Üç maymunu oynamayı bırakın, siciliniz ortada…

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Üç maymunu oynamayı bırakın, siciliniz ortada…

“Terörsüz Türkiye” hedefinin öncüleri, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’dir.

Cumhur İttifakı’nın kurulduğu günden itibaren, bu iki lider sınır içinde ve dışında terörle mücadelede kararlı ve tavizsiz bir duruş sergiledi. Türk devletinin gerçekleştirdiği operasyonları yönettiler, desteklediler ve yönlendirdiler. Böylece milli şuurun toplumsal sembolleri haline geldiler. Bu kararlı duruşlarıyla terör örgütlerine ağır darbeler vurdular ve “Terörsüz Türkiye” hedefinin temelini attılar. 

Türkiye’deki muhalefetin tüm engellemelerine rağmen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekâtları başarıyla gerçekleştirildi. CHP’nin öncülük ettiği muhalefet, özellikle Zeytin Dalı Harekâtı’nı engellemeye çalışarak terör örgütü YPG’yi koruma çabasına girişmişti. 

CHP liderliğindeki 6’lı masa ve HDP’nin oluşturduğu ittifak, terörle mücadele operasyonlarına adeta tek sesle karşı çıktı, tüm uzantılarıyla harekete geçti. 

Bu tutum, içimizdeki “Bizanslılar” gibi bir karşı duruşu yansıttı. 

Dahası, bu muhalefet grupları terörle mücadelenin her boyutuna karşı çıkarken, PKK’nın siyasi uzantılarıyla son yerel seçimlerde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde açıkça ittifak yaptı, iş birliğine gitti. 6’lı masa ve HDP ittifakında yer alan partilerden bazıları zamanla siyasi dönüşüm geçirdi ve yeni genel başkanlar ortaya çıktı. Bu isimlerden üçü özellikle dikkat çekiyor: Müsavat Dervişoğlu, Ümit Özdağ ve Yavuz Ağıralioğlu. 

Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti’nin genel başkanı oldu. 

Ümit Özdağ ve Yavuz Ağıralioğlu ise İYİ Parti’den ayrılarak kendi partilerini kurdu ve genel başkanlık koltuğuna oturdu. 

Ancak bu üç ismin, İYİ Parti’de bulundukları dönemde terörle mücadele karşıtlığına ve PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile ittifak yapılmasına sessiz kalmaları, siyasi sicillerinde kara bir leke olarak duruyor. 

Müsavat Dervişoğlu, HDP ile iki kez seçim ittifakı yapılmasını hararetle destekledi. Ümit Özdağ, İYİ Parti’de bu ittifaka sessiz kalmasının yanı sıra, kendi partisini kurduktan sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP ile aynı ittifak içinde yer aldı. Yavuz Ağıralioğlu ise yerel seçimlerde HDP’nin dahil olduğu ittifakı büyük bir hevesle destekledi, ancak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde parti kurma sürecinde olduğu için bu ittifaka katılmayarak İYİ Parti’den ayrıldı. 

Bu noktada akla şu soru geliyor: “Terörsüz Türkiye” hedefine karşı çıkan bu isimler, dün sınır ötesi operasyonlara, ‘Tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına İYİ Parti tamamen karşıdır’ gibi gerekçelerle duruş sergileyenler, aynı dönemde İYİ Parti’de yönetici olarak bulunup PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile ittifak yapmaktan çekinmeyenler, bu çelişkili tutumu nasıl açıklayabilir? 

Terörle mücadele gibi milli bir meselede, bu isimlerin geçmişteki sessizlikleri ve ittifak tercihleri, bugün karşı çıktıkları “Terörsüz Türkiye” hedefi üzerinden nasıl değerlendirilmeli? 

Terörle mücadeleye karşı çıkıp, PKK’nın siyasi uzantısıyla ittifak siciliniz varsa, “Terörsüz Türkiye” hedefine karşı durmanız, terörün devamını istemek anlamına gelmiyor mu? 

Dün, PKK terörü sürdürürken, HDP/DEM teröre yardım ve yataklık ederken onlarla beraberdiniz. Bugün ise PKK’nın silah bırakması, örgütü feshetmesi ve DEM’in Türkiye partisi olması için sunulan yol haritalarına çıldırmış gibi karşı çıkıyorsunuz. 

Bu ne yaman çelişki! 

Bir de utanmadan “Türk milliyetçisi” sıfatını kullanıyorsunuz! 

Aylardır bu köşe yazılarımda adınızı anmaktan bıktım, usandım. Hadi çıkın ve mertçe söyleyin: “Biz terörle mücadeleye karşı çıkmadık, HDP ile hiçbir seçim ittifakı yapmadık!” 

Cesaretiniz varsa, bu iddialara açık bir yanıt verin. 

Üç maymunu oynamayı bırakın! 

Biraz haysiyetiniz, şerefiniz varsa, sicilinizdeki bu lekeler hakkında konuşun. 

Tabii, kiminizin derdi ABD ve İsrail misyonuna kuyruk sallamak. Kiminiz seçimlerde partisini pazarlamak için dikkat çekmeye çalışıyor. Kiminiz de CHP’ye koşup, “Bakın, Cumhur İttifakı’na sinek vızıltısıyla ayak bağı olduk!” diyerek milletvekili koltuğu kapma peşinde. 

Beyler, sizin ciğerinizi biliriz! 

Ahmağı kandırabilirsiniz, ama bizi asla. 

Hele ki bu sicille… 

Bu sicilin sahibi olarak, terörle mücadelede tarih yazan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Terörsüz Türkiye” hedefini baltalamaya mı çalışıyorsunuz? 

Gerçekten bu mu derdiniz? 

Vallahi de billahi de, hepiniz psikolojik vaka oldunuz! 

Ey CHP! 

Madem “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu”na üye vererek bir duruş sergiledin, o zaman 2018 seçimlerinde bu üç ismin senin sayende vekil olmasına nasıl izin verdiysen, şimdi de onların partilerine milletvekili kontenjanı sözü vererek ayak altında dolaşmalarını ve boş gürültü çıkarmalarını engelle! 

Dün onları HDP’li ittifaklarda toplamayı başardıysan, bugün de “Terörsüz Türkiye” hedefine düşmanlıktan uzak tutabilirsin. 

Çünkü onların siyasi menfaat için yapmayacakları şey yok!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...