Bir tiyatro oyunu düşünün ya da bir konser. Koltuklar, salonlar boş. Kendi kendilerine çalıp, söyleyip oynuyorlar. Alkış, destek, motivasyon yok. İzleyici ile karşılıklı iletişim yok. Bir de tam tersini. Salonlar dolu. Seyirci alkışlıyor, şarkılara türkülere eşlik ediyor. Ağlıyor, gülüyor. Sanatçılar etkinlik sonunda alkışlarla bis üstüne bis yapıyor. Maddi ve manevi bir haz ile herkes mutlu evinin yolunu tutuyor.

Seyircisiz Fenerbahçe Beko-Gaziantep Basketbol maçını izlerken bunları düşündüm. İzleyici, seyirci ya da taraftar dediğimiz kitle olmadan sporun da tadı tuzu yok işte. Sarı Lacivertliler, yıllardır basketbola ciddi bir yatırım yapıyor. Hepimizin gurur duyduğu başarıları malum. Bu sene de devam ediyorlar. Nando De Colo’yu alarak yılın en iyi transferlerinden birini yaptılar. Williams’ı, Westerman’ı kadrosuna kattı.

Ne için? Başarı için, herkes gitsin, izlesin diye. Gelin görün ki yıldızlar topluluğu diyebileceğimiz bu kadro sahasındaki ilk maçını seyircisiz oynadı. Oynamaya da devam edecek. Yani ortaya konulan ürün ile alıcı kitle buluşamayacak. Seyircisiz bir maçı izlemek de oynamak da tuhaf. Sanal gerçeklik gibi. Sürekli marka değerinden dem vurulduğu dönemde bu seyircisiz oynama cezaları ne organizasyonun ne de sporun ruhuna uygun. Değil spor adamı sokaktan birine sorsanız aynı şeyleri duyarsınız. Başka bir yöntem bulunmalı. Mesela madem olayın ekonomik boyutu hep ön planda. Bunun yerine para cezası uygulanması daha mantıklı olmaz mı? Çok büyük mecburiyetler dışında basketbol izleyicisi takımlarını, bu önemli oyuncuları seyretmekten alıkonulmamalı. Taşkınlık yapanlar yüzünden gerçek basketbol severler de cezalandırılmamalı.

Ligde ikinci hafta geride kaldı. Fenerbahçe, Gaziantep Basketbol önünde seyircisiz maçta zorlandı. Boş salonda Obradoviç’in fırçaları daha bir gür yankılandı. Konuk ekip geçen yıl bıraktığı yerden devam ediyor. Son ana kadar maça ortaktılar. Ancak Fenerbahçe’nin kısa süre bile olsa ciddi savunma yapması yetti. Tabi bir de De Colo faktörü. Fransız oyuncu Real Madrid maçındaki gibi yine sorumluluk aldı. 21 sayıyla büyük katkı yaparken, saha içi liderliğini de gösterdi. Sarı Lacivertli takımın biraz daha zamana ihtiyacı var. Bir ay sonra bambaşka bir takım izleyebiliriz.

Avrupa yorgunu Darüşşafaka, sahasında Bursaspor’a yenilirken 17 boş şut kullandı. Bursaspor, Tofaş galibiyetinin tesadüf olmadığını gösterdi. Jones ve Freeman’ın önderliğinde ikide iki yapan ligin sürpriz ekibi, koçları Serkan Erdoğan’ı da şaşırttı.

Ligin iyi kadrolarından birini kuran Türk Telekom, Afyon deplasmanında rahat götürdüğü maçı sıkıntılı da olsa galibiyetle bitirip ikide iki yaptı. Afyon takımı, yenilirken geçen yılın aksine ligin zayıf takımı olamadığını gösterdi.

Ligin yeni takımı Ormanspor, Kikanoviç 30 ve Cevher’in 24 sayı atıp müthiş oynadığı maçı son anda kaybettiyse, kısaların az atması ve önde kolay geçilmelerinden. Genç ama deneyimli Bandırma Teksüt, belli bir standartta oynayan yabancılarına Rıdvan ve Şehmuz’un katkısı ve daha iyi savunmayla kazandı.

Yeniden kurulan Karşıyaka, Büyükçekmece önünde çok rahat sonuca gitti. Sponsorla sıkıntı yaşayan konuk ekipte Eldridge maça çıkmadı. Karşıyaka, geri koşmayan rakibinin biletini hızlı hücumlarla kesti.

Tofaş, son anda lige giren Sigortam Net İTÜ önünde antrenman yapar gibi oynadı. 123-80 kazanırken 44 asiste ulaştı. Yıllar önce Olin’e attıkları 126 sayı rekoruna yaklaştı. Batın Tuna süper ligde oynayan ilk 2003’lü olarak 5 sayı attı.

İlk hafta Telekom’a yenilen Galatasaray, Bahçeşehir Koleji önünde bu kez pota altını iyi kullandı. Auguste’nin 30 sayılık performansı ilk galibiyette belirleyici olurken, Ege’nin 10 dakikada 4/5 atarak 8 sayı katkı yapması dikkat çekti.

Haftanın son maçında Anadolu Efes, Beşiktaş önünde ikinci yarıda savunmayla sonuca gitti. İlk yarıda dağınık oynayan Anadolu Efes’i, Beşiktaş McKissic’in hızlı hücumlarıyla cezalandırdı ve 43 sayıya ulaştı. Ancak Anadolu Efes, ikinci yarıda sertleşerek rakibine sadece 25 sayı izini vererek kazandı. Micic, 15 sayı 12 asistle takımını ateşleyen isim oldu.