Sahte pasaportla İstanbul’a gelen, Kırım Cumhuriyeti'nin bakanı olan, halkı için özgürlük mücadelesi veren, bu yolda yılmadan çalışan bir Kırım eri.

Bilinmeyen bir değerimiz, bilinenler tarafından da unutulan bir aydınımız, gereken değeri ve hak ettiği dikkati alamayan nice aydınlarımızdan biridir Cafer Seyidahmet Kırımer.

3 Nisan 1960 tarihinde İstanbul’da gözlerini hayata kapatan Kırımer, Yalta’da doğmuştur. İlk eğitimini Kırım’da alsa da, ilerleyen zamanlarda orta ve lise eğitimi için İstanbul’a gelmiştir. Ailesi, Cafer Seyidahmet’i yanlarında kalması için çiftçilikle uğraşmaya zorlamış, fakat o sahte pasaportla İstanbul’a gelerek eğitimini devam ettirmiştir. Bununla da yetinmeyen Kırımer, Türkiye’de yaşayan ve eğitim gören Kırımlılarla irtibatı sağlamış ve Türkiye’de gizli teşkilatlar kurarak memleketleri için birtakım faaliyetlerde bulunmuştur. Çarlık Rusya’sının kültürel ve toprak baskılarına karşı İstanbul’da gizli bildiriler basarak Kırım’da dağıtılması için arkadaşı Numan Çelebicihan’la beraber öncülük etmiştir.

  Daha sonra Paris’e giderek hukuk fakültesinde eğitimini devam ettirmiş fakat 1. Dünya Savaşı çıktığı için Kırım’a dönmüştür. 1911 yılında Şahap Nezihi takma adıyla Yirminci Asırda Tatar Milleti Mazlumesi adlı kitabını yazmıştır.

 1917 Rus devriminden sonra kurulan Kırım Halk Cumhuriyeti’nin ilk harbiye ve hariciye bakanı görevini üstlenen Kırımer, cumhuriyetin anayasa taslağını hazırlayan olarak da bilinmektedir. Arkadaşlarıyla beraber Kırım Han Sarayı’nda Gökbayrak’ın gölgesi altında Tatar Parlamentosunun toplantı sırasında ilan edilen Halk Cumhuriyeti'nin ömrü uzun olmasa da Kırım için unutulmaz sayfalardan biridir. Harbiye nazırı sıfatıyla Türkiye’ye ziyaretlerde bulunan Kırımer, dönemin harbiye nazırı Enver Paşa ve Talat Paşa'yla görüşmelerde bulunmuş ve aralarında iyi arkadaşlık bağı kurulmuştur.

Sovyetlerin Kırım’ı işgalinden sonra İstanbul’a gelen Cafer Seyidahmet Bey siyasi mücadelesi, Enver Paşa ve Talat Paşa'yla yakınlığı Damat Ferit’in hoşuna gitmediği için bir müddet sonra sınır dışı edilmiştir. Ülke dışında da boş oturmayan Seyidahmet Bey, Kırım davasını ve haklarını Avrupa’da savunmaktan geri durmamıştır. Fransızca ve Lehçe yazılar yazarak esaret altında inleyen halkının dertlerini dünyaya anlatmaya çalışmıştır. Kırım Parlamentosunun tam yetkili temsilcisi sıfatıyla Avrupa'da çalışmalarını devam ettiren Seyidahmet Bey, Kırım ve Türk dünyası için hizmetlerini yürütmüş, bu yolda yardımlar yapmış, makale, kitap ve yayınlarla onların sesi olmuştur.

1960 yılında beyin kanaması sonucu İstanbul’da vefat eden Kırımer, ardında birçok eser ve örnek alınacak mücadele dolu bir hayat hikayesi bırakmıştır. Zaman geçse de Kırımer’in ardından aslında değişen çok şey olmadığının üzüntüsünü yaşamaktayız. Evet, Sovyetler dağıldı fakat Kırım hala işgal altında.