Geçtiğimiz hafta Milli Savunma Bakanlığı son 7 yıldır öldürülen terörist sayısını 35 bin olarak açıkladı. Son 7 yıldır Türk devleti gerçekten tavizsiz ve kararlı bir şekilde terörle mücadele ediyor. Bu mücadele sadece Türkiye sınırları içinde değil, Irak ve Suriye sınırları içinde de gerçekleşmektedir. Terörle mücadelede son yıllarda çok büyük başarı elde edildi. Türkiye’de, Irak’ta ve Suriye’de PKK’lı teröristlerin öldürülmediği gün neredeyse yok gibidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu terörle mücadele kararlılığını içimizdeki hainlere, ABD’nin teröristleri her türlü beslemesine, AB’nin her türlü terör örgütlerine arka çıkmasına rağmen mücadele kararlılığını artırarak sürdürüyor.

          Türk devletinin ve hükümetinin terörle mücadeledeki bu kararlılığı ABD ve AB’nin içimizdeki uzantılarını oldukça rahatsız etmektedir.

          Bu mücadeleyi önlemek için her yolu denemektedirler. Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’de yaptığı HD(P)KK işbirliği yetmiyor gibi, Irak ve Suriye’deki terör operasyonlarına karşı çıkmıştır.

          ‘’Terörle mücadele yasası, uluslararası hukuka göre yeniden şekillendirilmelidir’’ diyerek de ABD ve AB’ye sinyal göndermiştir.

          CHP ve yanında hizaya geçen tüm muhalefet HD(P) KK’nın yanında olduğunu çeşitli eylem ve söylemlerle hep göstermiştir. Bunların hiçbiri de terörle mücadele sürecine destek vermemiştir.

          Bir de terörle mücadele sürecini sulandırmak için geçmişin yanlış politikalarıyla günümüzdeki terörle mücadeleyi hafife alarak, gölgelemek isteyenler vardır.

          2018 seçimleri öncesi de aynı propaganda oyununu oynamışlardı. Neymiş: AK Parti iktidarı çözüm süreci başlatacakmış.

          HDP’den ayrılıp Türkiye’nin Sesi Partisi’ni kuran Ayhan Bilgen herhalde partisinin ismini duyurmaya ihtiyaç duymuş olmalı ki, Cumhuriyet gazetesine “AKP yeni çözüm süreci başlatabilir, MHP ikna edilmeye çalışılıyor” açıklaması yapmış…

          Çözüm süreci zamanında tek başına mücadele veren MHP şimdi nasıl bir çözüm sürecine ikna olacak ki?

          MHP’nin anladığı -anlayacağı tek çözüm süreci elinde silah millete ve devlete doğrultan hangi terörist ve terör örgütü varsa etkisiz hale getirmektir. Bunun dışında MHP’nin ikna olabileceğini söylemek ahmaklık ve hayal ürünüdür.

          Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü, Türk-Kürt kardeşliğini esas alan MHP’nin her eylemi ve söylemi bu sınırlar içindedir. Türkiye Cumhuriyetini yıkmak isteyen, Anayasamızın ilk dört maddesini ortadan kaldırmak isteyen terör örgütü PKK’ya ne verilecek de çözüm süreci başlayacaktır? Denenmiş bir meselenin bu ülkede sonuçlarını görmeyen kaldı mı?

          Kürt kökenli vatandaşlarımızın refahı, huzuru için her türlü adım atılsın ama silahını ABD’den alıp terör eylemi yapan PKK’ya Kürtlerin temsilcisi muamelesi yapılması bu ülkeye en büyük ihanettir. Kürt kökenli vatandaşlarımıza da en büyük hakaret ve zulümdür.

          2015 yılından bu yana HD(P) KK ile her türlü birlikteliği sergileyen ve PKK ile her türlü çözüm sürecine girişen CHP’dir. HD(P)KK’nın milletvekiline, belediye başkanına, yazarına, gazetesine, televizyonuna, sanatçısına sahip çıkan CHP’dir.

Sizin bu ahmak mantığınıza göre CHP, MHP ve AK Parti yanyana mı gelmiş olacak?

          PKK ile çözüm süreci yapılacaksa, 2015 yılından bu yana HD(P)KK ile beraber olan CHP’nin konumu ne olacak?

          Ateizm temelinde kurulan terör örgütü PKK üzerinden “MHP’yi ikna” senaryoları yazarak, olmayacak duaya amin çağrıları yapmayın.

          Terörle mücadelenin başarı boyutunu soracaksanız adres Cumhur ittifakı, PKK ile çözüm süreci boyutunu soracaksanız adres CHP ve kuyruklarıdır.

Cumhur ittifakı size sarı poşet saydırmaya devam edecektir.