Müslümanlığın, soysuzluk olmadığını en iyi bilenler bilgili, şuurlu ve imanlı Müslümanlardır. Yüce Allah Hucurât Suresi 13. Ayet’inde “Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki birbirinizi kolayca tanıyasınız. Şüphesiz, Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanızdır. Allah bilendir, haberdardır” derken, soy ve ırk inkârı Allah’ı inkâr etmek değil de nedir?

          İnsanın bir soyunun veya bir nesebinin olduğunu bunun da Allah tarafından insana bahşedildiğini “İnsanı sudan yaratan, ona soy sop (nesep) ve hısımlık veren O’dur. Rabbin her şeye gücü yetendir” (Furkan, 25/54) ayetinden anlamak yetmiyor mu?

Allah’ın buna benzer birçok ayeti vardır, dünyadaki herşeyi de bu manada delildir.

          Her şey ortada iken İslam maskesi kullananlar niçin özellikle ‘Türkiye’deki Müslümanların soyu, ırkı yok’ gibi propagandalar yaparak soysuzlaştırma atmosferi yaratmaya çalışmaktadır? İslam’da yasak olan ırkçılıktır. Irkçılık da bir ırkın diğer ırka zulüm etmesidir. Yoksa “Ben Türk’üm” demekle ırkçılık olmaz. Bir yardım eli uzanacağı vakit ise ilk önce soydaşlarımızdan başlamak zaten İslam’da “Öncelik akraban” ölçüsüne uygun bir davranıştır. Ama Türkiye’de kime çalıştığı meçhul olan bazı din adamları gerek Osmanlı döneminde, gerek Cumhuriyet döneminde “Aman Türk’üm deme günah” gibi bir zehirli fitneyi nesillere aktarmaya çalışmıştır.

          Allah “Soy sop (nesep) ve hısımlık verdim” diyor. Bunlar ise “Soyunu inkâr et, yok say” diyor. Yıllardır “Önce Türk müyüz, Müslüman mıyız?” şeklindeki soruyla fitne yaydılar. Oysa birisi soy, diğeri dini kimlik iken… Böyle saçma sapan soruyla zihinlerde bir “Soysuzlaştırma projesini” hayata geçirmeye çalıştılar. Bu fitneyle başarılı oldukları kobaylar yok mu? Elbette var.

Tüm bunları niye anlattım, bu özetten niye bahsettim?

          Geçtiğimiz günlerde Emin Oğuz Manav isimli hoca kılıklı bir adamın “Ne mutlu Türküm diyene” kadar gayri İslami bir söz yoktur. Tam bir ırkçı sözüdür ve düşmanlık ifade eden bir sözdür” sözlerinin yer aldığı video sosyal medyada gündem oldu.

          Oysa kişinin kavmini sevmesi İslam’a göre suç değildir. Peygamberimizin şu Hadis-i Şerif’i buna büyük örnektir.

          Vasile b. El-Eska’ anlatıyor: Hz. Peygamber (a.s.m)’e “Kişinin kavmini sevmesi asabiyet/ırkçılık sayılır mı?” diye sordum. “Hayır, asabiyet/ ırkçılık, kişinin kavminin yaptığı zulmüne yardımcı olmasıdır” diye buyurdu. (bk. Ahmed b. Hanbel, 4/107; Mecmau’z-zevaid, 6/244).

          Ama içimizdeki sözde bazı hocalar Müslümanlığı soysuzluk gibi algılıyor. Oysa Allah’ın varlığını, delillerini inkâr ederek şirke düştüklerinin farkında değiller.

          Özünde Atatürk ve Türklük düşmanlığı olunca böyle şuursuzca günaha giriyorlar. Bu tür sözde hocaları dünlerde gördük, bugünlerde görüyoruz, yarınlarda da göreceğiz.

          Bir de şöyle bir şeye dikkat ettim. Sosyal medyada bu sözde hocaya tepki gösterenler içinde 6’lı masanın mensupları da var…

“Ne mutlu Türküm diyene” sözü üzerinden ne Türklük nutukları atıyorlar bir görseniz…

          Bundan iki yıl önce Türk askerinin Tunceli dağlarına “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü yazdığında gelen tepkileri hatırlıyorum.

Türkiye’de ilk kim karşı çıkmıştı biliyor musunuz?

Çakma Türkmen Ahmet Davutoğlu…

          Ne demişti: Kadrolardan ve iltifatlardan başlayan bu eski Türkiye alışkanlıkları siyasi söyleme ve sloganlara da yansımaktadır. Demokrasiden nasibini almamış ülkelerin ortak özelliklerinden birisi dağlara taşlara meydanlara toplumu bölen ayrıştıran sloganların yazılmasıdır. Türkiye sloganlardan yıllarca yeterince çekti. Demokratik ülkelerde kimlik sorunu sloganlarla ve dikte edici bir üslupla değil ülke vatandaşlığı etrafında birleştirici kapsayıcı ve kucaklayıcı bir yaklaşımla çözülür…”

          Daha sonra Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu “Şu anda milli duyguları galeyana getirmek için bu tip şeylere gerek varsa yazsınlar ama bu başka sebeplerden dolayı gerginliğe vesile oluyorsa bunu yapmanın faydası yok. Türkiye’de bir problemin olmadığını söyleyebilir miyiz? Kürt meselesi diye bir mesele var. Bunun kimseye faydası olmaz” diyerek “Ne mutlu Türküm diyene” sözüne karşı çıktı.

