Gemileri küçük, yürekleri büyük Sumud Filosu
Küresel Sumud Filosu, Gazze'ye insani yardım ulaştırmak amacıyla Akdeniz'de yola çıktı ve İsrail'in Gazze açıklarında "müdahale alanı" ilan ettiği bölgeye hızla yaklaşıyor. Filo, denize açıldığı ilk günlerde İsrail'in insansız hava araçlarıyla gerçekleştirdiği taciz saldırılarına maruz kaldı. Bu saldırılar, ses bombaları ve tanımlanamayan kimyasal maddelerle yoğunlaştı.
"Müdahale alanı"na girildiğinde, İsrail'in saldırılarının dozunu artırarak daha sert müdahalelerde bulunacağı öngörülüyor. İsrail’den beklenen bu alçaklık, onun karakterine uygundur.
Filoda, birçok ülkeden aktivistin yanı sıra Türkiye'den milletvekilleri ve gönüllüler de yer alıyor.
Arapça'da "kararlılık" veya "sarsılmaz azim" anlamına gelen "sumud" kavramı, Küresel Sumud Filosu'nun misyonunu simgeliyor. Ne var ki, Arap dünyasının duyarsızlığı bu kararlılığın gölgesinde kalıyor. Eğer Arap dünyası, ABD ve İsrail korkusuna yenik düşmeseydi, dininin gereklerini yerine getirip soyunun dayanışmasını gösterseydi, İtalya’nın Sicilya Adası’ndaki limandan 50 gemiyle Gazze’deki ablukayı kırmak için harekete geçmeye gerek kalmazdı.
Ne acıdır ki, Batı ülkelerinde yüz binlerce insan İsrail’in soykırım vahşetini lanetleyip protesto ederken ve bazı Batı devletleri İsrail’e yaptırım kararları alırken, İslam dünyasındaki birçok ülke bir Filistin bayrağı sallamaktan bile çekindi. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman, ABD ve İsrail korkusuyla adeta küçüldükçe küçülerek, “Filistin meselesi kişisel olarak umurumda değil, kendi ülkemin çıkarlarını düşünüyorum” deme cüretini gösterebildi. Geçtiğimiz hafta, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi de Refah Sınır Kapısı üzerinden yardımların zorla geçirilmesi çağrılarına tepki göstererek, “Kimse benden Mısırlıların hayatları üzerine bahis oynamamı ya da Filistinlilere zorla yardım ulaştırmak için çatışmaya girmemi beklemesin. Ülkem, vatandaşlarının güvenliğini korumakla yükümlüdür” diyerek bir kez daha hayal kırıklığı yarattı.
İsrail’e karşı yaptırım uygulamaktan acizseniz, bari Gazze’deki vahşeti ve soykırımı kınayan cümleler kurun!
En azından bu, mazlumların yanında durduğunuzu gösterecek bir adım olurdu. Maalesef İslam dünyasının bu acizliği ve korkaklığı yüzünden Gazze sahipsiz bırakılmış, İsrail ise mazlum halk üzerinde her türlü vahşeti sergilemiştir.
Dönemin İslam halifesi Hz. Ömer, “Dağlara buğdaylar serpin, Müslüman ülkede kuşlar aç kaldı demesinler” diyerek Müslümanlara manevi bir büyüklük çağrısında bulunurken, bugün Gazze’deki çocuklar açlık, kıtlık, susuzluk ve ilaçsızlıkla İslam ülkeleri tarafından adeta ölüme terk edilmiştir. Müslüman olmayan, ancak vicdanlı ve merhametli Batı insanları, Küresel Sumud Filosu’nu oluşturarak İtalya’nın Sicilya Adası’ndaki limandan yola çıkarken, Gazze’nin hemen yanı başındaki İslam ülkeleri “Beni görmediniz, duymadınız” duruşu sergiliyor.
Gazze’deki soykırım, tüm dünya için olduğu kadar İslam dünyası için de büyük bir sınavdı. Ne yazık ki, çoğunluk bu sınavda sınıfta kaldı.
Şu aciz halimize bakın ki, büyük yürekli insanların denizden yola çıkardığı Küresel Sumud Filosu ile Gazze’de umut yeşertmeye çalışıyoruz.
İsrail’in bu umudun üzerine acı gölgesi düşürmemesi için uluslararası toplum derhal önlem almalıdır.
Milli Savunma Bakanlığı’nın Küresel Sumud Filosu için yaptığı, “Türkiye, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir. Gemiler, ihtiyaç halinde insani yardıma katkı sağlayacaktır” açıklaması, bu bağlamda atılmış olumlu bir adımdır. Birkaç gemiye yapılan yardımlar, bu taahhüdün somut bir göstergesidir.
Siyonist Netanyahu’nun “Gazzelilere yapılan gıda yardımlarını Hamas çalıyor” iftirası, yaşanan birçok olayla defalarca çürütülmüştü. Gazzeli mazlumlara yardım malzemesi taşıyan Küresel Sumud Filosu’na yönelik taciz saldırıları, İsrail’in vicdandan ve merhametten yoksun, sapkın bir zihniyete sahip olduğunun açık bir ispatıdır. Gazze’de kudurmuşçasına soykırım gerçekleştiren ve bölgedeki ülkelere saldıran İsrail’in, Küresel Sumud Filosu’na saldırma ihtimali oldukça yüksektir.
İsrail'in Paris Büyükelçisi’nin “Daha ziyade eğlence gezisi, hayatta kalmaları için şans diliyorum” sözleri ve İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın "Sumud Filosu'nu durdurmalıyız. “ sözleri bunun bir işaret fişeğidir.
Küresel Sumud Filosu, artık dünyanın korunması gereken namusu haline gelmiştir. Filoda yer alan, yüreği büyük ve cesareti güçlü her bir insan, bu bakış açısıyla korunmalıdır. Zira silahsız ve masum insanlara saldırma alçaklığı, İsrail’in genetiğinde olan bir davranıştır.
Gazze'deki mazlumları korumakta yetersiz kalan dünya devletleri, en azından büyük miktarda tıbbi yardım malzemesi taşıyan Küresel Sumud Filosu'nu korumalıdır. Filoda yer alan her bir kişinin saçının teline dahi zarar gelmesine izin verilmemelidir. Dünya devletleri, en azından bu konuda cesaret gösterebilmelidir.
20 maddelik "Gazze Planı"nın açıklandığı bu günlerde, bakalım İsrail bir kez daha alçaklığa cesaret edebilecek mi?
“Öldürmek için Gazzeli çocuk arıyoruz” düşüncesiyle gözü dönmüş bir halde Gazze'ye giren İsrail, gözünü kırpmadan kahkahalar atarak 25 bine yakın çocuğu katletmiş, toplamda 65 binden fazla masumu öldürmüştür. Bu vahşet sahibinden elbette insanlık beklenmez. O yüzden dünya devletleri, Küresel Sumud Filosu'ndaki vatandaşlarını korumak için tetikte olmalıdır. Aksi takdirde, Siyonist rejimin yeni kurbanları onlar olur.