Seçimlerin hemen ardından yayıncı kuruluşa bir değerlendirme yapan mağlup takımın teknik direktörü Kemal Bey "Mücadele vermeye devam ettim, etmeye de devam edeceğim. Demokrasi mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz" demişti.

Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekirse Kemal Bey bu sözünün de arkasında çivi gibi durmuştur. Görmüyor musunuz? Kasım ayındaki büyük kurultaya emin adımlarla ilerleyen CHP’nin her il ve ilçe kongresi görenlerin gözlerini buğulandıran bir demokrasi mücadelesine sahne oluyor.

Taşlar, sopalar, sandalyeler havada tarifeli uçak gibi süzülürken bir yoldaş bir yoldaşının ağzını burnunu Çarşamba pazarına çevirmekte hiç tereddüt göstermiyor.

Partili bayların yüksek sesle birbirine haykırdığı sevgi sözcüklerini çığlıklarıyla süsleyen partili bayanlar demokrasi mücadelesini iyice şiddetlendirirken yüreği bu yüksek coşkunluğu kaldıramayan kimilerinin de baygınlık geçirdiği görülüyor.

CHP’nin kongrelerinde sevgi vardır, saygı vardır, yoldaşlık hukuku tam hâkimiyet halindedir.  Dökülen gözyaşları demokrasi menziline adım adım ve tekme tokat ilerlemenin mutluluk damlalarıdır. Sonu Kemal Bey’in yeniden genel başkan seçilmesiyle noktalanacak olan bu demokrasi mücadelesinde savurulan tekmeyi atan da yiyen de şereflidir.

Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakan Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini sıkmak isteyen CHP’li Edremit Belediye Başkanı Selman Hasan Arslan da birkaç hafta önce bu demokratik sevgiden nasibini almıştır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun koruma polisleri Edremit Belediye Başkanı’nı Anıtkabir’in orta yerinde iki seksen silkeleyerek CHP’nin geldiği sosyal demokrasi seviyesini Ata’nın ruhunun dolaştığı muhitte de göstermiştir.

Elbette kalabalık CHP tabanında bu demokrasi şölenini tiksintiyle izleyen gözler de mevcuttur. Sayıları da her geçen gün hızla artmaktadır. Eski Devlet Bakanı ve eski CHP Milletvekili Mehmet Sevigen “Kemal Bey tekrar devam etmeye çalışırsa toplum Kemal Bey'e oy vermeyecek. Siz götüremediniz Kemal Bey'i biz götüreceğiz diyorlar” sözleriyle bu kitleyi teşhir etmektedir.

Bu hoşnutsuz kitleye verilecek naçizane tavsiye Kemal Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs seçimleri öncesi Cumhur İttifakı seçmenine söylediği “Eğer bu suça ortak olmak istemiyorsan ve bana da oy vermek istemiyorsan sandığa gitme o zaman. Bu suça ortak olma” şeklindeki stratejiye kulak kabartmalarıdır.

Yerel Seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu faktörü sebebiyle CHP’li belediye başkan adaylarına oy vermeyecek olan CHP’lilerin Cumhur İttifakı’na da oy vermeme gibi kesin bir kanaatleri varsa Kemal Bey’in maskeli demokrasi balosuna son vermek ve onu kendi stratejisiyle avlamak için bu tarihi fırsatı kaçırmamaları gerekir. Böyle bir fırsat bir daha gelmeyebilir.