KRUA l'Eveneman dergisi (Paris) - 25 Şubat 1992: Ermeniler Hocalı'ya saldırdı. Bütün dünya tanınmaz hale getirilmiş cesetlerin, şekillerin şahidi oldu. Azerbaycanlılar binlerce insanın ölüm haberini vermekteler.

Sunday Times (Londra) - 1 Mart 1992: Ermeni askerleri binlerce aileyi yok etti.

Financial Times (Londra) - 9 Mart 1992: Ermeniler Ağdam'a giden bir grubu kurşun yağmuruna tuttu. Azerbaycanlılar yaklaşık 1.200 ceset saydı. Lübnanlı kameraman, ülkesinin zengin Ermeni Taşnak lobisinin Karabağ'a silah ve asker gönderdiğini onaylamıştır.

Times (Londra) - 4 Mart 1992: Birçok insanın cesedine işkence edilmiş, geriye sadece masum bir kız çocuğunun kafası kalmış.

İzvestiya gazetesi (Moskova) - 4 Mart 1992: Video kamera, kulakları kesik çocukları gösteriyor. Bir kadının yüzü ikiye bölünmüş. Erkeklerin kafa derileri soyulmuştu.

Financial Times (Londra) - 14 Mart 1992: General Polyakov, 366. Alay'dan 103 Ermeni askerinin Dağlık Karabağ'da kaldığını bildirdi.

Le Monde gazetesi (Paris) - 14 Mart 1992: Ağdam'daki yabancı gazeteciler, Hocalı'da kadın ve çocuklar arasında kafa derisi ve tırnakları alınmış üç kişinin cesedini gördü. Bu Azerbaycanlıların propagandası değil, gerçek bu.

İzvestiya (Moskova) - 13 Mart 1992: Binbaşı Leonid Kravets: Tepede yüz kadar cesedi şahsen ben şahsen gördüm. Bir erkek çocuğun kafası yok idi. Her yerde acımasızca, zulümle öldürülen kadınlar, çocuklar ve yaşlılar vardı.

Valer Actual dergisi (Paris) - 14 Mart 1992: Ermeni silahlı grupları, Orta Doğu'dan gelenlerle birlikte, helikopterler de dahil olmak üzere modern silahlara sahiptiler. ASALA'nın Suriye ve Lübnan'da askeri kampları ve silah depoları vardı. Ermeniler Karabağ'da yüzlerce Müslüman köyünü katletmiş, Azerbaycanlıları katletmişler.

İngiliz gazeteci R. Patrick: Hocalf daki vahşet, dünya kamuoyunun gözünde haklı gösterilemez. "Memorial" insan hakları merkezinin raporundan:

Hocalı 1991 sonbaharından bu yana büyük ölçüde Ermeni silahlı grupları tarafından kuşatma altındaydı. Hocalı'ya Ocak 1992'den beri elektrik sağlanamıyor. Nüfusun bir kısmı şehri terk etmişti, ancak Hocalı Valisi E. Mammadov'un ısrarlarına rağmen sivil nüfus tamamen tahliye edilemedi. 25 Şubat 1992'de Ermeni silahlı gruplarının Hocalı'ya saldırısı başladı.

Rus ordusunda subay olan Yuriy Girçenko 'nun "Olmayan Devletin Ordusu" başlıklı kitabından: "Ermeniler Hocalı'ya saldırdığı zaman ses güçlendiriciler aracılığıyla Hocalı'dan kaçan sivil halk için "serbest koridor" bıraktıklarını anons ettiler. Ermeniler kontrol noktalarındaki otomatik silahlardan kaçan insanlara ateş açmaya başladılar. Büyük, küçük, yaşlı, genç ve kadın, çocuk demeden herkesi öldürdüler.

Kaçanlar, Ermeni köyü Nahçivanik istikametinde de Ermenilerin ağır silahlı saldırısına maruz kaldılar. Burada da sivil insanlar öldürüldüler.

Hocalı'dan kaçanların bir kısmı Azerbaycan köyü Gülablı istikametinde gittiler ve orada iki yüz kişi Ermeniler tarafından esir alındı. Ermenilerin çoğunlukta yaşadığı Eskeran kasabasının solundan Ağdam'a giden yola ise ikinci bir grup gitti. Ermeniler onları da kurşun yağmuruna tuttular. Bu grup arasından Ermenilerin esir aldıkları da oldu. Bazıları orada öldürüldüler. (Ermeniler) Bu grup arasındaki silahlıların kafaların balta ile kestiler. Bazı esirlerin gözlerini çıkarttılar, kulaklarını kestiler ve sonra da öldürdüler.

Hocalı'da ise 300 sivil kaldı, onlar da esir alınarak Ermenilerin çoğunlukta yaşadığı Hankendi'ye götürüldüler.

İngiliz gazeteci Thomas de Waal'a röportaj veren dönemin Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan, Hocalı Soykırımı'nda amaçlarını şöyle anlatıyor: "Biz bu konuda yüksek sesle konuşmak istemiyoruz. Hocalı'ya kadar Azerbaycan bizim sivillere saldıramayacağımızı düşünüyordu fakat Hocalı'da biz bu klişeyi kırdık. Ayrıca Hocalı'ya saldıran birliklerimizin Bakü ve Sumgayıt'tan kaçan Ermenilerden oluştuğu gerçeğini de kabul etmemiz gerekiyor."

Kaynak:

Cavid Veliev: “Bütün Yönleriyle Hocalı Soykırımı";

Azerbaycan Cumhuriyeti İnsan Hakları Komiseri ( Ombudsman) resmi internet sayfası.