CHP’nin dostlar alışverişte görsün temasıyla düzenleyeceği kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkan seçileceğini herhalde bilmeyen yoktur. Muharrem İnce’nin “Atatürk gelse CHP’de kurultay kazanamaz” sözü doğrudur. 13 senedir peşine taktığı CHP’lileri döndürüp dolaştırıp muhalefet mahallesine indirdiği halde CHP’nin şoför koltuğuna tekrar Kemal Kılıçdaroğlu oturacaktır.

Öyleyse Kemal Kılıçdaroğlu’nun dışında en güçlü genel başkan adayı gözüken Özgür Özel tavşan aday mıdır? Evet öyledir. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin şoförüyse Özgür Özel de onun muavinidir. Arabanın bütün savrulmalarında, rot-balans dengesinin bozulmasında şoför kadar muavinin de mesuliyetleri olmuştur.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığını açıkladığı grup toplantısında Özgür Özel’in döktüğü gözyaşları bile onun genel başkanıyla arasındaki duygusal bağı göstermeye yeterlidir. Kemal Bey Cumhurbaşkanlığına aday olması sebebiyle milletvekili de seçilemediği için partisinin TBMM’deki en yüksek makamı olan grup başkanlığını Özgür Özel’e vererek aralarındaki münasebetin platonik olmadığını göstermiştir.

Özgür Özel’in misyonu kurultay gününe kadar Kemal Kılıçdaroğlu’na kontrollü eleştireler yönelterek CHP’nin 38. Olağan Kurultayının demokrasi aksesuarı olmaktır. Gaz biriktirmiş CHP tabanını pışpışlayacak, kurultayın seçimli bir kurultay olduğunu, dolayısıyla demokrasi kültürüne en ufak bir halel getirilmediğini ele güne ispatlayacaktır.

Özgür Özel’in Kemal Kılıçdaroğlu’na isim vermeden yaptığı eleştirilerin, “diğer partilere CHP hissesinden dağıtılan milletvekillikleri, seçim mağlubiyetini kabullenmeme, ittifak siyasetini şeffaf yürütmeme” gibi suya sabuna değmeyen kontrollü eleştirilerle sınırlı olması onun misyonunu açığa çıkarmaktadır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Anadolu’da sandığa çakılmasının, dolayısıyla Cumhurbaşkanı seçimlerini kaybetmesinin en önemli nedeni PKK/HDP ile kurduğu siyasi ilişkileri değil miydi?

CHP’de esaslı bir mağlubiyet muhasebesi yapılacaksa masaya yatırılması gereken en önemli mesele 38 milletvekilinin farklı partilere dağıtılması mı yoksa yüz senelik CHP’nin PKK’nın partisi durumuna düşürülmesi midir?

Özgür Özel arabanın gayrı milli bir sol yörüngeye kayışında en az Kemal Kılıçdaroğlu kadar mesuliyet taşıdığını “Kayyum uygulamalarına karşı en net ve sert tavrı takınacağız” , “Kürt meselesi ile ilgili Toplumsal Mutabakat Komisyonu kuracağız” gibi HDP’ye selam gönderen açıklamalarıyla göstermiştir.

Özgür Özel genel başkan seçilse bile partinin yol güzergahında bir değişiklik olmayacağını ifade ederek Kemal Kılıçdaroğlu’nun ideolojik konumunu onaylamıştır. Dolayısıyla dostlar alışverişte görsün kurultayında, altı okundan birisi Türk milliyetçiliği olan CHP’nin hakiki öze dönüş yolu kapalıdır. Aynı tas aynı hamam, savrulmaya devam…