ABD Başkanı Joe Biden “Türkiye’deki muhalefeti destekleyip, Erdoğan’ı devirmeliyiz” dediği günden bu yana Türkiye’deki muhalefetin gerçekten gözü dönmüş durumdadır. Ne yapacaklarını bilemez hâlde sürekli saldırganlık, sürekli tezgâh, sürekli kara propaganda peşindeler. Pandemi sürecinde ortaya çıkan halkın ekonomik problemleri de bunlar için tam bir istismar malzemesi olmuştur. Türkiye üzerinde ihanetlerini gerçekleştirmek için halkın duygu ve düşüncele- A rini istismar ederek ihanetlerine sonuç almak için kılıktan kılığa girmektedirler.

          Türkiye’de hangi gelişme olursa muhakkak olaylara düşman gözüyle bakmaktadırlar. Çünkü düşman bunlara açıkça “sizi destekleyeceğim” dediği için bunlar kasap önünde ciğer bekleyen kedi, köpek gibi sabırsızlanmaktadır.

          4600 YPG’li teröristin öldürüldüğü Zeytin Dalı Operasyonu’na CHP ve yancılarının nasıl karşı çıktığını unuttuk mu? İşin en garip tarafı nedir biliyor musunuz? CHP ve HDP’den önce Afrin operasyonuna ilk karşı çıkan parti, milliyetçi maskesi takan Meral Akşener’in İP’i olmuştu.

          Bu muhalefetin Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtarılmasını nasıl gölgelemeye çalıştıklarını, Kıbrıs’ı Mustafa Akıncı’nın Rum çizgisine getirmesine verdikleri destekleri unuttuk mu?

Türkiye’nin Akdeniz politikasına karşı bir dedikleri diğerini tutmayan politikalarını unuttuk mu?

          Unutmadığımız o kadar ihanet politikaları var ki, bunların özeti şudur: Hangi milli konu olursa ya Amerikancı, ya PKK’lı, ya Ermenici, ya Rumcu, ya FETÖ’cü ağzını kullanmaktadırlar.

          Geçtiğimiz gün Meral Akşener yine bin bir yüzünden bir maskesini daha düşürmüştür. Resmen düşmanın algı operasyonlarına bir hizmet daha sunmuştur.

          Türkiye terör örgütü PKK ile Türkiye sınırları içinde, Irak’ta, Suriye’de çok yönlü mücadele verirken Meral Akşener’in kurduğu şu cümleye bakar mısınız: “Sayın Erdoğan’ın İsrail versiyonu olan Binyamin Netanyahu, siyasi rakiplerini baltalamak ve bu şekilde koltuğunu koruyabilmek için, gözünü kırpmadan, sivillerin ve çocukların hayatlarına kastetmekten geri durmadı.”

Türkiye hangi masuma, mazluma bomba yağdırıyor?

Türkiye kimin topraklarını işgal edip, mazlumlara zulmediyor?

          Türk devleti terör örgütleriyle mücadele ettiği ve terör örgütü PKK’nın da “Türkiye, Irak’ın kuzeyinde sivilleri vuruyor” algısını yaptığı bir ortamda “Erdoğan sivillerin ve çocukların hayatlarına kastetmekten geri durmadı” cümlesi kuruluyorsa burada Meral Akşener’in sıradan bir emperyalizm hizmeti yoktur.

          Bu cümle Türkiye düşmanı uluslararası güçlere “Türkiye’deki muhalefet bile böyle düşünüyor” malzemesi vermek için bilinçli kurulmuş bir cümledir.

          İsrail’in Filistinlilere yaptığı zulümle, Türkiye’nin terör örgütü PKK’ya karşı yaptığı mücadeleyi eşitlemek aynı zamanda, ortakları HD(P)KK’nın elini güçlendirme gayretidir. HDP’nin “Türk devleti PKK’ya karşı yaptığı operasyonları durdursun” diye ağıt yaktığı şu günlerde, “Erdoğan sivillerin ve çocukların hayatlarına kastetmekten geri durmadı” diyen bir Meral Akşener, Türk devletine yönelik bir alçaklığa imza atmıştır.

          Meral Akşener geçtiğimiz haftalarda da HDP’yi eleştirmeyi “Kürtler aşağılanıyor” diyerek tarif etmişti. Daha önce de “HDP, Kürtlerin siyasal temsilcisi” diye sıfat vermişti. Meral Akşener biliyorsunuz MHP’den ayrılır ayrılmaz “Babamın ailesi Yunanistan’a Diyarbakır’dan gitme” diyerek birden kendini Diyarbakırlı ilan eden birisidir. Etnik ırkını nereye dayandırıyor bilmiyorum. Ama HDP’yi Kürtlerin temsilcisi yapması, PKK’lılarla düşüp kalkması Türklere-Kürtlere kötülük yapan birisi olduğunu ortaya koymaktadır.

          Meral Akşener’in, İsrail Filistinli mazlumlara zulüm yaparken, Türkiye’yi de İsrail gibi göstermesi ABD’ye, İsrail’e sinyal, PKK’ya hayat öpücüğü göndermek olmuştur. İktidarı devirmek için her türlü düşmanla iş birliği yapan bir muhalefet anlayışının şaşırtmayan bir yüzünü izlemeye devam ediyoruz. Yarınlarda terör örgütü PKK Türkiye’yi suçlamak için Batı üzerinden algı yaratmaya çalıştığında Heval Meral’i referans olarak kullanacaktır. Meral Akşener sana bu aklı kim veriyor? Yoksa terörist Demirtaş ile kahvaltıyı cezaevinde yaptın da bizim mi haberimiz yok?