Hafızasız Yüksel’me hızlı düşersin!
‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşmak için başlatılan süreçte, en çok manipülasyon yapanların; iftira ve yalanlarla bu çabayı gölgelemeye çalışanların, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantıları HDP ve DEM ile geçmişte defalarca ittifak kurmuş ve iş birliği yapmış çevreler olması sizce de şaşırtıcı değil mi?
Müsavat Dervişoğlu, iki kez HDP ile seçim ittifakı içinde bulundun mu? Evet, bulundun.
Ümit Özdağ, iki kez HDP ile seçim ittifakı içinde bulundun mu? Evet, bulundun.
Yavuz Ağıralioğlu, bir kez HDP ile seçim ittifakı içinde bulundun mu? Evet, bulundun.
(Hafızasını yitirmiş Yavuz Ağıralioğlu… Sana önümüzdeki günlerde özel bir parantez açacağız.)
Terör örgütü PKK eylemlerine devam ederken, siyasi uzantıları bu örgüte yardım ve yataklık yapmışken, onlarla ittifak ve iş birliği yapanların şimdi terör örgütünü ortadan kaldırma ve DEM’i bir “Türkiye partisi” çizgisine getirme çabalarına şiddetle karşı çıkması manidar değil mi?
Sicilleri temiz olsa, zerre güven verseler, diyebilirsiniz ki: “Adamların sürece karşı samimi kaygıları, çekinceleri var.”
Oysa sicilleri ortada; güven telkin eden bir karakterleri yok.
Daha düne kadar “HDP ile belediyeleri kazanacağız”, “HDP ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanacağız” diyerek ağızlarının suyu akanlar, bugün iftira ve yalanlarla ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine yönelik şüphe ve korku atmosferi yaratmaya çalışıyor.
Mansur Yavaş’ın Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden adamı, sözde Müsavat Dervişoğlu’nun milletvekili Yüksel Arslan da son yaptıklarıyla “Ben de fitne ve iftira ateşine odun taşırım” diyerek bu atmosfere ahlaksızca bir dalış yaptı. Koca adam, yaşına başına bakmadan, terörle mücadelenin en başarılı gücü olan Cumhur İttifakı’nın başlattığı ‘Terörsüz Türkiye’ hedefini, bölücülük taleplerini karşılama süreci gibi gösterecek kadar çirkin bir iftiraya imza attı.
“Terörsüz Türkiye” sürecine yönelik İP’e sapa gelmez açıklamalar yapan Yüksel Arslan, sosyal medyada tepki çeken şu paylaşımı yaptı:
“Biz Komisyona Neden Katılmadık?
DEM’in Komisyondan Talepleri Şunlarmış:
- Kürtlere özerklik verilsin!
- “Türk Milleti” yerine etnik kökenler Anayasa’da yazılsın!
- Doğu ve Güneydoğu’ya vali atanmasın!
- Kürt ordusu kurulsun!
- Kürdistan’ın iç ve dış işleri bakanları olsun!
- Kürtçe resmi dil ilan edilsin!
- Kandil’deki, diğer kamplardaki ve Avrupa’daki PKK’lıların topluca geri dönüşü sağlansın!”
Bu iftiraların muhataplarından biri olan DEM, “Bir yalancının ve provokatörün hezeyanları” başlıklı bir açıklama yaparak şu cevabı verdi:
“Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üzerine yürütülen tartışmalarda, DEM Parti’ye yönelik maksatlı bir dezenformasyon ve yalanlar dolaşıma sokulmaktadır. İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan’ın sosyal medya üzerinden kamuoyuna sunduğu iddialar, DEM Parti’nin Komisyon’da hiçbir zaman gündemine almadığı, gerçeklikle bağı olmayan maksatlı yalanlardır. Paylaşılan sözde ‘talep listesi’ tamamen uydurmadır. Amacı toplumsal gerilimi tırmandırmak, toplumu birbirine düşürmek ve Komisyon’un toplumda oluşan meşruiyetini zedelemektir.”
TBMM’de oluşturulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na başkanlık eden TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da Yüksel Arslan’ın yalanlarını şu sözlerle yüzüne çarptı:
“Bu Komisyon’da hiçbir şekilde konuşulmamış bazı konuları, gizli oturumlarda dile getirilmiş gibi sunmak, en hafif tabiriyle provokatörlüktür.”
Terör örgütü PKK’nın kurucusu ve DEM’in “önderimiz” dediği Abdullah Öcalan bile kendi örgütüne, “PKK’nın anlam yoksunluğu ve aşırı tekrarı, ömrünü tamamlamasına ve feshini gerekli kılmasına yol açmıştır. Ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültürel çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine yanıt verememektedir. Bu koşullarda silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum. Devlet ve toplumla bütünleşme adına kongrenizi toplayın, karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.”çağrısı yapmışken hâlâ böyle taleplerde bulunan ya da “bulundular” diyen varsa, emin olun o, terörün devam etmesini isteyen, ABD ve İsrail’in bölgesel taleplerine hizmet eden bir provokatördür.
Terör örgütünün silah bırakmasını, kendini feshetmesini ve DEM’in teröre karşı durarak bir Türkiye partisi olmasını desteklemeyen, istemeyen, bu yönde konuşmayan ve davranmayan her kim varsa, bu ülkenin en şerefsiz kişisidir.
Gelelim yine Yüksel Arslan’ın provokatörlüklerine…
Yüksel Arslan, provokasyon çıkarmak için çabalarken, aynı zamanda nasıl hafızasız, ikiyüzlü ve zekâsı tartışmaya açık biri olduğunu da ortaya koyuyor.