          En son Kemal Kılıçdaroğlu’na Tunceli dağlarına yazılan “Ne mutlu Türküm diyene” yazısını sordular ve o da “Atatürk’ün başka sözü yazılabilirdi” dedi. Arap mı, Kürt mü, Ermeni mi olduğu sürekli tartışılan Kılıçdaroğlu Atatürk’ün mirası CHP’de Genel Başkanlık yapıyor ama Atatürk’ün bu sözüne sahip çıkamıyor. Ama bunları destekleyen ittifak kuyrukları “Soysuzluk” projesinin sesi olan sözde hocalara yine tribünlere oynamak adına tepki gösteriyorlar. Bu da değişik bir soysuzluk değil mi?

Bunların “Ne mutlu Türküm diyene” sözüne karşı çıkan soysuz hocadan ne farkınız var?

          HDP ile masaya oturup “Türksüz, Atatürksüz” Anayasa hazırlıkları yapan soysuzlar millete rol yapıyor sadece… Yoksa bunlarda bu tür hocalarla aynı zihniyet sabidir.

ATATÜRK’E DÜŞMANLIĞI CHP MÜCADELESİ SANAN AHMAKLIK

          Kemal Kılıçdaroğlu geldiği günden bu yana CHP’de Atatürk’e ait ne varsa hepsini ezdi, sildi, yok etti. CHP’de vatansever, milliyetçi kim varsa hepsini uzaklaştırıp, Atatürk’e düşman olanları partinin en üst düzeyine doldurdu. Atatürk’e kefere diyen, Atatürk’ü Dersim katliamcısı gören, Atatürk’ün fotoğraflarını makam odasından indiren, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganından ve Atatürk adından rahatsız olan kim varsa CHP’nin vitrinini oluşturuyor. Şeyh Sait ve Seyit Rıza sevdalıları, Türkiye Cumhuriyetini bölmeye çalışan terör örgütü sempatizanları CHP’de cirit atmaktadır.

          Kemal Kılıçdaroğlu çok rahat bir şekilde de Diyarbakır’dan da “Bizi hala 1930’ların CHP’si gibi görmeyin. Dünya değişiyor, biz de değişiyoruz. Yeni şeyler söylüyoruz. Demokrasi ve özgürlüğü savunuyoruz” açıklamasını yapmıştı. CHP’liler artık yeni CHP’nin bu manzarasına alışsa da 2014 yılında Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu sözüne “Bu sözler büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün partisinde üye olan hele hele genel başkanlık makamını işgal eden bir kişiye hiç yakışmayacak sözlerdir.” Tepkisi CHP’nin haber sayfası ODA TV’de yayınlanmıştı.

          CHP’nin Atatürk ile Atatürk’ün düşünceleri ve miraslarıyla hiçbir alasıyla kalmamış, CHP’nin terör örgütlerinin yuvası olmuşken, bazı ahmaklar Atatürk’e, Kurtuluş Savaşı mücadelesine, Cumhuriyet değerlerine saldırarak CHP’ye darbe vurduğunu sanıyorlar. Ah ahmaklar ah… Siz CHP’ye darbe vurmuyor, siz CHP’ye nefes aldırıyor, maskesinin derisini güçlendiriyorsunuz.

          Sanki siz Atatürk’e, Kurtuluş Savaşı mücadelesine, Cumhuriyet değerlerine saldırınca Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP kadrolarının umurunda olacak… Sadece bunların ihanetlerini Atatürk maskesiyle kapatmasına yardımcı oluyorlar.

          HD(P)KK’ya yakınlığıyla bilinen Tunç Soyer, İzmir’in işgalden kurtarılmasını Yunan incinmesin diye “Barış Günü” ilan ederken, herkes buna tepki gösterirken eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman çıkıyor “Şehirlerin kurtuluş yıldönümleri kutlanıyor. Kesinlikle karşıyım. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Övünecek büyük bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz” açıklaması yapıyor. Yunan’a şirin görünmeye çalışan Tunç Soyer’den ne farkı var?

          Hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kütahya ve Afyonkarahisar’da 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlama programları yapıp, Atatürk ve silah arkadaşlarıyla ve milli mücadele dönemiyle ilgili çok anlamlı konuşmalar yaparken, İsmail Kahraman o günlerde bu atmosferi baltalama işine girişmişti.

          Yine Tunç Soyer’in Yunanistan’ı incitmemek için atmosfer oluşturduğu, Osmanlı’ya zehirli dilini uzattığı şu günlerde de iktidara yakın diyen bilen “Siyaset Uzmanı” Abdurrahman Uzun çıkıyor “İşte diyorlar, ‘İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı. Aslında bu bir kuruluş ve kurtuluş günüdür. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde aydınlık yarınlara adım attığı ilk gündür…’ Ağa hayırdır ya. Ben İzmirli değilim, İzmir’in kurtuluşu neden benim bu kadar gündemime oturuyor. Bir Yozgatlı bir Diyarbakırlı için neden önemli? Yani birileri bir taraflarından yeni bir milat yeni bir kahramanlık destanı mı oluşturmaya çalışıyor.” Gibi akıl almaz bir açıklama yapıyor.

          Tunç Soyer’in Türk milletine ve İzmir’e ihanetlerini anlatmak yerine “Kıçlarından yeni bir kurtuluş günü oluşturmaya çalışıyorlar.” Demek nedir yahu? Kime hizmet ediyor bu açıklama? Ayrıştırma, ötekileştirme ve İzmir’lileri ihanetin kucağına itmekten başka nedir bu?

          CHP ve Tunç Soyer ile mücadeleyi Atatürk’e, Kurtuluş Savaşı mücadelesine, Cumhuriyet değerlerine saldırarak yaptığını sananlara Allah fikir versin…

          Bunlar bu tür söylemlerde bulunduğu sürece Atatürk maskeli CHP bu ülkede ihanetlerine devam edecektir. Cumhur ittifakı Tunç Soyer’in maskesini düşürüyor, bunlar o maskeyi kendi eliyle Tunç Soyer’in yüzüne tekrar takıyor.