Uzun süredir Meral Akşener’in partisi İP’in politikaları hakkında yazı yazmıyorum. Bunun sebebi de CHP ve HDP(DEM) ile olan birlikteliklerinden sıyrılma çabalarını görmüş olmamdır. Onların bu durumu Türkiye adına olumlu bir gelişmedir. Bu yazmadığım dönemde sadece İP’in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Topel Yıldırım’ın, Mansur Yavaş hakkındaki sözleriyle ilgili yazmıştım. O yazıda da zaten ana konu Mansur Yavaş’ın vurgunları, çapsızlıkları, ABB’yi yönetmekteki acizlikleriydi. Meral Akşener ve İP’i direkt hedef alan bir yazı değildi. Hal bu iken, geçtiğimiz gün 15 bin kişiye dava açtığı iddia edilen ve bu işi artık ticarete döktüğü söylenen Meral Akşener’in avukatı Muhammet Furkan Kamalak’ın, 12.07.2023 tarihli bir yazım için “uzlaştırma” adımı attığı için işini çok geriden takip ettiğine bizzat şahit oldum. Yıl 2024 ama hala 2023 yılının çöplüğünü karıştırıyorlar. Ticaret önemli tabi!

Neyse konumuz o değil. Şu mübarek Ramazan ayının oruçlu günlerinde, Meral Akşener’in partisine yönelik yazı yazmama orucunu bozarak İP Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın’ın, MHP kongresinde MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili sözlerine yönelik mantıksız, mesnetsiz, ölçüsüz yorumlarına cevap vermek istiyorum.

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhur ittifakının milli duruş misyonuna dayalı olarak kurduğu “Buradan sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a diyorum, ayrılamazsın. Türk Milletini yalnız bırakamazsın. Bunun için Cumhur İttifakı olarak yanındayız. Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak sizleri görmek istiyoruz" şeklindeki cümlelerini şu siyasi zekâ düzeyinde değerlendirmiş:

"Türk milliyetçileri önce MHP içerisinde muazzam bir politik mücadele yaptılar. Türk siyaset tarihinin gördüğü en büyük demokratik mücadeleydi. Biz MHP'yi aldık, Tayyip Erdoğan bizim elimizden aldı Devlet Beye iade etti. Niye? Erdoğan bir şövalye, bir alp değil bir pusucudur. Erdoğan muhalefetini tanzim etmek sureti ile iktidarını devam ettirebilen bir politik liderdir."

Pala bıyık Tolga hem siyasi süreçleri okumasını bilmiyor hem de kendisinin durduğu yeri idrak edemiyor.

1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra MHP’yi ele geçirme operasyonunda kimlerle hareket ettiklerini, kimlerden destek aldıklarını unutuyor ve MHP’deki operasyon başarısız olunca siyasi süreçleri CHP ve HDP ile yürüttüklerini unutturmaya çalışıyor.

Hele hele son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı Yeşil Sol ile ittifak yapan, milli her meselemize düşman gözüyle bakan Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemiş İP’in, bu yöneticisinin sarf ettiği bu düşüncelerinin hepsi garabettir.

Kendi gibilerinin isyan hareketini “MHP içinde muazzam bir politik mücadele yaptılar” diye cilalayan Pala Bıyık Tolga’ya sormak lazım. MHP’ye başlatılan siyasi operasyon madem çok hayırlı idi, o halde niçin FETÖ’cüler her yerde seferber olup desteklemişti. Kandil'deki KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, "MHP de değişmek zorundadır. MHP de artık on yıllar öncesinin diliyle, yaklaşımıyla Türkiye siyasetinde yerini alamaz. Eski dilini, üslubunu ve tarzını bırakmazsa Türkiye'ye en büyük kötülük yapan, Türkiye'ye en büyük düşmanlık yapan bir parti haline gelir. Bu açıdan MHP'nin de bu seçim sonuçları çerçevesinde Türkiye gerçeklerini dikkate alarak kendi zihniyetini, politikalarını ve tutumunu değiştirmesi gerekmektedir." diyerek bu sürece destek vermişti.

1 Kasım’dan sonra MHP’yi FETÖ’cü hakim ve savcılar alıp size vermeye çalıştı. Bu davanın öz dinamikleri de o süreçte MHP’yi Türkiye düşmanlarından korudu.

