Seçimler yaklaşırken siyasi partilerin faaliyetleri de haliyle sıklaşıyor. Yerli ve millî nitelik taşıyan siyasî partiler vatandaşın derdini dinlemek ve ona millî imkânlar dâhilinde çareler üretmek için çabalarken, aklı ve iradesi yabancıların ipoteği altında olanlar kirli planlara tevessül edebiliyor. Türkiye’de de bazı siyasî partilerin dış güçlerin himayesini talep ettiğine, hatta onların mandasına girmeye bile razı olduğuna tanıklık ediyoruz. Örneğin “Cumhuriyeti kuran partiyiz, Atatürk’ün partisiyiz” diye böbürlenenler, yabancı “danışman” tutup dış güçlere çiçek dağıtma telaşına girmiş durumdalar.

Sözde liberal ve demokrat dış güçlerin, Türkiye’nin de dâhil olduğu bazı ülkelerdeki seçimlere müdahil olmaya çalıştığı sır değil. ABD başkanlığına aday olduğu dönemde Biden’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı muhalifleri destekleyeceklerini ilan ettiği herkesin malumu. ABD ve/veya AB kökenli olup “sivil toplum kuruluşu-STK” görüntüsü altında faaliyet gösteren bazı güçler, seçimlerde kazanmasını istedikleri parti veya parti grupları için seçim öncesinde gizli faaliyetler yürütebiliyor. Bu gibi yabancı yapılar, destekledikleri siyasî gruplara “danışman” göndermekle ya da aday empoze etmekle kalmıyor, üstü örtülü bir şekilde para yardımında da bulunabiliyor. Bunu yapanlar genellikle “demokrasiyi güçlendirmek” ve “otoriterleşme ile mücadele” gibi söylemleri öne çıkarıp esasen demokrasiyi suiistimal ediyor.

“Yabancı güçlerin seçimlere dışarıdan müdâhil olduğu” yönündeki iddiaların hayal ürünü ya da komplo teorisi olduğunu sananlar da yok değil. Ancak ABD seçimlerine Rusya’nın müdahil olabildiği, sosyal medya uygulamalarının seçmen tercihlerini belli bir tarafa yönlendirebildiği vak’aları ortadayken, seçimlere müdahale edilemeyeceğini savunmak günümüzde artık gülünç oluyor.

Son haftalarda Macar basınında yer alan bazı haberler de ABD merkezli “demokrat STK’ların” seçim sonuçlarını kendi hesap ve çıkarları doğrultusunda değiştirmek için milyonlarca doları harcamaktan imtina etmediklerini ortaya koyuyor. Macaristan’daki mevcut iktidarı devirmek amacıyla bir araya getirilen 6 birbirine benzemez parti, Nisan 2022’de yapılan seçimlerde büyük bir hüsrana uğramıştı. 2010’dan beri Başbakanlığı yürüten Viktor Orban, 2018’deki oy oranını artırarak tekrar iktidara gelmişti. “Orban karşıtlığı” ortak paydasında bir ittifak kuran 6 muhalefet partisi ise, seçime ayrı ayrı girseler alacağı toplam oydan daha az oy alabilmişti. Seçimden aylar sonra ise Macaristan muhalefetinin karıştığı bir skandal ifşa oldu.

Birçok ülkede olduğu gibi Macaristan’da da siyasî partilerin yabancı kişi ve kurumlardan mali destek alması yasak. Bu yasağa rağmen, ABD merkezli “Demokrasi için Hareket-Action for Democracy” isimli STK görünümlü kuruluşun, Orban’ı devirmek için kurulan 6’lı masaya 4,6 milyon dolar para yardımında bulunduğu Macar istihbarat servisi tarafından tespit edildi. Macar Parlamentosu’nun Milli Güvenlik Komisyonu’nda bu iddialar derhal araştırılmaya başlandı. İstihbarat örgütü tarafından Komisyon’a sunulan ve muhalefetin dış destek aldığına dair somut bilgileri içeren bir dosya, parlamentonun resmî internet sitesinden yayınlandı. Araştırmanın derinleşmesiyle kimin, nasıl, ne kadar dış güçler tarafından fonlandığı ve bu paraların nerelere harcandığı daha net bir şekilde ortaya çıkarılacak. Macar basınında çıkan bazı haberlerde, soruşturmanın derinleştirilmesiyle işin ucunun CIA’ya kadar ulaşmasının muhtemel olduğu belirtiliyor. Ayrıca, kara para aklama ve zimmet gibi suçların da işlenmiş olabileceği iddia ediliyor.

Viktor Orban’ı “otokrat” olarak nitelendiren Action for Democracy adlı kuruluş, Macaristan’ı “savaş alanı- battleground” olarak ilan ederek Macar parlamento seçiminde hemen önce kurulmuştu. Action for Democracy’nin “demokrasi” için muhalefeti destekleyeceğini ilan ettiği beş ülke var. Bu beş ülkeden birinin, muhalefet partilerine 6’lı masa kurdurtulan ve yine liderine “otokrat” yaftası yapıştırılan Türkiye olduğunu söylemeye dahi gerek yok.

Yöntemleri, araçları ve asıl hedefleri Macaristan’da patlak veren skandalla ifşa olan bu sözde STK’nın, Türkiye’deki seçim sonucunu da muhalefet lehine değiştirmeye çalışacağı anlaşılıyor. Adı geçen bu kuruluşu seçimler yaklaştıkça daha çok duyacağız. Seçim öncesinde “demokratik güçler” için bağış kampanyaları başlatırlarsa şaşırmamak gerek. Sırf iktidarı “devirmek” için Macar muhalefetinin yaptığı gibi 6’lı ittifak kuran muhalefet, Action for Democracy’den neler bekliyor ve neler alabilecek yakında göreceğiz. Şüphe yok ki Türk milletinin irfan ve feraseti, Türkiye’yi “savaş alanı” ilan eden bu gibi yapıların faaliyetlerinin Macaristan’da olduğu gibi burada da hüsrana uğratmaya yetecektir.