Türk siyasetinin en ilginç simalarından birisi şüphesiz Meral Akşener’dir. En iddialı çıkışlar hep ondan gelir. Günü gelir başbakan olacağını, günü gelir “ya tarih yazacağını ya tarih olacağını” söyler. Nasıl oluyorsa bütün iddiaları karşılıksız çıkmasına rağmen en büyük ve en iddialı sözler yine onun ağzından duyulur.

Meral Akşener inişleri ve çıkışları takip edilmesi zor bir siyasetçidir. İddialı konuşmalarının ardında cephesinden kaçmayı kollayan bir askerin ürkek tavırları saklıdır. O yüzden de siyaseti az çok izleyen herkesin aklında güvenilmez bir kişilik imajı bırakmıştır.

“İYİ Parti’yi CHP ile yan yana getirme çabasını çirkin, saygısız ve çok ayıp buluyorum” dedikten sonra CHP’den 15 milletvekili alarak TBMM’de grup kuran, partisini her seçim döneminde CHP’nin dümen suyuna sokan, en sonunda da çıkıp “CHP’den 15 vekil istemek hayatımın en büyük pişmanlığıdır” diyerek kendi kendisine tekzip metni yayınlayan odur.  

“HDP Kürt siyasi hareketinin temsilcisidir” sözleriyle HDP’ye statü kazandıran, “Ak Parti ve MHP, HDP’yi şeytanlaştırdı” diyerek onu gadre uğramış parti durumuna sokan, “HDP mecliste varlığı olan legal bir partidir. Hukuk karşısında meşrudur” diyerek kapatılması gündemde olan PKK’nın bu partisine en büyük kıyağı çeken, sonra bunları söyleyen kendisi değilmiş gibi “HDP’yi PKK’nın yanında konumlandırıyoruz” açıklamasını yapan kendisidir.

Mahkemeden ceza aldığı gün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla beraber Saraçhane tiyatrosunda başrolleri paylaşan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da hapis cezasıyla bugünlere geldiğini söyleyerek “O şarkı orada bitmedi, ama bugün Meral Akşener olarak söz veriyorum, bu şarkı da burada bitmeyecek" diyen, “Ablam onun yüzünde rabbi yesir görmüş” diyerek İmamoğlu’na rahmani bir çehre kazandırmaya çalışan, Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adaylığına ikna etmeye çalışan ama başaramayan, sonra da onu yüreksiz olmakla itham eden kendisidir.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına itiraz ederek altılı masayı terk eden, “Ya tarih yazacağız, ya tarih olacağız” diyerek gemileri yakan, evdeki hesap çarşıya uymayınca kükreyerek kalktığı masaya kuzu gibi dönen de kendisidir.

Meral Akşener’i merkez sağla milliyetçi siyaset arasında nereye konumlandıracağını bilemeyen politika uzmanlarının gözünden kaçan durum, onun şıpsevdi ve çıtkırıldı siyasetin temsilcisi oluşudur. Artık kamuoyunun onun sözlerine temkinli yaklaşması bir mecburiyet halini almıştır.

Son günlerde yine iddialı sözler söyleyen Meral Akşener yerel seçimlere kendi adaylarıyla gireceklerini, ittifak yapmayacaklarını, ittifak sisteminden vazgeçtiklerini söylerken herkes vitesi ne zaman r’ye takacağını konuşuyor. Herkes ondan yeni bir U dönüşü bekliyor. Haksızlar mı? Değiller. Çünkü siyasi amel defteri birbirini nakzeden tavır ve davranışların toplamından ibaret…