Anahtar’ının kilidi kimde Yavuz Efendi?

YAYINLAMA:
Anahtar’ının kilidi kimde Yavuz Efendi?

Sadi Şirazi bir sözünde, “Lafta ölçü bilmeyen, edepsizlikte sınır tanımaz.” der. Bir başka sözünde ise, “Kusuru kendisine söylenmeyen adam, ayıbını hüner zanneder.” 

Bu sözler, kumaşı ölçüp biçtiğinizde, tam da siyaset pazarında tutunmak için lafta ölçü bilmeyen, edepsizlikte sınır tanımayan ve ayıbını hüner sanan Yavuz Ağıralioğlu isimli şahsın karakterine oturuyor.

Kilidini kimin ürettiği ve Türkiye genelinde kimin sponsor olduğu meçhul olan Anahtar Partisi’ni kurduğu günden, “Terörsüz Türkiye” hedefini ilan ettiği ana kadar MHP’yi kendisine bir PR aracı olarak gördü. Bugün de temelsiz ve ikiyüzlü söylemlerle sürekli MHP’yi hedef almaya devam ediyor.

Yavuz Ağıralioğlu’nun en büyük siyasi cahilliği —yahut kendi zaviyesinden bakıldığında kurnazlığı— yeni bir parti kurunca geçmişini unutturabileceğini sanmasıdır. Unutulmaz Yavuz Efendi, unutulmaz. Bugünlerde sergilediğin edepsizlikler ve ayıplar da unutulmayacaktır.

Son siyasi edepsizliğini ise Osmaniye’de, yine MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef alarak gerçekleştirmiştir. Elbette hak ettiği cevabı da Ülkücülerden almıştır. Yavuz Ağıralioğlu, siyasette tutunmak ve seçim arifesinde kendini pazarlayabilmek adına Osmaniye’de küçüldükçe küçülmüştür. Gerçi kimse onun büyük bir karakter olduğunu da iddia etmemiştir.

Osmaniye, Sayın Devlet Bahçeli ile özdeşleşmiş, onun ata toprağıdır. İşte bu küçücük partinin küçük karakterli genel başkanı; ata toprağında tüm siyasi nezaketi ve ahlakı ayaklar altına alarak, iftira yüklü bir seviyesizlik gösterisine imza attı.

Öncelikle şunu herkesin bilmesi lazımdır: Yavuz Ağıralioğlu’nun hiçbir zaman MHP’li veya Ülkücü bir kimliği olmamıştır. Peki, MHP ve Ülkü Ocakları’nda onu gören, bilen veya tanıyan var mıdır? Böyle bir kimliğine dair bir fotoğrafı da yoktur.

Onu siyasete başladığı BBP’de ve daha sonra İYİ Parti’de, kendi yol arkadaşları farklı kimliklerle tarif etmişlerdir. Mesela bir zamanlar İYİ Parti’de beraber yol yürüdüğü Av. Afşin Hatipoğlu, Yavuz Ağıralioğlu’nu şöyle özetlemişti:

  • Gençlik hareketlerine İBDA-C çizgisinde başlamıştır; sarık/kalpak ve uzun pardesü ile tanınmıştır.
  • BBP’ye katılmıştır.
  • Muhsin Bey ile anlaşamayarak partiden ayrılmıştır.

BBP Genel Başkan Yardımcısı Ali Keser ise onu şöyle tarif etmişti:

“Bu müfteri, 2002 yılından sonra, Büyük Birlik Partisi ve lideri hakkındaki hadsiz ve çirkin ifadeleri ve tavırlarından dolayı bizzat Muhsin Yazıcıoğlu tarafından partiden kovulmuştur. Bu, o dönemde camiamızda bulunan herkes tarafından bilinen bir durumdur. Büyük Birlik Partisi’nde tutunamamasının sebebi, gerçekleri çarpıtarak ifade etmeye çalıştığı gibi, parti dışındaki unsurlar değil; Muhsin Yazıcıoğlu’yla ilgili yaptığı saygısızlıkların partimiz mensupları tarafından affedilmemesi ve unutulmamasıdır. Herkes bilir ki, 2003-2009 arası, Muhsin Yazıcıoğlu’nun söz konusu şahsı partiden uzaklaştırdığı ve hiçbir şekilde görüşmediği yıllardır. Bu süreçte Büyük Birlik Partisi ve rahmetli Şehit Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’yla tek ilişkisi, partimiz ve kurucu liderimiz hakkında meczup üslubuyla yaptığı çirkin konuşmalardır.”

