Siber Güvenlik Kümelenmesi, bundan yaklaşık 2 yıl önce en üst seviyede Savunma Sanayi İcra Komitesi kararıyla Savunma Sanayii Başkanlığı bünyesinde başlayan çalışmalarla kurulmuş, siber güvenlik üzerinde üretim yapan ve servis veren yerli kuruluşları bir araya toplayan bir oluşum.

Kümelenmeler güç birliği yapma, ortak sorunlara çözüm bulma noktasında iş yapma ve ekonomik bir araya gelme modeli olarak tüm dünyada yaygın şekilde kullanılmakta. 2 hafta önce açıklanan “2023 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi”nde de “Ar-Ge teşviklerinden yararlanma imkânının arttırılması, birbirinden öğrenen ekosistem yapısının geliştirilmesi için yüksek teknoloji ürünlerinin üretileceği kümelenme yapıları kurulacaktır.” denilerek vurgulanan hedeflerin bir çıktısı, eminim ki Siber Güvenlik Kümelenmesi olacaktır.

Ayrıca önceki gün açıklanan 2020-2022 Yeni Ekonomi Programı da “kalkınma destek programları geliştirilecek, kümelenmeler desteklenecektir” ifadesiyle kümelenmeleri kalkınmanın bir aracı olarak görmekte olduğunu vurgulamaktadır.

2023 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi’nde 2020 içinde “siber güvenlik teknoloji yol haritasının çizileceği” belirtiliyor. Ayrıca “Ulusal bilgi güvenliğinin önemli bir unsuru haline gelen siber güvenlik konusuna ilişkin hem teknolojik altyapıyı hem de 5G ve ötesi ile ortaya çıkacak yeni kullanım alanlarını kapsayacak mevzuat düzenlemeleri 5G teknoloji yol haritasında ele alınacak” denilerek 5G denilince akla siber güvenlik gelmesi gerektiği de özellikle vurgulanıyor. Aynı strateji belgesinde Milli Teknoloji Hamlesi’nin bir unsuru olarak da “Siber Güvenlik Standartları ve Altyapı” adıyla siber güvenliğe ayrıca bir başlık da ayrılmış durumda.

Siber Güvenlik Kümelenmesi bugün itibarıyla 127 üye firmadan oluşuyor. Bu üye yerli ve milli firmalar güvenlik soruşturmalarından geçirilerek üyeliğe alınıyor. Yabancı bir üreticinin veya yabancı ürünleri satan bir dağıtıcının üye olması mümkün değil. Küme bir SSB projesi olarak SSB iştiraki olan SSTEK A.Ş. bünyesinde yürüyor. Kümelenme yerli üreticilerin meramını ihtiyaç makamlarına anlatıyor, onları yerli siber güvenlik ürünlerinin kullanılmasında teşvik ediyor. 1 yaşına giren küme, bu sürede 23 eğitimi, 43 siber güvenlik öğrenci topluluğu kuruluşunu, siber kulüpler birliği kuruluşunu, test sertifikasyon programını, enerji, bankacılık gibi dikeylerde sektörel siber kafe etkinliklerini ve sektör zirvelerini gerçekleştirmiş durumda.

Kümenin yerli bakışı küme tarafında düzenlenen etkinliklerde de kendini gösteriyor ve üyeler bu etkinliklere katılımda destekleniyor. Dün düzenlenen Kamu Milli Siber Güvenlik Zirvesi de bu etkinliklerden bir tanesi idi. Etkinlikte kamuda yerli siber güvenliğe bakışın kamu tarafından tartışıldığı, öbür yandan siber güvenlikte yerli teknolojilerin yerli özel sektör tarafından tartışıldığı paneller yer aldı. Siber Savunma Komutanlığı bünyesindeki siber güvenlik dönüşümü ve siber güvenlik ürünlerinin test ve sertifikasyonunun tartışıldığı panellerin sonrasında siber küme üyelerinin bir araya gelerek ortaya koyduğu Milli Siber Güvenlik Platformu tanıtıldı. Bazı STK’ların siber güvenlik ismi altında neredeyse tamamı yabancı ürünlerin standlarının onbinlerce dolarlık sponsorluklar karşılığında kurdurulduğu, STK’ların ticari amaçlarıyla yapılan, tekdüze ve amaçsız etkinliklere benzemedi.

Bugünün tüm silahları elektronik ve bir ağa bağlı hale geliyor. Kendi yüksek teknoloji silahlarımızın bir gün kendimize dönmeyeceğini, bir elektrik şebekesinin bir gün birileri tarafından kapatılamayacağını, bir baraj kapağının üst seviye bir saldırgan tarafından beklenmedik şekilde açılmayacağını, gerek kamu gerek özel kurumlardaki gizli bilgilerin istenmeyen kişilerin eline geçmeyeceğini, ve nicesini garanti etmenin yolu yerli ve milli siber güvenlik ürünlerinden geçmektedir.

Yabancı ürün alımına yol açan “acil almamız lazım”, “yerlisi yok”, “yabancı olanı tüm dünya kullanıyor ama”, “ihalesiz kanallarla kanunen istediğimizi alırız”, “önceki yabancıyla devam edelim” gibi tüm arka kapıları kuvvetle red etmek ve bu ülkenin beyinlerinin ürettiği, bu ülkede vergisi ödenen, bu ülkede test edilen ürünleri kullanmak zorundayız.Kuvvetle red etmediğimiz bu tür arka kapılar yerli sektörün gelişmesinden en önemli engellerdir.

Gördüğüm o ki, devlet ve yürütme siber güvenliğin öneminin farkında ve başta Cumhurbaşkanlığı SSB olmak üzere, Dijital Dönüşüm Ofisi ve BTK eliyle Türkiye’deki siber güvenliği yükseltmek üzere çalışmaktadır. Bu alanda da yerliliğin %50 üzerine çıkmasını diliyor ve istiyoruz.