Meral Akşener’in CHP ve HDP oksijenli partisi İP’in yönetiminde geçtiğimiz hafta bazı değişiklikler oldu. O günden beri siyasiler, gazeteciler, yorumcular, sosyal medya müdavimleri bu yönetim değişikliğine çeşitli anlamlar yüklüyor. Bu yönetim kadrosundaki değişikliklerde Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu her yönüyle irdeleniyor. Koray Aydın’ın elinden teşkilatların alınması, Yavuz Ağıralioğlu’nun kadrodan çıkarılması çok manidar bulundu. Koray Aydın tam bir Pollyanna rolünü oynuyor. Yavuz Ağıralioğlu da bir ileri, üç geri açıklamalarla hali idare ettiğini sanıyor.

          Bu süreçte dikkatimi çeken bir açıklamayı da İP Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu yaptı. Diyor ki: “Partilerin iç meseleleri olarak düşünülen şeyin başka partilerde olunca bir partinin iç meselesi olarak anlaşılması ama İYİ Partide olunca ona farklı anlamlar yüklenmesi tarafımızdan yadırganıyor.”

1 Kasım 2015 seçimleri sonrası MHP’yi ele geçirme operasyonlarında MHP’nin iç işlerine karışmayan kalmış mıydı?

          Müsavat Dervişoğlu yetiştiği Ülkücü Hareket için böyle bir savunma yapıp da “MHP’nin iç işlerine niçin karışıyorsunuz?” demiş miydi?

          Mesela Kandil’deki KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın “MHP de değişmek zorundadır. MHP de artık on yıllar öncesinin diliyle, yaklaşımıyla Türkiye siyasetinde yerini alamaz. Eski dilini, üslubunu ve tarzını bırakmazsa Türkiye’ye en büyük kötülük yapan, Türkiye’ye en büyük düşmanlık yapan bir parti haline gelir. Bu açıdan MHP’nin de bu seçim sonuçları çerçevesinde Türkiye gerçeklerini dikkate alarak kendi zihniyetini, politikalarını ve tutumunu değiştirmesi gerekmektedir” dediğinde Müsavat Dervişoğlu’nun bir tepkisi olmuş muydu?

          Terörist Demirtaş “Hele hele mecliste sol tarafımızda oturan küçük bir milliyetçik parti var. Gece gündüz HDP’lilerin dosyasını getirin hemen kaldıralım diyorlar. Niye yapıyor biliyor musunuz? Koltuk elden gidecek koltuk. Kongre yapılacak MHP’de koltuğunu kaybedecek beyefendi. HDP’ye saldırarak kendini kurtarmaya çalışıyor” dediğinde Müsavat Dervişoğlu’nun bir tepkisi olmuş muydu?

          Kemal Kılıçdaroğlu CHP’li Belediye Başkanlarını seferber ederek Meral Akşener’in il ve ilçe programlarında karşılamalar yaptırdığında, ona salonlar tashih ettiğinde, onun programlarını cep mesajı ve billboard yoluyla halka duyurduğunda Müsavat Dervişoğlu “MHP’nin iç işlerine niçin karışıyorsunuz?” tepkisini göstermiş miydi? Elbette göstermedi. Şimdi böyle süslü cümlelerle İP’i tartışmalardan kurtarmaya çalışıyor.

          Elbette bizim işimiz de İP’in iç işlerine karışmak değil. Meral Akşener elbette bir genel başkan olarak istediği kişiyle çalışabilir. “Öcalan serbest bırakılsın” diyen iki kişiyi Genel Başkan Yardımcısı yaparken bize mi sordu ki Koray Aydın’ın elinden teşkilatları alırken, Yavuz Ağıralioğlu’nu kadro dışı bırakırken bize soracak…

          Meral Akşener’in kiminle çalıştığının hiçbir önemi yok. CHP ve HDP ittifak ortağı değil mi? Gerisinin ne önemi var. Koray Aydın da, Yavuz Ağıralioğlu da, Müsavat Dervişoğlu da bu projeyi bilmiyor mu, görmüyor mu?

