İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden beri Gazze’de sürdürdüğü soykırım eylemleri 32 binden fazla masum ve mazlumun hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. İsrail, okul, hastane, kamplar ve sivil yerleşim yerlerini hedef almayı sürdürürken ablukaya aldığı Gazze’de masumları açlığa mahkûm ederek tüm dünyanın gözü önünde katliamlarına devam etmektedir.

Küresel mekanizmaların İsrail’in işlediği suçlar karşısında somut adım atma konusunda yetersiz kaldığı, esasında pek çok uluslararası kuruluşun işlevsizleştiğini açıkça göstermektedir.

Geçtiğimiz gün Gazze’de ateşkes sağlanması için ABD tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) sunulan tasarı BMGK daimi üyeleri Rusya ve Çin'in vetolarıyla reddedildi. Rusya ve Çin temsilcileri, ABD tasarısının İsrail’in Gazze’ye saldırılarını “derhal sonlandırmasını” açıkça talep etmediğini tasarının ateşkesi şartlara bağlayarak İsrail’e zaman kazandırdığını ve ABD Başkanı Joe Biden’ın tasarıyı seçim kampanyası olarak kullandığı gerekçesiyle veto ettiklerini ifade ettiler.

ABD, 7 Ekim’in hemen akabinde İsrail’e destek açıklaması yaparken geçen süreç zarfında İsrail’e askeri yardımlarda bulunmuş, hatta dünyanın en büyük uçak gemisi olan USS Gerald R. Ford’un da içinde bulunduğu bir filoyu bölgeye göndermişti. İsrail’in El şifa hastanesine düzenlediği saldırılarda kullandığı füzelerin ise sadece ABD envanterinde bulunuyor olması dikkatlerden kaçmamıştı. ABD’li üst düzey yetkililer İsrail’e giderek boy göstermiş, katliama açıkça destek vermişlerdi.

Bu yılın Kasım ayında ABD’de başkanlık seçimleri gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Görünen tabloda eski Başkan Trump, ABD Başkanı Joe Biden’ın en güçlü rakibi konumunda. Donald Trump,  Biden’a karşı seçim kampanyasını “üçüncü dünya savaşını engelleme” temeli üzerine kurmuş durumda. Bu şartlar altında son dönemde ABD’nin esasında Biden’ın gerek Ukrayna, gerek Suriye, Irak gerekse de Orta Doğu’nun tümüne yönelik “görünürde” bir politika değişikliğine girişmesi ve çatışmaları sonlandırmaya yönelik söylemleri sıklıkla kullanması da dikkatlerden kaçmamaktadır. Görünen o ki başkanlık seçimleri ABD politikalarında suni ve sahte bir değişimi başlatmıştır.

İsrail’e silah ve mühimmat desteğiyle beraber ince diplomasi ile de desteğini sürdüren ABD’nin BMGK’ya sunduğu tasarı ikiyüzlülüğün diğer bir göstergesidir. Zira ABD daha önce sunulan üç ateşkes talebini reddetmiş ve kendi planını uygulayacağını ifade etmişti. Gelinen aşamada BMGK’ya sunulan tasarıda her ne kadar ateşkes vurgusu yapılsa da arka planda İsrail’e zaman kazandırmak ve Biden’ın ABD içerisindeki puanını artırmak adına samimiyetsiz bir yaklaşımla gösterilen bir “çaba” olduğu anlaşılabilmektedir. Diğer yandan zaten uzun süredir BMGK içerisinde Rusya-Çin-ABD mücadelesinin sürdüğü bilinirken ABD, reddedilecek bir tasarıyı ortaya atarak politik anlamda küresel kamuoyunda Rusya ve Çin’e karşı desteğini artırmak adına da girişimde bulunmuştur.

Orta Doğu’daki problemlerin temeli olarak görülen Filistin meselesinde çözüm açıktır. İki devletli çözüm temelinde 1967 sınırlarında, coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olacak şekilde bir Filistin devletinin kurulması zorunluluktur. Türkiye’nin bu kapsamda Sayın Cumhurbaşkanımız öncülüğünde yürüttüğü diyalog çabaları samimi ve değerlidir ancak şartlar oluşursa ve gereklilik haiz olursa Türkiye masaya her ihtimali koyarak restini çekmelidir.