“DEM taleplerine bakar mısınız?” diyerek DEM tarafından yalancılık ve provokatörlükle suçlanan Yüksel Arslan, buna rağmen durmuyor.
Pervin Buldan’ın, BDP Grup Başkanvekili ve Iğdır Milletvekili olduğu dönemde, 7 Ağustos 2013’te Hakkâri’de yaptığı, “Kürtler statüsünü elde etti artık. Suriye’de elde edilen statü, çok yakında Türkiye’de de Kürt halkının mücadelesiyle elde edilecektir” konuşmasını, sanki bugün söylenmiş gibi paylaştı. Arslan, bu 12 yıl önceki sözleri bugüne uyarlayarak sosyal medyada şöyle servis etti:
“İYİ dinleyin!!! DEM: ‘Sıra Türkiye’de’ diyor! Pervin Buldan: ‘Kürtler Suriye’de statü elde etti. Şimdi sıra Türkiye’de’ diyor!”
Peki, Yüksel Arslan, Pervin Buldan’ın bu konuşmasından iki yıl sonra, emireri olduğun Mansur Yavaş’ın partisi CHP, 7 Haziran 2015 seçimlerinde “Her CHP’li ailenin evinden HDP’ye 1 oy” kampanyası yapmadı mı?
Emireri olduğun Mansur Yavaş’ın partisi CHP, 2019 yerel seçimlerinde Pervin Buldan’ın eşbaşkanı olduğu HDP ile seçim ittifakı yapmadı mı?
HDP, birçok büyükşehirde belediye başkanı adayı çıkarmayarak CHP’nin adaylarını destekledi; aynı yöntemle Mansur Yavaş’ı da desteklemedi mi?
HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli, “Mansur Yavaş da bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP’lileri yok sayarak siyaset yapamaz. O da işte bizim gücümüzdür.” Dememiş miydi?
Ah Yüksel Efendi, ah…
Daha nerede durduğunu, ne yaptığını bile bilmiyorsun!
2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, emireri olduğun Mansur Yavaş, “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı” olarak seçimlere girmedi mi?
Peki, 12 yıl önceki çözüm süreci konuşmasını hatırlattığın Pervin Buldan, o seçimlerde mitinglerde nasıl oy istiyordu?
“Bir oy Yeşil Sol’a, bir oy Kemal Kılıçdaroğlu’na.”
Dünyadaki tüm PKK’lılar bu ittifakınızı destekledi mi? Destekledi.
Sen ve emireri olduğun Mansur Yavaş bu ittifaka karşı çıktınız mı? Hiç çıkmadınız…
Çünkü sizin için asıl olan siyasi ve kişisel menfaat. İşinize gelen yerde susar, işinize gelen yerde konuşursunuz. Konuşmakla da yetinmeyip iftira ve yalanlarla adeta seferberlik başlatırsınız.
Tıpkı şimdi olduğu gibi… Bugün olmamış, yaşanmamış, olması mümkün olmayan olayları servis eden Yüksel Arslan, Mansur Yavaş’ın “Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı” olarak girdiği seçimlerde HDP ile yaptıkları ittifakı meşrulaştırmak için kurduğu şu cümleyi hatırlıyor mu?:
“HDP de Meclis’te olup derdini anlatmak istiyordur, meşrudur bu şekilde düşünüyorsa. Demirtaş’ın ‘PKK silah bırakmalı’ açıklamasını gördüm. HDP bu şekilde Meclis’e gelip Meclis’in güçlü olmasını isteyip PKK’ya ‘silah bırakın, ne konuşulacaksa Meclis’te konuşulsun’ diyecektir belki.”
Terörle mücadeleye açıktan karşı çıkan ve terör örgütü YPG’nin Suriye’de devlet kurmasını isteyen CHP’de, “hamamın namusunu kurtarmak” için bu konuşmaları yapan Mansur Yavaş’ı alkışlayacaksın; terörle mücadelede çok büyük başarı sağlamış Cumhur İttifakı’nın stratejilerine ise iftiralar atacaksın, öyle mi?
Peki, 2024 yerel seçimlerinde Mansur Yavaş’ın partisi CHP, birçok il ve ilçede DEM ile “Kent Uzlaşısı” yapmadı mı?
Yine soruyorum: O seçimlerde de DEM ile ittifak yapan CHP’yi desteklemek için, “Mansur Yavaş’ı desteklemeyi insanî, vicdanî ve ahlaki bir sorumluluk olarak görüyorum” diyerek İYİ Parti’den istifa eden sen değil miydin?
Yine o seçimlerde DEM’in Ankara Büyükşehir Belediyesi eş başkan adayı Öztürk Türkdoğan, “Aramızda ilçemizin eş başkanları var. Ankara’da Yenimahalle, Polatlı ve Bala’da eş başkan adaylarını göstermedik. Bu üç ilçede belediye meclis üyelerimiz var. Bu ilçelerde ‘kent uzlaşısı’ adı altında aday çıkarmadık.” diyerek arka plan CHP ile olan ittifaklarını kamuoyuna açıkça aktarmadı mı?
Yahu sizin gibi modellerin hepsi mi böyle tutarsız ve hafızasız olur? Müsavat Dervişoğlu, madem bu süreçte sizin gibi siyasi figüranlardan faydalanıyor, bari en azından dikkat çekmeyecek isimleri seçsin…
Gerçi, hepinizin siyasi geçmişinize bakıldığında, PKK’nın siyasi uzantılarıyla kurulan ittifak ve işbirliği sicili ortada değil mi? Bu nedenle, böylesi konularda akıl verecek en son kişiler sizsiniz.