          Bizim derdimiz Meral Akşener’in kiminle çalışacağından ziyade, bu proje partinin CHP-HDP güdümünde Türkiye’ye zarar vermemesi adınadır. Çünkü bunlara siyasi ve kişisel menfaat sağlanınca gözlerinin hiçbir değer yargısını görmediğini defalarca Türkiye’ye gösterdiler.

          Meral Akşener’in A kadrosundan çıkardığı Yavuz Ağıralioğlu da üst üste zikzaklı açıklamalar yapıyor. Kadro dışı kalmanın şaşkınlığını “Bir gerekçe belirtilmedi, bu çok rencide edici” cümlesiyle gösteren Yavuz Ağıralioğlu ayrıca “Sevinenlere ve üzülenlere 3-4 gündür bakıyorum. FETÖ’cüler zil takıp oynuyor. PKK’lılar ve HDP’liler sevinmiş. İyi Parti’yi “HDP’yi dert etmeyin, mühim olan Erdoğan’ın gitmesi” zeminine çekmek isteyen herkes davul zurna çalıyor” değerlendirmesinde bulunmuştu. En son açıklamasında da “Ben, kendisine görev tevdi edilince ‘iyi’, görevden alınınca ‘kötü’ diyecek kadar karakteri ve mizacı zayıf biri değilim” diyor.

          Meral Akşener’in kararı FETÖ’cüleri, PKK’lıları, HDP’lileri zil takıp oynatıyorsa, son açıklamalarındaki teslimiyet neden o halde?

          Yavuz Ağıralioğlu’nun öyle abartıldığı gibi PKK’lıları, HDP’lileri rahatsız eden açıklamaları yoktur. Ara sıra gaz almak için tribünlere oynamış ve HDP’den fırça yiyip oturmuştu.

          Yoksa “HDP eşittir PKK cümlesi devlet yönetme ciddiyetinin kabul edeceği bir cümle değildir” gibi HDP’ye şirinlik yaptığı, “AİHM kararına uyulup Selahattin Demirtaş serbest bırakılmalı” diyen de bu Yavuz Ağıralioğlu idi. Bakalım bu yanlışlarından dönüp İP’ten istifa edecek mi?

Yoksa CHP-HDP ortaklığında figüran olmayı sürdürecek mi?

          Gerçi HDP’nin “Yavuz it” hakareti karşısında kendi partisinden bir kişi sahip çıkmadığında istifa etmeyen bir adam için beklenti çıtası çizmemek lazımdır.

          Meral Akşener A kadrosunda değişiklikler yaptığında, en ilginç değerlendirmeler CHP’li yorumculardan gelmiş ve cevap verilmeyerek iddialar kabul edilmiştir. Barış Yarkadaş “Ağıralioğlu, Millet İttifakı’nın içinde bulunan lokomotife CHP’ye yönelik, CHP’nin genel başkanına yönelik haddini aşan nezaketsiz sözler söyledi Kemal Bey’e karşı. İttifakın içinde olan bir partinin genel başkan yardımcısı ya da milletvekili, o ittifakın genel başkanına siyasi ayar veremez. Sayın Kılıçdaroğlu çıkıp demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer dediğinde ona cevap vermek Yavuz Ağıralioğlu’nun işi değildir” ifadeleriyle aslında Yavuz Ağıralioğlu’nun İP’ini Kemal Kılıçdaroğlu’nun kestiğini ima etmiştir.

          İP’in hayat damarı olan CHP-HDP Yavuz Ağıralioğlu’nu istemiyorsa ve onların iradesiyle kadro dışı kalıyorsa bu “Kovsanız da gitmem” tripleri ne adınadır?

          CHP sayesinde milletvekili olmuşların, CHP-HDP sayesinde CHP’li Belediyelerde cirit atan İP’lilerin parti içinde kalıp CHPHDP’ye rağmen bir şey yapmalarının mümkün olmadığını herkes biliyor.

          Yavuz Ağıralioğlu da çok iyi biliyor. Bakalım siyasi köleliğe devam mı yoksa özgürlüğe adım mı atacak?

Bahadır Erdem, Salim Ensarioğlu yükselirken Yavuz Ağıralioğlu niye düştü acaba?

Düştüğün yerden kalk üstünü başını sil, soluklan, bir bardak soğuk su iç Yavuz Ağıralioğlu…