Türkiye’deki muhalefetin kalite düşüklüğü ve ikiyüzlü politikaları hem kendileri adına kocaman bir eksi, hem de Türk siyasetinin standartlarını giderek aşağı çeken negatif bir etkidir.

14-28 Mayıs 2023 seçimlerine altılı, yedili, sekizli ittifaklarla giren muhalefet partileri, şu anda birbirlerini saf dışı bırakmak için adeta yarış halindedir.

Geçmişte omuz omuza iktidar mücadelesi vermiş oldukları siyasi yoldaşlarının ayağına çelme takmaları, birbirlerine envai çeşit kumpas ve bariyer oluşturmaları, bugünkü ilişkilerinin ve söylemlerinin de sağlam bir temelden yoksun olduğunun kanıtı niteliğindedir.

Örneğin…

CHP’nin milletvekili listelerinden meclise giren Saadet Partili Birol Aydın, Saadet Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olur olmaz CHP’li İBB yönetimini hedef alan konuşmalar yapmaya başladı. “İstanbul’un sizlerle kaybedecek bir 5 yılı daha yok” diyerek sırtına binerek TBMM’ye girdiği CHP’yi yerin dibine soktu.

***

Yerel seçimlere tek başına gireceğini açıklayan İYİ Parti’nin billboardları CHP’li belediyeler tarafından engellendi. İP Genel Başkanı Meral Akşener “Bu kez bizi engelleyen Beştepe değil Saraçhane!” diyerek dünkü yol arkadaşlarına laf çarptı.

***

Meral Akşener, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu "Eli genel merkezde, gözü başka mevkilerde, boş zamanlarında da İstanbul'da olanlar bu şehri yönetemez" sözleriyle eleştirdi. Oysa 14-28 Mayıs seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı yapmaya çalışarak “gözünü başka mevkilere” çevirmesini isteyen kendisiydi.

***

CHP’li Gürsel Tekin, Esenyurt belediye başkan adaylığını alamayınca partisinden "Ben müteahhitlere yenildim" diyerek istifa ederken, “Müteahhit” vurgusuyla para, pul ve ihale ilişkilerine işaret ettiği Ekrem İmamoğlu’nun İBB’yi kazanması için ter dökenlerden birisinin de kendisi olduğunu görmezden geldi.

***

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 5 tane iştirakinde yaklaşık 5 milyar 750 milyon TL'nin buharlaştığını, Mansur Yavaş’ın Ankara’yı “parsel parsel” satışa çıkardığın söyleyen İYİ Parti'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Cengiz Topel Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yapan bir isimdi. Yani CHP’liydi.

***

CHP’li belediye başkanı Mansur Yavaş ise kendi partisinin potansiyelini bir kenara bırakıp İYİ Partili Mesut Özarslan’ı Etimesgut Belediye Başkan Adayı yapmak istedi. Etimesgut’a Erdal Beşikçioğlu’nu aday gösteren CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e rest çekti. Arkadaşını Etimesgut’a aday yaptıramadı ama Keçiören’e göndermeyi başardı.

***

Demem o ki dünkü dostlukları itibarsızlaştırmak, bir önceki seçimin “sağlam” birlikteliklerine gölge düşürmek, muhalefetin hem ikiyüzlülüğünü ortaya koyan bir durum hem de içsel bir saygısızlığın alametidir.

İçsel saygısızlık ve çürüme, “Kendisine saygısı olmayanın kimseye saygısı olmayacağı” gerçeğini vurgulamaktadır. Bu samimiyetsizlikleri nedeniyle muhalefet partileri siyasi yenilgiler koleksiyonuna yeni parçalar eklemeye mahkûmdur. Fakat aynı zamanda Türk siyasetinin güven endeksini de olumsuz yönde etkiledikleri bir gerçekliktir. Birçok insan bunların kalitesizliklerinden bıkıp siyasetten soğudu…