45 yıldır bıkmadan usanmadan basketbola yatırım yapan, yüzlerce yıldız oyuncu, onlarca üst düzey antrenör yetiştiren Anadolu Efes… Türk Basketbolu’nun temel taşlarından biri. İlklerin kulübü.

Bir Avrupa Kupası kazanan ilk takım, ilk final four oynayan takım, ilk üçüncülüğü kazanan takım. Hak ettiği Eurolig şampiyonluğuna rötarlı da olsa sonunda kavuştu. Hem de kendi yetiştirdiği bir koçla. Çok insanın katkısı var elbette bu başarıda. Saymakla bitmez. Ama herhalde başkan Tuncay Özilhan’ı başköşeye oturtmak lazım. Bir sürü tersliğe rağmen, en kötü günlerde, ortamlarda dahi sevdasından vazgeçmediği için. Yarım asıra yakındır bu kulübü bu seviyede ayakta tuttuğu için.

Elbette oyuncular bu işin ana aktörleri. Anadolu Efes de yıldızlarla dolu. Ama onları da bir araya getiren, başarıya inandıran, ulaştıranlar var. Bu kulübün genlerinde hedefe kendi değerleriyle ulaşmak var. Nice ünlü isimle Anadolu Efes’in kupaya hasret kaldığını gördük. 1996’da Türkiye’ye Koraç Kupası’nı getirirken Aydın Örs, yardımcısı Ergin Ataman’dı. İlk başantrenörlük sınavına çıktığında Türk Telekom’u ligde finale çıkaran, Cumhurbaşkanlığı Kupası kazandıran, eurolig oynatan Ataman.

O günlerin canlı şahidiyim. Bugünlerin habercisiydi adeta. Siena ile Saporta, Beşiktaş’la Eurochallenge, Galatasaray’la Eurocup şampiyonluğu. Bir takımı Eurolig sonuncusu olduğu sezondan sonra ayağa kaldırıp üç yıldır zirvede tutmak kolay iş değil. Zaten üst düzey bir koçtu. Hak ettiği kupayla kariyerini taçlandırdı, O da. 2015’ten beri F4’te hep Türk takımı var. Fenerbahçe Obradoviç’le üç final bir şampiyonluk yaşattı bize. O zaman bizimkiler figürandı. Şimdi kupa kaldıran kaptan Doğuş en azından savunma için sahada, Sertaç başroldeydi. Keşke Barcelona’nın 20 yaşındaki Bolmaro’yu oynattığı gibi biz de Sertaç’lara bu seviyelerde erken rol verebilsek. Buralarda hep kalsak. İşte o zaman basketbolun gelişiminden de bahsedebiliriz.