Siz, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantılarıyla ittifak yapıp Türkiye Cumhuriyeti’ni Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir adama teslim etme girişimiyle Türk milliyetçiliği  mi yapmış oluyorsunuz? Ama biz 30 yıl sonra Karabağ’ı Ermeni işgalinden kurtaran, Türk Dünyası ile en güçlü bağları oluşturan, KKTC’de milli zemini güçlendiren, Türkiye, Irak ve Suriye üzerinde tavizsiz terörle mücadele kararlılığını sürdüren, Türkiye’nin korunmasında en büyük ihtiyacımız olan milli savunma teknolojilerini güçlendiren Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını destekleyince MHP’yi teslim mi etmiş oluyoruz?

Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’na “Allah gücünü arttırsın, Allah yardımcısı olsun.” dua ederken İP’in tapusunu mu vermiştiniz?

Kaldı ki, bugün MHP’nin Cumhurbaşkanlığını desteklemesinden dolayı garabet yorumlar yaptığınız Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 2018 seçimleri sonrası şu çağrılarda bulunuyordunuz:

İP Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş: “İktidarın Meclis’te tek başına çoğunluğu yok. İttifak kurduğu MHP ile birlikte götürecektir. Ola ki olumsuzluk yaşarsa İYİ Parti ile ittifak olur mu, olmaz mı; onları bilemem ama biz Meclis tıkanmasın, devlet çalışsın noktasında milletin hayrına olan her şeyde elimizi taşın altına koyarız”

          İP kurucusu Mehmet Aslan: “Sadece kanun çıkarmakla ilgili Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir avuç milletvekiline ihtiyacı var. Bunu İYİ Parti’den de alabilir eğer devletin bekası, milletin geleceği ve millet için faydalı bir kanunsa MHP’ye ihtiyacı yok, İyi Parti ile de çıkarabilir”

          İP milletvekili ve eski Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan: (AKP ile koalisyon yapma konusu sorulduğunda) “Yaparız. Ben söylüyorum yaparız. Öyle MHP gibi otopark, büfe alıp da koalisyon olmaz. En az 5-6 tane sağlam Bakanlık isteriz”

Sizin bu garabet mantığınızla bu sözlere değerlendirirsek kurduğunuz İP’i, o tarihlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mı teslim edecektiniz?

Edemeyince döndünüz yine CHP’li, HDP’li ittifaklara devam etmiştiniz değil mi?

Meral Akşener’in eski ortakları CHP ve DEM’in bu ülkeye ihanetlerini anladığını gösteren yorumları ortada iken, MHP ve Cumhur ittifakına yönelik garabet yorumlarda bulunmamak parti ahenginizi bozmamanız açısından önemlidir.

MHP’nin Cumhurbaşkanı tercihi Sayın Erdoğan’dır. Özetlediğim ana maddelere baktığımızda bunun gerekçeleri de gayet net ortadadır. Sizin Cumhurbaşkanı adayınız da Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir siyaset modeli idi. Siz Kemal Kılıçdaroğlu’nu kurtarıcı gördünüz, MHP’de dış ve iç politikada somut örneklerden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kurtarıcı görmüştür. Pala Bıyık Tolga, dualar ettiğiniz, Cumhurbaşkanı adayı olarak oy verdiğiniz Kemal Kılıçdaroğlu değil de başkası mıydı?

Pala Bıyık Tolga! Her şeyi bir kenara bırak yönetiminde yer aldığın Meral Akşener, AK Parti’nin kuruluşunda Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında yer alıp “Liderimiz Erdoğan” dediği günleri de unutmaman lazım. Tüm bunlar gazete arşivlerinde duruyor. İstersen genel başkanın Meral Akşener’e o günleri bir sor, anılarını atlatsın. Mesela o günlerde “Ben Ülkücü değilim, demokratım” cümlesini niçin kurduğunu ona sorarak da başlayabilirsin.

O yüzden “Dünle beraber gitti cancağızım. Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım” diyen Mevlana’nın sözlerindeki gibi biraz kendinizi günümüz Türkiye’sinde yaşananlara bakarak güncelleyin.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, ne yaparsa yapsın, her yaptığının odağında Türk milletinin varlığını ve geleceğini korumak vardır. Zaten gerçek Türk milliyetçileri ve Ülkücüler bunu anlamaktadır.