Küresel ve ulusal ölçekte toprak ve su kaynakları konusunda alınması gereken önlemlerin bilinciyle, sınırlı olan doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımı hedefleyen ve bu hedef doğrultusunda; araştırmacılar, akademisyenler, toprak ve su kaynakları konusunda faaliyet gösteren kişi ve kurumların bir araya geldiği, 6. Uluslararası Katılımlı Toprak ve Su Kaynakları Kongresi, Menemen İzmir’de yapıldı.

Bilgi ve deneyimin paylaşıldığı bu platform iki yılda bir düzenlenen ve ev sahipliğini genel olarak araştırma enstitülerinin yaptığı, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünün destek ve katkılarıyla, ülkemizde konu ile ilgili çalışmalar yürüten üniversitelerin katılımları ile gerçekleştirilen kongre üç gün sürdü.

Kongre boyunca; 54 Toprak ve Bitki Besleme, 45 Tarımsal Sulama, 23 İklim Değişikliği ve Tarımsal Ekoloji, 15 Tarımsal Mekanizasyon ve Bilgi Teknolojileri, 7 Doğal Kaynaklar Ekonomisi olmak üzere toplam 144 sunulu bildiri ile bilgi birikimi ve deneyimlerin paylaşılması ayrıca bir güzellik kattı.

Ek olarak poster alanında; 19 Toprak ve Bitki Besleme, 9 Tarımsal Sulama, 10 İklim Değişikliği ve Tarımsal Ekoloji, 1 Tarımsal Mekanizasyon ve Bilgi Teknolojileri, 2 Doğal Kaynaklar Ekonomisi olmak üzere toplam 41 poster ziyaret edildi.

Bu kongreyi taçlandıran bir diğer konu ise; kongrenin adına yakışır bir şekilde uluslararası düzeyde gerçekleşmesini sağlayan Bulgaristan, Cezayir, Çekya, Hırvatistan, İran, İspanya, Japonya, Makedonya, Sırbistan, Ukrayna ve Yunanistan’dan gelen 27 misafir katılımcıların olmasıdır.

Bana göre bu kongreye damga vuran durum ise, bir zamanların hoca-öğrenci ilişkisinin şimdilerde meslektaş ilişkisine taşınmasıydı. Öğrencilerin “Hocam bu araştırmayı ben yaptım bakışları” ile sunumlarını heyecanla anlatması; hocaların ise öğrencilerinin başarılarını keyifle izlemesi takdire değerdi.

Sunum dilinin İngilizce ve Türkçe olması başka bir güzellikti. Türk bilim insanları ve araştırmacılar İngilizceyi çok güzel kullanırken, Türkçe bilgi paylaşımları da ağırlığını korudu. Yabancı araştırmacıların konuşma aralarında Türkçe kelime kullanmaları ve Türkçe konuşmaya çalışmaları, Türkçenin de bir bilim dili olduğuna açık bir kanıttı.

Bu kongrenin, yapılan diğer kongrelerden bir farkı da; en iyi sunum ve en iyi poster seçimlerinin olmamasıdır. “Bizim için emek verilen her iş bize göre değerlidir” anlayışıyla; Samsun'dan bir sunum da, Yalova şartlarında yapılan bir çalışmanın sergilendiği poster de bilimsel açıdan değer buldu.

Kongrelerde düzenleme komitesinde görevli kişileri genelde bir açılış konuşmasında bir de kapanış konuşması yaparken görürdüm. Bu kongrede yine bir farklılık vardı. TAGEM Toprak ve Su Kaynakları Daire Başkanı ve TAGEM bölüm koordinatörleri 3 gün boyunca sunumları dinlerken, sunum aralarında sohbetlerde gördüm. Bunlar görmek istenilen, özlenen görüntülerdi.

Tanık olduğum bir başka şey de, bu kongrede akademik unvanların ya da statülerin baskın olarak kullanılmamasıydı. Dolayısıyla samimi ve bilimsel konuların paylaşıldığı bir ortam oluşturuldu. Ayrıca bu kongrede sadece üniversiteler, araştırma enstitüleri yoktu. Özel sektör temsilcilerine de yer verilmişti. Oturum aralarında onlara da yer verilmesi güzel bir düşünceydi.

Beş ay gibi çok kısa bir süre içerisinde böyle güzel bir kongreyi hazırlayıp ev sahipliği yapan; UTAEM Müdürü'ne ve ekibine, Genel Müdürlüğe ve Kongre Organizasyon Komitesine, kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen tüm kişi, kurum ve kuruluşlara, sponsorlara ve destek veren TÜBİTAK’a, hocalara ve uzun çalışmalarının sonuçlarını paylaşan katılımcılara ülkemiz tarımına, katkı sağlayan her bireye bir ziraat mühendisi olarak teşekkür ediyorum.

Ülkemiz tarımının geleceğini; çalışkan, fedakâr, liyakatli ve erdemli insanlar şekillendirecektir. Bundan hiç şüpheniz olmasın!