Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkasındaki büyük ekranda CHP’nin “Haydi” temalı reklam filmi oynuyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Haydi birlikte sandığa” cümlesini, PKK terör örgütü elebaşı Murat Karayılan’ın “Haydi” deyişi ve alkışları takip ediyor. 

Seçime az bir süre kala meydanlarda izletilen ve CHP’lilerin sinirlerini hoplatan bu reklam videosunun bazı ekleme çıkarmalardan geçtiği açık. 

Fakat videoya yapılan dokunuşların CHP-HDP-PKK arasındaki ilişki üçgeninde dönen diyaloglara göre fazlasıyla masum olduğu da çok açık.

Mesela o videoda, PKK yöneticilerinin günaşırı verdikleri demeçlerle Kemal Kılıçdaroğlu’nu nasıl övdükleri yok.

Mesela o videoda PKK’lı Duran Kalkan’ın Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendilerine umut aşıladığını söylemesi, PKK’lı Bese Hozat’ın "Biz HDP'nin Millet İttifakı’nı destekleme tutumunu önemli ve anlamlı buluyoruz” ifadesi yok.

CHP-HDP-PKK beraberliğinden küçük bir kesit sunan o videoya gösterilen tepkinin binde biri, “Bu dönem Öcalan'ın özgürleşme dönemidir” diyen HDP’li Ahmet Türk’e, “Önümüzdeki dönem bir genel affı masaya yatıracağız. Öcalan dâhil olmak üzere herkese özgürlük” diyen HDP’li Sırrı Sakık’a gösterilmedi.

O videonun ve muhalefete yöneltilen HDP/PKK eleştirilerinin tamamı muhalefetin çarpık ilişkilerinin çıktısıydı.

Kemal Kılıçdaroğlu sanki PKK diye bir terör örgütü yokmuş, bu örgütün yöneticileri kendisine oy verme çağrısı yapmıyormuş, PKK’nın siyasi kolu olan HDP’yle hedef birlikteliği sağlanmamış gibi “Görmedim, duymadım, bilmiyorum” şeklindeki üç maymun karakterini canlandırdı.

Kılıçdaroğlu’nun her gün bir demeçle kendisini destekleyen PKK’nın adını bile anmaktan çekinmesi, kabullenişlere yoruldu.

Kabullenişler, Kandil ve HDP’den yeni destek açıklamalarını fişekledi.

Üstünde kapatılma davası gezen HDP, tükenme durumuna gelen PKK, sahadaki kayıplarını masada telafi etme umuduyla Kemal Kılıçdaroğlu’na bel bağladı.

HDP’nin desteğiyle seçimi kesin olarak kazanacaklarına inanan muhalefet de PKK ve HDP’yle oluşturulan Voltran’ı bozmamak için kulağının üstüne yatmayı tercih etti.

Üstüne Kemal Kılıçdaroğlu, “Selahattin Demirtaş’ın özgür kalmasını istiyorsanız bize destek vereceksiniz” diyerek, ona şeref madalyası takacağını söyleyerek, HDP’li Sırrı Sakık’a “Kapalı kapılar ardında söylenenleri kamuoyuna açıkla” dedirtecek vaatlerde bulunarak HDP ve PKK’nın iştahını kabarttıkça kabarttı.

Bunları asla sorgulamayan muhalefet holiganizmi, CHP-HDP-PKK ilişkisinin geldiği boyutu neredeyse en masum hâliyle gösteren bir videonun üstünde tepindi.

CHP’lileri çıldırtan bir diğer olay Ümraniye Ülkü Ocakları tarafından hazırlanan afişler oldu.

Ümraniye Ülkü Ocakları’nın hazırladığı görsellerde, Kemal Kılıçdaroğlu ve Selahattin Demirtaş’ın, Meral Akşener ve Pervin Buldan’ın yüzleri birleşiyor, görseller üzerinde “Dikkat! Attığın oy Mehmetçiğe Kurşun olmasın” ve “Bazıları iki yüzlüdür” ifadeleri yer alıyordu.

Muhalif cenah, siyasi birlikteliklerine yalın bir çehre kazandıran bu afişlere de çıldırmış gibi saldırdı. CHP’li Canan Kaftancıoğlu “Son kez uyarıyorum!” diyerek Ülkücüleri tehdit etmeye bile kalktı.

Sözün özü, tüm bu olan bitenin hülasası neydi?

Muhalefetin HDP-PKK ilişkisinden doğan; yağ, un ve şekerin bir araya getirilip helva yapılmasıydı.

Muhalefet, malzemesini kendi ürettiği helvanın tadını beğenmemiş olabilir. Fakat Türk milleti teröre sırt dayayan siyaseti “İyi bilmezdik” diyerek son yolculuğuna çoktan uğurladı.