Bu ve benzeri sözlerle tarif edilen Yavuz Ağıralioğlu, şimdi çıkmış merhum Başbuğ Alparslan Türkeş, Muhsin Yazıcıoğlu ve şehidimiz Fırat Çakıroğlu’nun isimlerini istismar ederek Osmaniye’de şu cümleleri kurdu:

"Sırrı Süreyya Önder’in fotoğrafını sevdiğin kadar, Fırat Çakıroğlu’nun fotoğrafını seveydin. Muhsin Yazıcıoğlu’nun fotoğrafını seveydin. Sırrı Süreyya Önder’in fotoğrafını sevdiğin kadar, Apo’ya 'kurucu önder' dediğin kadar, Alparslan Türkeş’in adını sayaydın. Şunun için kıymetli bunlar. 'Bize niye güvenmedin' diyorlar. Sen milliyetçilere niye güvenmedin? Sen ülküdaşlarına, kardeşlerine niye güvenmedin?"

Yavuz Ağıralioğlu, Sırrı Süreyya Önder diyorsun; bu isim 2019 yerel seçimlerinde içinde bulunduğunuz HDP’li ittifakın milletvekili idi.

Bu süreçte şehidimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu da istismar etmeye çalışıyorsun. Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu şehit eden PKK’lılar iken, PKK’nın teröre devam ettiği ve HDP’nin teröre yardım ve yataklık ettiği süreçte onlarla siyasi menfaat ittifakı kuran da sizdiniz. Evladını şehit vermiş kıymetli Özlem Çakıroğlu, senin iftiralarla saldırdığın “Terörsüz Türkiye” hedefi için bak şöyle destek veriyor:

“Ben bir şehit annesiyim… Her yeni günle birlikte yeniden yanıyorum. Ama yine de, her gece yastığa başımı koyduğumda yalnızca bir dileğim var: Başka Fıratlar toprağa düşmesin. Evlatlarımız, torunlarıyla birlikte huzur içinde bir hayat yaşasınlar. Şehit evlatlarımız geri gelmeyecek. Ne yapsalar, ne söyleseler, ne olursa olsun… Ama artık bu ülke şehit vermesin istiyorum.”

***

Başbuğ Alparslan Türkeş’i istismar etmek için diline doluyorsun… Oysa Başbuğ Alparslan Türkeş’in “Davaya ihanet ettiler” dediği, kişiliğine, davasına ve siyaset tarzına birçok iftira atan kişilerin kurduğu BBP isimli partinin gençlik yapılanması Nizamı Alem Ocakları’nda Genel Başkanlık yapmış birisin.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu üzerinden ahkâm kesiyorsun. Senin ona ihanet ettiğini ve saygısızlıklar yaptığını, eski partin BBP’nin en yetkili isimleri söylüyor.

Suçladığın MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli ise, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düştüğü haberini alır almaz seçim mitinglerini iptal ederek Ankara’ya dönmüş, Ankara’ya döner dönmez de BBP Genel Merkezine ziyarete gitmiş ve hayatını kaybettiği netleşince, geçmişin hukuku ve hatıralarına uygun bir şekilde taziye açıklaması yapmıştır. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun kızı Firuze Yazıcıoğlu’nun düğününde nikâh şahitliği de yapmıştır.

Siyasi edep, adap ve vefa bilen Sayın Devlet Bahçeli’ye sen ne öğretmeye çalışıyorsun, Yavuz Ağıralioğlu?

Ozan Arif ve Sinan Ateş konusuna ise hiç girmiyorum. Çünkü bu konulara girersek eminim nefessiz bir şekilde altında kalırsın…

Sırf Ozan Arif’in bizlere ettiği hakaret ve küfürleri sana iade ediyoruz desek bile, bir daha sesin soluğun bu konularda çıkmaz. 

