Kaos için kullanılan tedavilik asker emeklisi

YAYINLAMA:
Kaos için kullanılan tedavilik asker emeklisi

Hz. Ali ne güzel söylemiş: “Haddini bilen kimse, hakaret görmez.”

“Terörsüz Türkiye” sürecinde hakaret ederek, iftira atarak, yalan söyleyerek; şizofreni hastası gibi davranarak, geçmişte bir sıfat taşımış ya da üniforma giymiş olmasına güvenip kendisine haklılık kazandırmaya çalışan tedavilik tiplerle uğraşıyoruz. Onların bu şekilde davranarak göreceği şey elbette saygı değil; aşağılanmak ve hakarettir — zaten de öyle oluyor.

Sürecin başlarında bir asker emeklisi ortaya çıktı. Yazdıklarına ve konuştuklarına bakıldığında, aşırı bir tedaviye ihtiyaç duyduğu açıkça görülüyor. Ya gerçekten tedaviye muhtaç, ya da birileri tarafından “kaosun kurbanı” olması için ısrarla kullanılıyor. 

Ne konuştukları yaptıklarına, ne de yaptıkları konuştuklarına uyuyor; zekâsı olayları anlamaya ve sağlıklı okumaya yetmiyor. 

O üniformaları milyonlarca asker şereflice taşıdı — peki neden sadece bu “özel” tip tedavilik davranışlar sergiliyor? 

Benzerleri var ama böyle bir model daha önce görülmedi.

Biliyor musunuz: “Terörsüz Türkiye” hedefine yönelik olarak önüne arkasına PKK/Öcalan/DEM cümleleri ekleyip iftiralarla saldıran bu kişi; PKK’nın siyasi uzantısıyla iki kez açıktan, bir kez de örtülü ittifak yapmış olan İYİ Parti’de Meral Akşener’in danışmanlığını üstlenmiş ve daha sonra bu partiden Bursa Osmangazi ilçe belediye başkan adayı olmuştu. Daha önceki yazılarımızda bu konuya değinmiştik.

İYİ Parti’de bulunduğu dönemde, FETÖ’ye yakın olmakla suçlanan Yüksel Korkmaz ve Selçuk Türkoğlu’na şoförlük yaptığını ise Meral Akşener’in eski danışmanı Dr. Hasan Sami Özvarinli çeşitli sosyal medya platformlarında dile getirmişti. Özvarinli, bir anısını şöyle aktarıyor:
“Yüksel Korkmaz’ın kapısını açmak için koştuğunu görünce ona, ‘Kendinden geçme, sen Türk askerisin’ demiştim.”

Demek ki bu “özel” ve tedavilik asker emeklisi, Bursa’nın Osmangazi ilçesinde belediye başkan adayı olabilmek için arka planda tüm bu taklaları atıyormuş. Terör örgütünün siyasi uzantısıyla defalarca ittifak yapmış bir partide danışmanlık ve adaylık yapacaksın; bunun sana zerre rahatsızlık vermeyecek, ama “Terörsüz Türkiye” hedefi senin tedavilik yönünü açığa çıkaracak — öyle mi?

Kimin hesabına bu kadar alçalabiliyorsun? 

Hangi zafiyetin yakaladı seni de akıl hastanesine kapatılacak bir deli rolü üstlenerek ortalığa düştün? 

Bu rolü üstlendiği günden beri bu tedavilik asker emeklisi hakkında ne bilgiler yağıyor! 

Biz ise ölçülerimizi korumaya devam ediyoruz.

Şunu hatırlatıyoruz: Bugüne kadar şerefli rütbenin içinden çok şerefsiz gördük. 12 Eylül 1980 darbesinde de, 15 Temmuz darbe girişiminde de o üniformanın içinden nice şerefsizler çıktı. Eğer üniformanın içine adam girmiyorsa, isterse o formayı yüz yıl taşısın — hiçbir faydası yoktur. Mevlâna’nın sözleri tam da seni tarif ediyor: “Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.”

