Mayıs seçimlerinde yenilgi koleksiyoncusu Kemal Bey’in koleksiyon serisine yepyeni bir mağlubiyet daha ekleyeceğini biliyorduk. Oysa muhalefetin siyasetçisi, gazetecisi, sosyal medya trolü zafer kutlamalarına çok erkenden başlamakla kalmıyor, ülke siyasi yönetiminin Kemal Kılıçdaroğlu’nun eline geçeceğinden emin oldukları için adam asmaca, itibar suikastı düzenlemece, yeni iktidara plan-program önermece gibi keyif verici oyunlar oynuyordu.

Bunlara göre Kemal Kılıçdaroğlu tarihi bir farka imza atarak yüzde 60’la kazanıyor, birtakım aksiliklerin oluşması durumunda bile en kötü yüzde 55 iktidara geliyor ama bu oranın altını asla görmüyordu. İşte böyle böyle muhalif kitleyi kündeye getirdiler. Memleketimizin muhalif görüşlü insanlarının duygularıyla oynayarak resmen hayal tüccarlığı yaptılar. El birliğiyle insanlara yaşanılmaz bir Türkiye portresi çizdiler. Okumuş gençlerimizde beyin göçünü teşvik eden algı operasyonları düzenlediler. Seçmenler altılı muhalefeti kurtarıcı olarak kucaklasın diye düşman işgaline uğramış bir ülke imajı yarattılar.

Gelgelelim her şebekenin çözülmeye başlamasından sonra birtakım itirafçılar ortaya çıkar, o zamana kadar gizlenen gerçeklerin üstündeki sır perdesinin kaldırılmasını sağlar.   Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimlerin ardından görevden aldığı isimlerden CHP Parti Meclisi Üyesi ve eski Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel de “Ocakta partinin yaptırdığı anketlerde seçim sonuçlarının başa baş olduğuyla ilgili birçok sonuç vardı. Ama parti genel merkezi birçok sorgulamaya rağmen bunları görmezden geldi” itirafını yaptı. Sözcü yazarı Aytunç Erkin bu sözleri doğrulayarak, hatta bir adım ileri taşıyarak Kemal Kılıçdaroğlu'nun isteğiyle iki tane firmaya anket yaptırıldığını, bu anketlere göre Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 4-5 puan geride olduğunu söyledi.

Şu hâlde ortaya çıktı ki “Yüzde 60’la kazanıyoruz” derken bile kaybettiklerinin çok iyi farkındalarmış ve millete umut tacirliği yapan suratları hiç kızarmamış. Ne tiyatro ama… Zaten seçimlerin ardından sorumluluğu üstlerinden atmak için uydurdukları bahaneler bu muhalefetin tıynetinin bozuk olduğunu göstermişti. Demek ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim sonuçlarını değerlendirirken “Toplumun bir travma yaşadığını kabul ediyorum” diyerek kendisini ayrı tutuşu, hezimetle sonuçlanan seçimleri “Hayat devam ediyor” rahatlığıyla ele alışı seçimlerin böyle noktalanacağının farkında olduğunun delilleriymiş.

CHP’lilerin iktidara karşı sık sık paylaştıkları Voltaire’in bir sözü aklıma geliyor. Voltaire diyormuş ki; "Sıradan hırsız; paranızı, cüzdanınızı, bisikletinizi çalar. Politik hırsız ise geleceğinizi, hayallerinizi, bilginizi, eğitiminizi, sağlığınızı, gülümsemenizi çalar. İkisi arasındaki fark; sıradan hırsız sizi seçer! Siyasi hırsızı ise siz seçersiniz!"

Şimdi siz söyleyin, burada insanların geleceğini, hayallerini, gülümsemelerini çalan hırsız/hırsızlar kimdir? İnsanların hayalleriyle oynayan, gerçeklikle aralarına kirli algı duvarlarını ören, yalanlarıyla toplumu ruh hastalığına itenler kimdir? Kim oldukları herhâlde yapılan bu itiraflardan ve “İyi ki iktidar olmamışız”, “Allah Türkiye’yi korumuş” diye nedamet getiren bazı muhalif simaların sözlerinden anlaşılıyor. Allah gerçekten de 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinde Türkiye’yi büyük bir dolandırıcılık şebekesinin pençesinden kurtarmış. Yoksa ahval ve şeraitimiz pek yamanmış…