Basketbol milli takımımız Dünya Şampiyonası elemelerine de tıpkı son Avrupa Şampiyonası elemelerinde olduğu gibi şok bir yenilgiyle başladı. Kağıt üzerinde kolay gibi görünen bir rakibe Belarus’a hem de farklı kaybettik.

Evet NBA ve eurolig takvimi nedeniyle önemli oyuncularımızdan faydalanamıyoruz. Ama bu sıklet olarak bizden çok daha aşağılarda yer alan bu rakibe karşı mazeret olamaz. Artık genç statüsünden olgun kategorisine geçen oyunculardan kurulu kadromuzun da Belarus’u zorlansak bile mağlup etmesi gerekiyordu. Aslında maça kötü de başlamadık. Şehmuz, Muhsin’le oynadığımız dönemlerde skoru dengede tuttuk. Ancak 26 sayı atan Salash ile 16 sayı 9 ribaundla oynayan veteran Parakhousi’yi bir türlü durduramadık. Her çeyreğe iyi başladık ancak sonlarını çok kötü oynadık.

Hele son bölümde dört dakikada bir 15-0’lık seri yaşadık ki, evlere şenlik. Hızlı oynadığımız dönemlerde belli bir üstünlük sağladık. Ancak genç kadromuz bir an önce sonuç almak için acele etti. En kritik anlarda çok basit top kayıpları yaptı. Sıkıştığımız anlarda dış atışlara bel bağladık. 6/30 üçlük atınca buradan da çözüm üretemedik. Rakip, sıklet olarak bizden çok çok geride. Hem milli takımda hem kulüp düzeyinde birlikte oynamaları ve mücadele etmeleri dışında bir artısı yoktu.

Birlikte fazla oynama şansı bulamayan takımımızda bir sorun da oyunu yönlendirmede sıkıntı yaşamamızdı. Sebep ne olursa olsun bize yakışmayan bir yenilgi aldık. Pazar günü Larkin ve Melih’in de katılımıyla Büyük Britanya’yı yenemezsek işimiz daha baştan çok zora girecek.