CHP’nin PKK’yla ilişkilerden sorumlu ismi Sezgin Tanrıkulu yine Kandil’in ayakta alkışlayacağı bir iftirayı yumurtladı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 15 köylüyü helikopterden attığını söyleyerek CHP’yle HDP arasındaki irtibat hendeğini güçlendirecek bir hamle yaptı.

Onun PKK’lıların cenazesindeki ağlak ifadelerine, İHA-SİHA’lara olan amansız düşmanlığına, insan hakları gevelemeleriyle perdelediği terörist seviciliğine zaten tüm Türkiye aşinadır.  Sezgin Tanrıkulu’nun lügatinde, etkisiz hale getirilen bir terörist “sivil yurttaş” olarak geçer. Üç günlük yavrular yetim kalırken, ömrünün baharındaki öğretmenler infaz edilirken, sıvaları dökülen bir köy evine çekilen Türk bayrağı altında gariban şehit babası “Oğlum” diye ciğerlerini parçalarken Sezgin Tanrıkulu ağzına tıpa takılmış gibi sessizdir.

Belki de zahirdeki suskunluğunun ardında intikam çığlıkları atan bir azgınlık yatıyordur, bilemeyiz. Ama bildiğimiz bir şey var ki o da Sezgin Tanrıkulu’nun bir tane şehit cenazesine katılmışlığının, çelenk göndermişliğinin olmadığıdır. Onun dilinin düğümünü, ayaklarının bağını çözmek için mutlaka PKK’lı bir teröristin leş haline getirilmesi lazımdır.

Bu adamın en önemli görevi CHP çatısı altında PKK’nın propaganda cephesini genişletecek faaliyetlerde bulunmaktır. O yüzden ona değil ona bu görevi tevdi edene, sahibine göre kişneyen atın dizginlerini elinde tutana bakmak gerekiyor. Sezgin Tanrıkulu’nun TSK’ya fırlattığı çamurdan sonra CHP Sözcüsü Faik Öztrak “Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri'ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez" diye zevahiri kurtarma adına bir açıklama yaptı. Kabul edilemezse ne yapılır mesela? Ben söyleyeyim 5 dönem milletvekili yapılır... Siyasi sicili terörist seviciliğiyle dolu Sezgin Tanrıkulu’nu 5 dönemdir CHP’den milletvekili yapan Kemal Kılıçdaroğlu onu her defasında ödüllendirmiştir.

Kemal Kılıçdaroğlu’na Sezgin Tanrıkulu’nun sözlerini soruyorlar,  Faik Öztrak’ın açıklamasına gönderme yaparak “TSK bizim gözbebeğimizdir” demekle yetiniyor.  Şu kurnazlığa bir bakın… Olayın öznesi Sezgin Tanrıkulu ve onun zırvaları olduğu halde kelime oyunlarına başvuran Kemal Kılıçdaroğlu yalandan bir TSK güzellemesiyle olayı bağlamından koparmanın derdinde.

Kendisini eleştiriyor diye Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı CHP’den ihraç eden Kemal Kılıçdaroğlu Türk milletine küfreden bu siyasi sabıkalıyı kanatlarının altında tutmayı sürdürüyor.

“Ben Tunceli’nin Nazimiye ilçesinin kuş uçmaz kervan geçmez bir köyünde doğdum. Bu Cumhuriyet sayesinde devletin en önemli makamlarında görev yaptım. Bu Cumhuriyet’in sayesinde milletvekilliği, grup başkanvekilliği yaptım ve bu Cumhuriyet’in sayesinde ben CHP Genel Başkanlığı yaptım ve yapıyorum. Bunların tamamını Cumhuriyet’e borçluyum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyum” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet’e ve Atatürk’e olan borcunu ödeme şekli bu mudur? Kemal Kılıçdaroğlu teröristlere etki ajanlığı yapan milletvekilini her dönem ödüllendirerek, “100 yıllık Cumhuriyetle hesaplaşacağız” diyen HDP’yle her dönem ittifak yaparak mı ödüyor Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Mustafa Kemal Atatürk’e olan borcunu? Öyleyse en çok da Kemal Kılıçdaroğlu’na borç verenlerin endişelenmesi lazım. Çünkü hepsi hapı yutmuş vaziyette…