Genel Başkanımızı seviyoruz, ancak gece gündüz demeden, her miting öncesi çok içiyor. Yarım metreden viski kokusu burnumuzu deliyor. Yanına yaklaşırken nefesimizi tutuyoruz!”
Bu atarlı ve giderli tavır, artık daha net anlaşılıyor. “Keçi sarhoş olunca kurtla dövüşmeye kalkarmış!” atasözü, bu durumu tam anlamıyla özetliyor.
CHP’yi resmen “Fiko burada mı? Online mi?” sistemine çevirdiler. Sağlıklı siyaset üretememelerinin asıl nedeni de işte bu sebepten…