“Ben askeri üniforma giydim” diyerek Türk Ordusu’nun arkasına sığınıp, emrinde milyonlarca evladı olan lidere ve koca bir harekete hadsizlik ediyorsan; MHP’lileri ve Ülkücüleri günlük tahrik ediyorsan, zaten “kaosun kurbanı” olman için seni kullananlara teslim olduğunu ispatlıyorsun. “Öküzün yalakası, kasabın bıçağını yalarmış” misali hangi hesabın peşindesin gösteriyorsun.

Dün, kişisel ve siyasi menfaatleri için nerede durduğunu unutarak MHP’lileri ve Ülkücüleri tahrik eden bu tedavilik asker emeklisine ciddi bir uyarı yapıyoruz: Senin yerin ekranlar ve sosyal medya sayfaları değil; belli ki akıl hastanesidir.

Sen, Türkiye’ye yönelen terör koridorunu dağıtmak için Irak sınırında başarıyla yürütülen Pençe-Kilit Operasyonu’na geçmişte “Pençe-Kilit Operasyonu stratejik olarak da yanlış, taktik olarak da” diyeceksin…
Başka bir zaman da “Orkun Bey, Demirtaş’ın insanî değerlerinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Türk siyasetiyle birlikte yüksek hedeflere ulaşabileceğimizi, beraberce başarabileceğimizi hissediyorum.” diyen birine, “Ben de aynı kanaatteyim. Tüm Türkiye olarak birlik ve kardeşlik içinde yaşamak istiyoruz; silahlı çatışmayı reddediyoruz. Demokrasi gereği farklı siyasi görüşlere saygı duyuyoruz; tek beklentimiz, Türk Bayrağı, İstiklal Marşı ve Atatürk’a saygı gösterilmesi ve PKK’ya destek verilmemesidir. Bu koşullar sağlandığı sürece herhangi bir sorun olmayacaktır.” şeklinde cevap vereceksin…

2019 yerel seçimlerinde ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde PKK’nın siyasi uzantısıyla iki kez ittifak yapmış olan Meral Akşener’in danışmanı, katıldığı bir televizyon programında kendisine yöneltilen “Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Kılıçdaroğlu’na desteğini açıklayacak. HDP’nin bu tutumu, İYİ Parti’nin siyasi anlayışına zarar verir mi?” sorusuna “Ben bunu daha önce genel başkanımıza raporlar halinde sundum. Güneydoğu Anadolu bölgesinde hem yaşamış hem de görev yapmış biri olarak söylüyorum. Orada pek çok arkadaşım var; bunların bazıları HDP’ye de oy vermektedir ama bu, onların vatan haini olduğu anlamına gelmez. PKK’lı hiç değildir, sadece HDP’ye oy vermektedir. Dolayısıyla her HDP seçmenini PKK’lı ya da vatan haini görmek doğru değildir. Bunu böyle kabul etmemiz gerekmiyor mu?” şeklinde cevap vererek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde PKK ile yapılan ittifakını meşrulaştıracaksın. PKK’lılar “Bir oy Yeşil Sol’a, bir oy Kemal Kılıçdaroğlu’na” diye slogan atarken, aynı adayı destekleme de buluşmanın mutluluğunu sen de yaşamış mıydın, tedavilik üniformalı? 

Hakaret ederek ve iftira atarak ortaya koyduğun tahrikleri görmezden gelen; hukuk yoluyla hesap sorulmasını ise sümenaltı eden yargının da elbette sorgulanması gerekiyor.
Kimin hesabına çalışıyorlar?
Hangi kaosa hizmet ediyorlar?
Bu mutlaka araştırılmalıdır.

Bakalım, bu tahriklerin arkasından kim çıkacak?
Hem onlar ortaya çıkarılsın, hem de bu asker emeklisi akıl hastanesinde tedavisini görsün… Kaosu önlemek ve toplumun sağlığını korumak için bu şarttır.

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...