Konuşman içerisinde “Türkeş’in mezarında ona kurucu önder dedin” diyerek aklınca manipülasyon yapıyorsun. Oysa Sayın Devlet Bahçeli’nin cümlesi “Bölücü faaliyetlerin kurucu önderi” diye başlıyor. Bahsedilen konu, terör örgütü ve onun yarattığı terör… Terör örgütü PKK’yı o kurmadı mı?

Terör eylemlerine önderlik eden, adı üzerinde, o teröristbaşı olmadı mı? 

Biz mi yanlış biliyoruz, yoksa sen mi?

“Önderimiz Apo” diyenlerle dün ittifak yaparken aklına gelmeyenler, şimdi terörü kökten bitirmeyi amaçlayan süreçte neden ortaya çıkıyor? Hedef, bu yapıları ortadan kaldırarak “terörsüz bir Türkiye” atmosferi oluşturmak iken, bu fitne girişimlerini hangi amaçlarla yapıyorsunuz?
Bu ikiyüzlülük değil mi? Evet, aynen öyle…

İşte bir başka ikiyüzlülüğün kanıtı:
Yavuz Ağıralioğlu, şu konuşmayı BBP’de mi, Türkiye İnisiyatifi Hareketi Başkanı iken mi, yoksa İYİ Parti’de mi yapmıştın?

"Abdullah Öcalan asılsın diye feveran etmeye gerek yok.
Abdullah Öcalan gibi bir cani bile olsa, Türk Devleti’nin adalet fikrinin, adaletle yönetim anlayışının zedelenmesine müsaade etmemek lazım.
Devlet isterse serbest bırakır.
Bırakır.
Ama devlet bırakır.
Hangi devlet bırakır?
Bundan sonra hiçbir suistimali tolere etmeyecek bir devlet bırakır.
Der ki: ‘Son noktaya vardığımda, senin özgürlük savaşı veya demokrasi havariliği yapmana izin vermem. Defolup gidersin dağa; bulduğum yerde de gebertirim seni,’ der devlet.
Karakollarının krokilerini verir devlet.
Devlet, bir devlet olur; der ki: ‘Sizi serbest bırakıyorum, karakollarımın da krokileri… Vurun da görelim.’ der.
İşte bu devlettir aslında; bu bölgenin devleti, bu coğrafyanın sahibi olan devlettir.
Yani bu pespayelikten çıkmış, sonrasında da…"

Şimdi soruyorum: Bu sözlerin sahibi olarak, terörle mücadele tarihinin en başarılı hükümeti olan Cumhur İttifakı’nın, Türk devletinin tüm unsurlarıyla hayata geçirmeye çalıştığı “Terörsüz Türkiye” projesine niçin öfke kusuyor, üzerinden siyasi fitne yayıyorsun?

Bu tür konuşmaları yapan sensin…
“Önderimiz Apo” diyen siyasi uzantılarla ittifak kuran sensin…
Ve tarihin en büyük terörle mücadele hamlelerinden biri olan Zeytin Dalı Operasyonu hakkında, “Tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına İYİ Parti tamamen karşıdır” diyen partide yöneticilik yapan da sensin…

TBMM’de HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan’ın "İYİ Parti, size söylüyorum: Size rağmen, içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK'ya içinde gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP'nin oylarıyla oturuyorsunuz. Bu ittifakta, CHP'yle yaptığınız ittifakta HDP'nin oylarının etkisi vardır. Ne yapacaksınız şimdi? Ne diyeceksiniz şimdi buna?" sözleriyle fırçaladığı adam değil misin sen?

Yapma Yavuz Efendi…
Seçimlerde küsurat oy alacak partini pazarlayacak yer ararken, “Keçi sarhoş olunca dövüşmek için kurt arar” misali, MHP’ye sataşmayı bırak.

Ne MHP’nin ne de onun Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin, sizin gibi kişisel ve siyasi menfaatleri uğruna oradan oraya savrulanlara karşı; Türk milletine olan sarsılmaz bağlılığını, bu ülke için ortaya koyduğu millî vizyonunu ve terörle mücadeledeki kararlı stratejisini ispat etme gibi bir mecburiyeti yoktur.

Çünkü sizin derdiniz hakikatler değil; sadece siyasi istismar malzemesi yapabileceğiniz konular ve süreçlerdir. Ama sana buradan ekmek çıkmaz… Hadi sahiplerine bunun bilgisini ver.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...